Kesikköprü itirazı

Çok değil daha üç ay önce ASKİ Genel Müdürü Necmettin Tahiroğlu, Ankara’nın son yıllarda en fazla kar yağışını almasının ardından “Yağışların yeterli düzeyde olmaması ve su tüketiminin artmasına rağmen halen barajlarımızdaki suyumuz yeterli” demiş, tüm Ankara rahat bir nefes almıştı.

Haberin Devamı

Kesikköprü itirazı

Fakat bir anda Başkan Melih Gökçek’in önceki günkü açıklamalarıyla Kızılırmak suyu bir kez daha gündeme geldi. Gökçek, “Bu sene itibariyle istesek de istemesek de Kesikköprü’den su alacağız. Başka çaremiz yok” dedi.
Belli ki, bu yaz Kızılırmak suyu bir kez daha kent gündemini epeyce meşgul edecek fakat, üç ay arayla ASKİ Genel Müdürü ve Gökçek’in birbirine bu kadar zıt açıklama yapmalarının sebebi ne olabilir?
Yıllarca Devlet Su İşleri’nde görev yapmış, şimdi de İnşaat Mühendisleri Odası Su Çalışma Grubu’nun sözcülüğünü yürüten inşaat ve çevre yüksek mühendisi Hasan Akyar’a sordum. 

Kesikköprü itirazı

Haberin Devamı

İHTİYACI KARŞILAR

Öncelikle Akyar, kesinlikle bu sene Kesikköprü takviyesine ihtiyaç duyulmayacağını iddia ederek, şöyle diyor: “Barajlarımızdaki kullanılabilir/çekilebilir su miktarı, Ankara’nın içme ve kullanma ihtiyacını önümüzdeki kış ayları başlarına kadar karşılayacak düzeydedir. Dolayısı ile ‘Kesikköprü Takviyesi’ söz konusu olmamalıdır.” 13 Nisan itibariyle Ankara içme suyu şebekesine İvedik ve Pursaklar arıtma tesislerinden toplam brüt 1 milyon 100 bin 650 metreküp içilebilir su verildiğini belirten Akyar, yaz aylarında kent nüfusunun azalmasına karşın şebeke suyunun çim sulamada kullanılması nedeniyle ihtiyacın azalmadığını belirterek, şunları söyledi:

265 MİLYON METREKÜP

“13 Nisan itibariyle Ankara’ya içme suyu sağlayan barajlardaki toplam doluluk oranı bizce yüzde 19.10 olmasına karşın, ASKİ web sitesinde yüzde 29.20 olarak verilmektedir. Bu farkın nedeni ASKİ’nin baraj ‘ölü hacimleri’nin bir bölümünü aktif hacim olarak değerlendirmesinden kaynaklanmaktadır.
Baraj havzalarımıza hiç yağış yağmasa bile şu an için barajlarımızdaki kullanılabilir/çekilebilir su miktarı 265 milyon metreküptür ve Ankara’nın içmekullanma ihtiyacını önümüzdeki kış ayları başlarına kadar karşılayacak düzeydedir. Dolayısı ile ‘Kesikköprü Takviyesi’ söz konusu olmamalıdır. Ankara için, Ankara’da yaşayanlar için en büyük tehdit, iki yıldır unuttuğumuz Kızılırmak suyunu gündeme getirmektir.”

Haberin Devamı

"BAKAN EROĞLU KIZILIRMAK PROJESİNİ YOK SAYMIŞTI"

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Şubat ayında yaptığı açıklamayı hatırlatan Akyar, Eroğlu’nun bu açıklamasıyla Kızılırmak projesini yok saymış olduğu yorumunda bulunuyor. Akyar’ın Kızılırmak suyuna ihtiyac kalmayacağı yönündeki tezine dayanak gösterdiği Erdoğlu’nun açıklaması şu şekildeydi: “Ankara’ya içmesuyu temin eden Çamlıdere Barajı’nın rezervuar hacmi çok büyük olduğu için barajın doluluk oranı yüzde 15 olmasına rağmen barajdaki mevcut su, Ankara’nın içmesuyu ihtiyacını rahatlıkla karşılayacak değerdedir. Ankara’nın içmesuyunun sigortası mahiyetinde olan Gerede İçmesuyu Projesi’nde de sona yaklaşıldı. Bu proje tamamlandığında Ankaramız 2050 yılına kadar herhangi bir içmesuyu sıkıntısı yaşamayacaktır. Tünelin 3’te 2’si bitti.”

GEREDE NEREDE

Haberin Devamı

Gerede Sistemi Projesi’yle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Akyar, mevcut projenin bu seneye yetişmesinin zor gözüktüğünü belirterek, bu projede, 2000’li yılların başlarına kadar uzun yapılan etüt ve fizibilite çalışmalarının bir kenara bırakılarak yanlış seçimler yapıldığını savunuyor. Akyar, şunları söylüyor: “Gerede Sistemi Projesi 2000’li yılların başlarına kadar uzun yıllar yapılan etüt ve fizibilite çalışmaları sonucunda seçilen alternatifin (yaklaşık 9 km tünelli) 2004 yılında imza aşamasına gelen Japon Kredisi ile yapımını ve 2007 yılında hizmete alınmasını öngörmekteydi. Fakat o dönem Büyükşehir Belediyesi, ‘öncelik metro’ diyerek bu projeyi kabul etmedi. Daha sonra ASKİ’nin önerdiği 31,6 kilometrelik tünel içeren projenin gerek ekonomik gerekse teknik yapılabilirlik açılarından olumsuzluklar içerdiğini yıllar önce altını çizmiştik. Nitekim haklı çıktık; Gerede sistemi inşaatının bitim tarihi, ihale sözleşmesine göre 2014 yılının Aralık ayı idi. Aradan yaklaşık 2,5 yıl geçmesine karşın işin fiziki gerçekleşmesi yüzde 80’ler mertebesindedir. Tünel açma işinin geride kalan bölümü teknik olarak çok daha sorunlu alanların (çeşitli yerel fay hatları, tektonik hareketlilik, yeraltısuyu seviyesinin yüksekliği vb.) içinden geçmektedir. İşin öngörülen maliyeti ve ihale bedeli çoktan aşılmış bulunmaktadır. Dileyelim ki, bir an önce bitirilsin ve hizmete alınsın ki Ankara bir daha Kızılırmak suyuna mahkum olmasın.”

Haberin Devamı

8 YILDA NE DEĞİŞTİ

Bu arada Başkan Gökçek, ‘Kesikköprü takviyesi’yle ilgili yaptığı açkılamada, Gerede projesinin önümüzdeki sene devreye gireceğini belirterek, “Bizim için nefes olacak. 226 milyon metreküp buradan su alabileceğiz” dedi. Oysa, 2009 yılında Kızılırmak suyu tartışılırken Gerede’yle ilgili şunları söylemişti:
“‘Gerede’ye yeni baraj yapılsaydı, susuzluk çekmezdik’ diyenler var. Aslında Gerede bölgesi ile mevcut olan Çamlıdere bölgesi arasında 30 kilometre mesafe var. Gerede’ye yağan yağmur, Çamlıdere’ye de yağıyor. Çok az bir rejim farkı var. Oraya baraj yapsaydık, gene susuz kalırdık. Bizim tek çözüm yolumuz, 7 milyar metreküp suyun bulunduğu Kesikköprü Barajı idi.” Akyar’a “Aradan geçen 8 yılda Gerede bölgesinde rejim değişikliği mi oldu da, Gerede şimdi bizim için nefes olacak?” sorusunu yönelttim. O da, şu yanıtı verdi:
“Ülkemize düşen yağış genel olarak kuzeyli rüzgârlar eşliğinde gelmektedir. Bu yağışın yönü ağırlıklı olarak (yaklaşık yüzde 60’ı) kuzeybatıdan –Karayel yönünden- gelen hava akımları ile gerçekleşmektedir. Dolayısı ile akışa geçen yağış genel olarak dağların, tepelerin, sırtların, sıra dağların kuzeye bakan yamaçlarına düşmektedir. Gerede Filyos havzasındadır. Cankurtaran Geçidi’nin güney yamaçlarını akaçlayan Çamlıdere barajı havasına göre Gerede’nin de içinde bulunduğu su toplama alanı kuzeyli yağışlardan çok daha fazlasını almaktadır. Aralarındaki ‘30 kilometre mesafe’ az görülerek küçümsenebilir ama, havzalar arasındaki 1 metre bile çok farklı yağış rejimlerinde yer aldıkları gerçeğini değiştirmez. Örneğin Kaçkar Dağlarının kuzey etekleri Doğu Karadeniz havzalarındaki yüksek yağış ve akışı belirlerken, güney eteklerinin drenaj alanı Çoruh havzasındaki yağış bunun çok altındadır. Öte yandan, ‘Gerede şimdi bizim için nefes olacak’ değerlendirmesi, Sayın Başkanın 2008 yılında Kızılırmak Projesini savunurken ifade ettiği ‘Kesikköprü Barajından yılda 500 milyon metreküp suyu iletebilecek kapasitedeki bu proje ile Ankara’nın uzun dönemli geleceği garanti altına alınmıştır’ söylemlerini de bir bakıma çürütmektedir.”

Yazarın Tüm Yazıları