Türkiye 2014: Katil serbest, hırsız yasak

Türkiye'de 2014 yılına bence yargıya yönelik müdahaleler ve baskı altında çifte standartlı kararlar veren mahkemeler damga vurdu.

Haberin Devamı

İki ay önce IPI-CPJ basın özgürlüğü heyeti olarak ziyaret ettiğimiz Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, iki noktaya dikkat çekmişti.

Kılıç, siyasi müdahalelerle oluşan "korku iklimini" vurguladıktan sonra, "en büyük görevin yargıya düştüğünü" belirtmiş, fakat yargı mensuplarının "temel hakları esas alan bir algıya sahip olmamasından" yakınmıştı.

Tam bir yıl önce yazdığım gibi AYM, Türkiye'de sallanan demokrasi sarkacını demokrasiye doğru itmek için üzerine düşeni son dönemde yapıyor.

Ancak bugün bir yanda yargı içinde yuvalandığı söylenen bir grubun, bir yanda ise o grubu "temizlemek" adına (veya bahanesiyle) güçler ayrılığını ortadan kaldırmaya hazır olduğunu gösteren siyasal iktidarın arasında kalan alt mahkemeler, çelişkili kararlarla demokrasiye zarar veriyor.

Haberin Devamı

Bir törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle 16 yaşında bir lise öğrencisinin tutuklanması üzerine, yakın geçmişteki bu çelişkileri hatırladım.

Mesela...

  • "Ampulsün sen Tayyip" demek, Bursa 4. Sulh Ceza Mahkemesi’ne göre 2008'de hakaret suçuydu. Ama Yargıtay bu kararı bozduktan sonra bu yıl bu davayı farklı bir hakimle tekrar gören mahkeme, bu ifadeyi "hakaret değil siyasi hiciv" diye niteleyip bu kez cezaya gerek görmedi.

  • Yine Yargıtay'a göre "Terbiyesiz" demek 2 yıla kadar hapis gerektiren bir hakaret... (Erdoğan sigara içen gençlere "terbiyesiz" demişti --ki Cumhurbaşkanı olduğu için hakaret suçundan yargılanması söz konusu değil.)

  • Aynı Yargıtay, “Utanmaz, alçakça, manyak” gibi ifadeleri bu yılki kararında hakaret saymamıştı. (Bu ifadeleri sarf eden ise hükümete toz kondurmayan bir köşe yazarıydı.)

  • Bu yıl bir başka tartışma programında bu kez emekli bir tümgeneral için kullanılan “alçak adam” ve "haysiyetsiz" ifadelerini de Yargıtay 4. Hukuk Dairesi hakaret saymadı.

* * *

Siyasetçilerin en çok kendilerini yolsuzluk iddialarıyla bağdaştıran ifadelere dava açtığını, mahkemelerin de en fazla bu konuda ifade özgürlüğünü sınırladığını görüyoruz.

"Katil" demenin serbest, "hırsız" demenin hapis cezası gerektiren bir hakaret sayıldığı "melez" bir yargı düzenine sahibiz artık...

Haberin Devamı

Gösteride slogan atarken Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle 11 ay hapis cezasına çarptırılan Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse örneği ortada...

Bu çarpıklıkta, Erdoğan'a hakaretten yargılanan bir başka isim olan yönetmen Mustafa Altıoklar'ın, "Ben hakaret etmedim, tıp doktoru olarak teşhis koydum" diye savunma yapması, uzun süredir bir Kafka romanı tadında yaşayan ülkemizin bugünlerde "siyasi hiciv" türüne meylettiğini gösteriyor.

Hani, o yazar ne diyordu Cumhurbaşkanlığı ödülünü alırken?

"Bugün George Orwell olsa sizi ayakta alkışlardı."

* * *

Herkese, ifade özgürlüğünün sınırsız kullanılabildiği, ama yine de kimsenin kimseye hakaret etmediği bir yeni yıl diliyorum.

Haberin Devamı

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz? Emre Kızılkaya'ya Hürriyet Sosyal'den ulaşabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları