2 yıllık seçim ekonomisine dayanılamaz

2018 yılının her açıdan zor geçeceği, ekonominin olumsuz etkileneceği genel olarak kabul gören tahminler. Bu zorlukları aşmak amacıyla ekonomide alınacak popülist kararların artma ihtimali ise ekonomideki dengeleri iyice zora sokabilir.

Haberin Devamı

2017’de küresel iklim bizim gibi ülkeler için uygun bir zemin yarattı ama buna rağmen hükümetin destekleri arttı. Çalışanlara prim destekleri yaygınlaşırken, büyümeyi en çok destekleyen karar ise KGF kredilerine sağlanan Hazine teşviği oldu. Tüm bu dopinglerin etkisiyle 2017 yılında yüksek bir büyüme rakamına ulaştık ama bunun sürmesi mümkün gözükmüyor.

Bu aşamada büyüme oranlarının fazla düşmesine engellemek için hükümetin yine devreye gireceği beklentisi yüksek. 2019’da üç seçim birden yapılacağını göz önünde tutarsak, hükümetin oy kaygısı nedeniyle bu yıl popülist kararlar alması yüksek bir ihtimal. Seçimler zamanında yapılırsa, o zaman bu kararların 2 yıl daha devam edeceğini söyleyebiliriz. İşte bu noktada bu yıl alınacak popülist kararların dozu çok önemli hale geliyor.

Haberin Devamı

En baştan söylemek gerekir ki; bu ekonomi, mevcut kırılganlıklarıyla, 2 yıl sürecek bir seçim ekonomisi uygulamasına pek dayanamaz.

AKP hükümetleri hep seçim ekonomisi uygulamadıklarını, zor durumlarda bile mali disiplini koruduklarını söyler ve bununla övünürler. Kaldı ki bunda haklılık payı yüksek. Seçimlerden başarılı çıkmalarında, korudukları mali disiplinin öneminin yüksek olduğunu herkes biliyor.

Ancak 2017 yılından başlayarak popülizm eğiliminin ciddi biçimde arttığını görmek gerekiyor. Aslında son yıllarda ekonomik kadrodaki değişim ve “Yatırımcı Bakan” olarak bilinen Binali Yıldırım’ın Başbakan olmasından sonra harcamalarda ciddi artışlar zaten başlamıştı. Ancak gelişmiş ülkelerdeki finansal normalizasyonun gecikmesi nedeniyle sıcak para akışının devam etmesi, harcamalar artsa bile bir şekilde finansmanı sağlandığı için, başlayan popülizmin göze batmasını engelledi. Aslında 2017 yılında alınan popülist kararların, yine yüksek sıcak para girişi nedeniyle, olumsuz etkisi de şimdiye kadar pek hissedilmedi.

BÜTÇEDE OLMAYAN HARCAMALAR

Şimdi bu büyümenin fazla aşağı düşmemesi için büyük ihtimalle, KGF desteğinin devamı dahil, çeşitli teşvik ve kamu sübvansiyonları yine devrede olacak. Ancak bu kez finansal normalizasyonun artık başladığı bir döneme denk gelirse durum farklı olabilir.

Haberin Devamı

Dünya petrol fiyatlarında bu yıl beklenen ciddi artış  da durumu ağırlaştıran bir unsur olabilir. Bunun da ötesinde içeride siyasi çatışmaların keskinleştiği bir yıl olması bekleniyor. Yurt dışındaki davalar nedeniyle gelecek yüklü cezaların yanı sıra çeşitli yaptırımların konuşulduğu bir yıl yaşayacağımızı unutmayalım.

Tüm bu gelişmeler nedeniyle, içeride yönetimin dışarıya karşı sertleşip yalnızlaşma ihtimali, bunun da içerideki siyasi tansiyonu ve ekonomiyi olumsuz etkileme ihtimali de bir hayli yüksek gözüküyor. Kaldı ki; AKP içinde bile bu çatışmaların öncü sinyallerini yeni yılla birlikte almaya başladık.

Peki, hükümetin popülizme kaymadan bu yılı geçirebilir mi?

Haberin Devamı

Örneğin asgari ücret belirlenirken, 100 TL’lik devlet katkısına devam edilmesi, 2018 yılı bütçe ve program dengeleri içinde olmayan bir karardı. Yani yeni yılla birlikte ek yüklerin zaten başladığını söylemek mümkün. Kurlarda dalgalı seyir, enflasyonun yüksek seyrine devamı gibi beklentiler, büyümeyi de, vergi tahsilatını da olumsuz etkileyecek unsurlar. Biliyoruz ki, iş aleminde yeni vergi affı ve KGF kredilerine devam edileceği beklentileri de, şimdiden konuşuluyor.

Bence bu yıl alınacak popülist kararlar, bunlarla sınırlı kalmayacak...

Yazarın Tüm Yazıları