Pazarlama harikaları

15 gün önce Dünyaca ünlü Rus tenisçi Maria Sharapova; özel bir maç için Türkiye’ye gelmiş, Sinan Erdem Spor Salonu’nda dolu tribünler önünde Çağla Büyükakçay ile yaptığı karşılaşmayı 2-0 kazanarak, ülkesine dönmüştü.

Haberin Devamı

Uluslarası anlamda hiçbir şey ifade etmeyen, Dünya sıralamasına herhangi bir puan katkısı olmayan bu maçı en ön sıralardan; Bülent Serttaş’tan, Hülya Avşar’a kadar geniş bir ünlü kitlesi de seyretmişti.

Pazarlama harikaları

Maria Sharapova daha önce Tekstilkent Arena’da 2007 yılında yapılan İstanbul Cup’a ve 2011-13 yılları arasında 3 kere arka arkaya İstanbul’da yapılan ve sezon sonu Dünya Sıralamasında ilk 8 sırada yer alan sporcuların katıldığı Yıl Sonu şampiyonasına da 2 kere gelmişti.

10-15 yıl kadar önce Dünyanın en iyi 3 tenisçisi arasında sayabileceğimiz ama son dönemde, gerek sportif başarı, gerek aldığı doping cezası ve gerek kariyerindeki şampiyonluklar açısından baktığımızda bugün kadın tenisinin neresinde olduğu soru işaretidir.

Haberin Devamı

Kadın tenisinde 70li yılların başın Christine Evert, 70lerin sonlarından 80lerin sonlarına kadarına kadar olan yılları tartışmasız Martina Navratilova domine etmiştir. 80lerin sonunda bayrağı Steffi Graf almış, Monica Seles ile rekabetine baktığımız zaman da, bu dönemin majör tenisçisi olmuştur. Doksanların sonunda, 2000 yılına kadar Martina Hingis bir yıldız gibi parlamış ve aniden sönmüş, 2000lerin başından bu yana da kadın tenisinde Grand Slamler ve Yıl Sonu turnuvaları daha homojen olarak dağılmıştır.

Bu 18 yıllık dönemin en başarılı tenisçileri olarak Williams kardeşleri en tepeye koymak hiç de yanlış olmaz. Maria Sharapova bu dönemde en iyi 5 kadın tenisçi arasına girer mi derseniz, bana göre hayır; 2004 yılı dışında kadın tenisini domine ettiği bir sezon yok; şu an çoğumuzun adını hatırlamakta zorlandığımız Kim Clijters, Justine Henin gibi 2 Belçikalıyla aynı seviyeye koymamız mümkün olabilir. Günümüze baktığımızda ise Halep, Radwanska, Wozniacki, Azarenka gibi isimlerin yanına bile yaklaşamaz.

Maria Sharapova bir nevi kadın tenisinin David Beckham’ıdır diyebilir miyiz? O bile zor! Çağla Büyükakçay ile yaptığı maçı seyredenler olduysa anımsarlar. Sharapova’ya maç esnasında evlenme teklifi geldi, kendisinin bu teklife olan reaksiyonu ise son derece sınırlıydı. Benzer bir teklif şampiyon olduğu 1996 Wimbledon Tenis Turnuvasında Steffi Graf’a yapılmıştı, Steffi Graf’ın verdiği reaksiyonla Maria Sharapova’nın reaksiyonunu karşılaştırdığımız zaman da, bir pazarlama harikası olan Maria’yı maalesef Steffi Graf’ın çok arkasında görüyorum.

Haberin Devamı

Pazarlama harikaları

Son yıllarda, artık tenis denince akla gelen ilk ismin Hülya Avşar olmaması sevindirici bir gelişme olarak görülebilir fakat Wimbledon, Roland Garros gibi üst düzey turnuvaların neredeyse tamamının şifreli yayınlandığı bir dönemdeyiz. Sokağa çıkıp bir kadın tenisçi ismi sorduğunuzda, ülkemizde Maria Sharapova ve Çağla Büyükakçay’dan sonra üçüncü bir ismi sayabilenlerin oranı ne kadardır, merak edenler, sokakta karşılarına çıkan ilk 10 kişilik küçük bir denek grubuyla bile bunun cevabını alabilirler.

BERKE ÖZER VS. ERCE KARDEŞLER

Ülkemizde genç oyuncu fetişi ve sporcuları çok hızlı şekilde vitrine çıkarıp, aynı hızla indirme modası maalesef devam ediyor. Fatih Terim döneminde A Milli Takıma kadar yükselen Mert Akyüz, Ali Şaşal Vural gibi kalecilerle ilgili daha önce yazılar yazmış ve konuşmalar yapmıştım. Altınordu’nun yetenekli genç kalecisi Berke Özer’in de bu kervana katılmasını istemem ama daha geçen ay Manchester City gibi kulüplerle isminin anılması, 5 Milyon Euroluk bonservis ücretlerinin konuşulması sırasında, Berke Özer Altınordu’da ilk 11’de çıktığı 3 maçta büyük sıkıntılar yaşadı, Giresunspor’dan 3; Ümraniye ve Gazişehir’den 2şer gol yiyen Berke maalesef 3 maçlık periyotta göz dolduramadı ve bu hafta yedek kulübesinde oturarak, kaleyi yeniden Erce Kardeşler’e bıraktı, Berke’yi göklere çıkarırken, Erce’yi bu kadar unutmamıza, yok saymamıza da anlam vermekte zorlanıyorum, Erce’nin 0-0’lık Eskişehirspor maçından sonraki 4 maçlık yokluğunda, sadece 1 puan alabilen Altınordu, bu hafta Erce’nin kaleyi koruduğu maçta, Manisaspor’u deplasmanda 2-1 yenmeyi başardı.

Haberin Devamı

METE GAZOZ VS. YEŞİM BOSTAN

Ülkemizde çok başarılı sporcuların yetiştiği de oluyor, başarılı bir sporcu yetiştirmek kadar, onun varlığından kamuoyunu haberdar etmek, sponsor desteğiyle daha rahat bir hayat yaşamasını ve başarılı olduğu spora daha fazla konsantre olmasını sağlamak da son derece önemli. Ülkemizde Sports Tv’nin de bağlı olduğu Sportsnet Group gibi sadece spor sponsorluklarına odaklanmış ve bu konuda uzmanlaşmış ajanslar bulunuyor, bu ajansın P&G ile yaptığı Olimpiyat anneleri projesi hala akıllardadır, hatta sporcuların gelişimi ve tanıtımı için uzmanlaşmış Possible gibi ajanslardan da bahsetmek mümkün, örneğin Mete Gazoz isimli genç, başarılı milli okçumuz bu ajansla çalışıyor, Mete Gazoz’un yer aldığı her müsabakanın, kazandığı her başarının haberi mail kutuma düşüyor.

Haberin Devamı

Pazarlama harikaları

Olimpiyatlarda seyrettiğim ve orada tur atladığını hatırladığım o genç çocuğu unutmam mümkün değil, diğer taraftan yine çok başarılı bir kadın okçumuz Yeşim Bostan, geçtiğimiz Ağustos ayında Almanya’da düzenlenen Dünya Okçuluk Kupasında Makaralı Yay’da finalde Danimarkalı rakibine 144-143 kaybederek ikinci olmuştu.

Pazarlama harikaları

Geçtiğimiz hafta tesadüfen kanalları gezerken Fox Sports’da rastladım final müsabakasına ve o an iki haftada bir Mete Gazoz hakkında haber alırken, neden aylardır Yeşim Bostan adını duymadığımı düşündüm, sonra da ortaya bu yazı çıktı.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları