‘Milli oto’ gündemde ‘Milli CEO’lar atakta

‘Yerli’ veya ‘Milli otomobil’in gündeme gelmesinden bu yana tam 7 yıl 5 ay geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ocak 2011’de Başbakan iken TÜSİAD İstişare Konseyi toplantısında iş dünyasından yüzde 100 yerli otomobil markası geliştirilmesi talebinde bulunmuştu.

Haberin Devamı

Ancak aradan geçen 7 yılda TÜBİTAK’ın bünyesinde gerçekleşen bazı çalışmalar dışında çok somut bir adım atılmadı, atılamadı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mayıs’ta katıldığı son TÜSİAD toplantısında, “Şu salondan babayiğit çıkmıyorsa dükkanı kapayalım” çağrısı yaparak, yerli otomobil talebini yineledi. Ancak bu çağrısına da heyecanlı bir yanıt bulamayan Erdoğan, bir hafta sonra bu kez babayiğit arayışını TOBB genel kurulunda da devam ettirerek şunları söyledi: “Bir teklifim var. Bu milletin evladı olarak buna hasretim. Gelin, şu yerli yüzde 100 üretimi olan otomobilimizi TOBB camiası içerisinden çıkartalım. TOBB yüzde 100 yerli otomobili ‘Made in Turkey’ olarak çıkarsın. Biz bu konuda yanınızdayız. Montajcılık bu millete yakışmıyor. Artık bu millet üretebilecek beyine de ürüne de sahip…”

Haberin Devamı

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD’ın aksine Erdoğan’ın çağrısına hemen cevap verip, “Sayın Cumhurbaşkanım biz bunu yaparız. Siz yeter ki yanımızda olun. Siz bizim yanımızda olduktan sonra biz bunu yaparız” yanıtıyla ‘yerli otomobil’ konusunda istekli olduklarını ortaya koydu. Şimdi Erdoğan başta olmak üzere herkes heyecanla 6 Haziran’ı bekliyor. Çünkü TOBB Yönetim Kurulu Toplantısı’nın gündem maddesinin ‘yerli otomobil’ olacağı belli oldu.

Bu konuda çok yazdım, çok yorum yaptım. En başından beri söylüyorum, ‘Türkiye kendi markasını çok kolaylıkla üretir.’ Sahip olduğumuz otomotiv sanayi her türlü otomobili geliştirip, üretecek bilgi ve birikime sahip. Tek sorun bu markayı ve ürettiğimiz bu otomobilleri kime ve nasıl satacağımız. Dünya otomotiv endüstrisinin hızla geliştiği, artık geleceğin elektrikli ve sürücüsüz otomobillerden oluşacağının kesinleştiği bir dönemde, biz kime rakip olacağız? 100 yıllık geçmişe sahip markaları mı yoksa Tesla gibi 13 yıl önce kurulan ve piyasa değeri olarak Ford’u bile geçen yeni nesil otomotiv şirketlerine mi? Bu konuda TOBB’un neler yapacağını yakın zamanda göreceğiz, ama işlelerinin kolay olmadığını söylemeliyim. Sırf yapmış olmak için yapmamak, dünya otomotiv endüstrisini yakından incelemek gerekiyor. Yoksa sonu hüsran olur, yatırım yapan ciddi zarar edebilir. Örnekler çok...

Haberin Devamı

BEN AHKAM KESEMEM
Ben burada ‘yerli otomobil’ konusunda ahkam kesmek niyetinde değilim. Sadece son 7 yılda Türkiye’de yerli otomobil gündemi meşgul etse de atlanan çok önemli bir şey var. O da Türk yani yerli yönetici rüzgârı... Otomotiv Distribütörleri Derneği’ne (ODD) üye 45 otomotiv markası var. Üye olmayanlarla bu sayı yaklaşık 48-49 civarında. Bundan 10-15 yıl önceye kadar Türkiye’de yer alan markaların birçoğunun başında yabancı yönetici görev yaparken varken bu sayı bu yıl itibariyle 2’ye düştü. Yani Türkiye’de sadece 2 marka ki onlar da Peugeot ve Honda yabancı genel müdürler tarafından yönetiliyor. Geri kalan tüm markaların başında artık Türkler var.

Haberin Devamı

Yani uluslararası markalar başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada artık yerel yönetici stratejisine yöneldi. Pazarı daha iyi koklayan, bayilerle, müşterilerle daha iyi iletişim kurabilen yerli yöneticiler tercih edilmeye başlandı. Çünkü Türkiye özelinde bakarsak, yabancı bir yöneticinin pazar dinamiklerine ve şartlarına alışması 2 yılı buluyor. Tam alıştı derken 3 yıllık görev süresinin sonuna geliyor ve hop başka ülkeye transfer oluyor. İşte artık bu tip sıkıntılar otomotiv dünyasında pek olmayacak gibi gözüküyor. Burada bence en büyük sıkıntıyı Türkiye’ye gelip daha sonra hızla uluslararası arenada basamakları tırmanan yabancı yöneticiler yaşayacak. Çünkü Türkiye gibi sürekli değişen dinamik bir pazarda görev yapmak, kariyerlerinde önemli bir fırsatı onlara sunuyordu. Ama artık arena Türk yöneticilerine kaldı.

Haberin Devamı

İlanla girdi zirveye çıktı

TÜRKİYE’de son dönemde yerli yöneticiyi tercih eden uluslararası otomotiv devleri arasında Nissan, Mercedes ve Volvo yer alıyor. Uzun yıllar Nissan Türkiye’nin başında Japonlar yer alırken, Sinan Özkök bu durumu bozarak ilk Türk Genel Müdür oldu. Aynı şekilde Mercedes 50 yıldır Türkiye’de hep Almanları tepeye getirirken, ilk kez bir Türk’ü Süer Sülün’ü Direktörler Kurulu Başkanı olarak atadı. Son yerli yönetici hamlesi ise İsveçli Volvo’dan geldi. Bugüne kadar Türkiye’de hep yabancı genel müdür tercih eden İsveçli marka, ilk kez bir Türk’ü başa getirdi. O isim de 20 yıldır Volvo Türkiye’de birçok kademede çalışmış Sabri Sözen oldu.

Haberin Devamı

Volvo’ya gazete ilanıyla garanti danışmanı olarak giren sonra sırasıyla yedek parça müdürü, servis müdürü, satış sonrası hizmetler direktörü ve son olarak bayi ve iş gelişme direktörü olan Sabri Sözen, Nisan 2017’de Volvo Türkiye’nin ilk Türk genel müdürü olarak zirveye çıktı. Mütevazi kişiliği ile dikkat çeken Sözen, Türk yöneticilerin pazarın dinamiklerini daha iyi bildiğini, bayilerle daha iyi iletişim kurabildiğini belirterek, “Volvo sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada yerel yönetici stratejisini hayata geçirmeye başladı. Bence bir ülkeyi en iyi o ülkenin vatandaşları bilir” açıklamasını yaptı. Sözen’e yeni görevinde başarılar dilerim...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları