Faiz ve kur tartışmasında yeni boyuta geldiysek

YILLARDIR faizler ve kurlarla ilgili tartışmalar olur ama her şey piyasaya uygun yürümeye devam eder.

Haberin Devamı

Piyasa oyuncuları da bu nedenle zaman zaman çıkan bu tartışmalara fazla kulak asmazlar. Son günlerde gördüğümüz faiz tartışmasından ise işin biraz değiştiğini, yeni bir boyuta çıktığımızın işaretlerini alıyoruz.

Piyasalar, boyutu biraz değişse de, bu tartışmalardan eski örneklere bakarak fazla telaşlanmayacaktır. Resmi yetkililerle yaptıkları baş başa görüşmelerde “piyasa dostu” tavır gören yabancı oyuncuların, güvenme eğilimi devam ediyor. Öyle ya; resmi yetkililerle konuşunca sakinleştiklerine göre, demek ki güveniyorlar.

Geçmiş deneyimlere bakarak, “gerekenin yapılacağı”na hâlâ inandıklarını söyleyebiliriz. Zaman zaman politikacılardan gelen demeçlerden tedirgin olsalar da, gerçekleşmenin farklı olacağını düşünmeye devam ediyorlar. “Halka başka yabancıya başka” noktası halk için iyi olmasa da, yabancıları ilgilendirmiyor.

Haberin Devamı

Yabancıların yerli partnerleri de kendilerine geçmişten örnekler vererek, “Siz bakmayın bunların söylediklerine, gerekirse faiz artırımını yaparlar” deyince, tedirginlikleri azalıyor. Yıllardır, “Hâlâ Türkiye pazarı kârlı, bu faizi veren kimse yok” diye bakıp kısa vadeli yatırım yapan fonlar, tedirginlikleri büyümediği takdirde devam ediyorlar. Çünkü onlar da ortaklarına verecekleri kârı maksimize etmeye çalışıyor, ona göre aldıkları primi yükseltiyorlar.

Bu akışın durması için ilk neden sermayenin faiz artışlarıyla kendi ülkelerine dönmeleri, yani bizim gibi ülkelerden çıkmalarıdır. Bunun ipuçlarını görüyoruz ama beklendiği kadar hızlı olmuyor. Yavaş da olsa çekilme başlayınca paranın ilk çekildiği ülkeler ise olumsuz ayrışıyor. Türkiye’nin bu gruba girdiği zaten belli.

İkinci çekilme nedeni ise para yatırılan ülkenin ekonomisinin bozulabileceği endişesi. Genelde bir geri çekilme olmasa dahi, ekonomisi bozulacak beklentisi artan ülkeden çekiş başlayabilir. Bu olayı da zaman zaman yaşıyoruz. Çünkü özellikle enflasyon ve cari açık ciddi bozulma parametreleri olarak görülüyor.

BOZULAN DENGE İÇİN YAPILACAKLAR BELLİ

İşte yabancı yatırımcılar, makro dengenin bozulmaya başladığını görünce, o ülke yönetiminin bozulan dengeleri onaracak tedbirleri alıp almadığına bakıyorlar. Bunlar mali tedbirler olabildiği gibi parasal tedbirler de olabiliyor.

Haberin Devamı

Parasal tedbirlerin başında faiz oranlarının artması geliyor. Enflasyonunuz yüksekse, dengeleriniz bozuluyorsa, parayı tutabilmeniz için
risk primi denilen
artı bir getiriyi sağlamanız lazım ki, yabancılar kalmaya devam etsin.

Şimdiye kadar gereken bu adımlar atıldığı için yabancılar zaman zaman tedirgin olsalar da, uzun süredir paraları alıp geri dönmediler. Toplu halde paralarını alıp geri döndükleri zaman zaten neler olduğunu da biliyoruz.

Şimdiki tartışmaların boyut farkı da işte burada. Bir süredir piyasaların en çok sözüne güvendiği kişi olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in görevi bırakacağı, kabine değişikliği olacağı söyleniyor. En tepeden, artık faizin yüksekliğinin yanında faizin kendisine söz söylenmeye başladı. Faiz ve kurların yasaya bile gerek olmadan idari tedbirlerle düşürülmesi için paket hazırlandığı söyleniyor. Türkiye, talimatla, kamu bankaları veya sistem için üst faiz saptanması gibi idari tedbirlerle faize müdahaleye girerse,
işte bu ciddi boyut değişikliği demektir. Umarız korktuklarımız olmaz.

Haberin Devamı

Geçmişten biliyoruz ki; piyasa dışı zorlamalarla yaşanabilecekleri görmek için çok uzun süre beklemeye de gerek olmayacaktır. Hep öyle oldu; yanlış yoldan mutlaka geri dönüldü ama çoğu zaman geç kalınmış oldu.

Yazarın Tüm Yazıları