Facebook Trump’ın hesabını siler mi?

Bir gün olabilir.

Haberin Devamı

Bunu söyleyen, Facebook’un Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’da Kamu Politikasından Sorumlu Başkan Yardımcısı Richard Allan.

 

Çiğdem Bozdağ hoca başta olmak üzere Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya bölümü öğretim üyelerinin çabalarıyla; medya, akademi ve hukuk gibi farklı alanlardan gelen isimlerin oluşturduğu küçük bir grup olarak zaman zaman buluşuyoruz.

 

Türkiye’ye gelen Facebook yöneticisi Allan ve WhatsApp’ın küresel politikalarından sorumlu üst düzey yöneticisi Christine Turner ile de geçen hafta bu kapsamda uzun uzun konuşma imkanı bulduk.

 

Allan’a Trump ile ilgili soruyu sorduğumda, aklımda, ifade özgürlüğü konusunda teknoloji devlerinin uyguladığı keyfi standartlar vardı.

 

Haberin Devamı

Örneğin Twitter birkaç ay önce, kendi kurallarını ihlal etmesine karşın Trump’ın hesabını bloke etmeyeceğini duyurmuş, çünkü onun “sıradan” bir kullanıcı olmadığını, kuralları ihlal etse bile bir başkanın söylediklerini bilmenin toplum için faydalı olduğunu savunmuştu.

 

Kimileri bunu kamu yararını esas alan soylu bir çıkış olarak görebilir ama kimileri de aslında Twitter’ın sadece kendi ticari çıkarlarını gözettiğini söylüyor. Zira Twitter tam ölüyor denilirken biraz da Trump sayesinde yeniden canlandı.

 

Allan’a göre Facebook Trump’ı özel bir koruma sağladıkları için değil, topluluk kurallarını ihlal etmediği için (şimdilik) platformdan atmıyor.

 

Facebook’un kullanım şartlarında, doğru söyleme zorunluluğu yok. Dolayısıyla Trump’ın yalan söylemesi şartlara aykırı değil.

 

Bunun da ötesinde, Allan’a göre Trump’ın şimdiye kadar tepki çeken “Meksikalı tecavüzcüler” ve “Müslüman teröristler” gibi ifadeleri de Facebook şartlarına aykırı değil.

 

Haberin Devamı

“Sadece bir topluluğun tamamını suçlayan ifadeleri nefret söylemi kapsamında görüp bloke ediyoruz” diyor Allan.

 

Yani Trump bir gün “Müslüman teröristler” değil de, “Tüm Müslümanlar teröristtir” yazarsa, Facebook hesabı askıya alınabilir.

 

Bunun dışında, “gerçek dünyada şiddete yol açabilecek” her tür söylem ve ayrıca çıplaklık içeren görseller gibi içerikler de topluluk kurallarına aykırı olduğu için Facebook’tan kaldırılıyor.

 

Son yıllarda bu köşede, YouTube nedeniyle Google’ı ve Facebook’u defalarca eleştirdim.

 

Üst üste gelen skandalların ardından artan kamuoyu baskısıyla her iki kurumun da hatalarından ders aldığı, en azından bu yönde çaba harcadığı ortada.

 

Haberin Devamı

Google’ın birkaç gün önce basına sızan bir iç raporu, “internetin bir yandan açık ve herkesi dahil eden bir yapı olarak tutulurken bir yandan da siyasi baskı, nefret söylemi ve benzeri olumsuzlukların nasıl engellenebileceğine” odaklanıyor.  

 

YouTube’daki çocuklara yönelik zararlı içerikler konusunda Google çok hızlı bir şekilde binlerce “insan” moderatör işe alarak yapay zekanın henüz yeterince gelişmemesinden kaynaklanan arızayı önemli ölçüde gidermişti.

 

Facebook da son dönemde daha şeffaf (son veri sızıntısını hemen açıklamaları gibi) bir rotaya girerken yalan haber gibi diğer kritik konularda da daha etkin önlemler (teyit uzmanlarıyla başlattıkları işbirliği gibi) uygulamaya koydu.

 

Haberin Devamı

Allan’ın verdiği bilgiye göre Facebook üç ay içinde 500 milyon sahte hesabı, “koordineli inorganik davranışları” tespit eden makine öğrenme teknolojileri sayesinde açıldıktan çok kısa süre sonra sildi.

 

Daha da önemlisi, Facebook yetkilisi, yapay zekanın henüz tek başına tüm sorunları çözemeyeceğinin farkında olduklarını vurguluyor.

 

Bu yüzden Facebook, yapay zeka ve makine öğrenmeyi “sorunlu” içeriklerin daha yayılmadan tespit edilmesinde kullanırken, bunların “değerlendirilmesi” için artık daha sık insan zekasına başvuruyor.

 

Bu arada Whatsapp uçtan uça şifreli olduğu için içerikleri ilgili kullanıcılar dışında kimse göremiyor ama Turner’ın dediğine göre onlar da yalan haberin yayılmasına karşı en azından bir önlem almış durumdalar: Bir süredir fark etmişsinizdir, bir mesaj bir başka kaynaktan iletildiğinde, artık üzerinde “Forwarded - İletildi” yazıyor.

 

Haberin Devamı

Her gün milyarlarca insanın hayatına dokunan bu platformların kamuya muhtemel zararlarını törpüleme yolunda kaydettiği ilerleme sevindirici.

 

Elbette alınacak daha çok yol var, çünkü bilhassa Facebook’un; hakikat sonrası bir düzeni teşvik etme, toplumu kutuplaştırma, yankı odaları yaratma ve habercilikten reklamcılığa birçok sektörün ilke ve kurallara dayanan sınanmış mekaniklerini bozma gibi sorunları hala çözülmeyi bekliyor.

 

Bu sorunlardan bazıları çok acil, çünkü can yakıyor. Mesela Arakan Müslümanlarının uğradığı zulümde, Facebook’un yıllardır Myanmar’daki askeri yönetimin dümen suyunda gitmesinin de etkisi var --ki şirket bu konudaki hatasını bu yıl geç de olsa kabul etti.

 

Peki bu sorunlar kalıcı olarak nasıl, ne zaman çözülecek?

 

Allan Facebook’un, “içeriklerin dağıtımını güvenle ilişkilendiren” yeni bir algoritma için bugünlerde testler yaptığını söyledi.

 

Neredeyse tüm medya kuruluşlarının Facebook’tan gelen trafiklerini yarıya yarıya, hatta daha fazla düşüren bu yıl başındaki algoritma değişikliğinin bahsettiğimiz sorunları çözmediği ortada.

 

Zira son araştırmalar, ABD’de saygın medya kuruluşlarının bu algoritma değişikliği nedeniyle Facebook’ta etkisini büyük ölçüde kaybettiğini, sansasyonel yayınlar yapan aşırı sağcı ve aşırı solcu sitelerin ise olumlu etkilendiğini gösteriyor.

 

Allan’ın bahsettiği testler bittiğinde, kaynakların güvenilirliğine göre onların Facebook’taki gücünü yeniden belirleyecek bu değişikliğin nasıl etkiler yaratacağını herhalde bu yıl bitmeden görmeye başlayacağız.

 

YENİ MEDYA İLETİŞİM AĞI’NDA BU HAFTA

 

Gazetecilik öğrencileri, iletişimcilik profesyonelleri ve akademisyenlerle oluşturduğumuz Yeni Medya İletişim Ağı'nda bu hafta bu konuyu tartıştık. (Siz de bu bilgi paylaşım ağına katılmak isterseniz, bana bir e-posta göndermeniz yeterli: ekizilkaya@hurriyet.com.tr )


Ağda paylaşılan görüşlerden üçü şöyle:

 

Mücahit Karakoç: Hakikat sonrası meselesinin mevcut çözümlerle yani yapay zeka + kısıtlı sayıda insan moderatör ile çözülemeyeceğini düşünüyorum. Bir yıla yakındır önce yatırım vesilesiyle sonra teknik açıdan blokzincirle uğraşmaya başladım. O dünyada da yeni sosyal medya girişimleri var. Blokzincir teknolojisinin kendisi kullanılsa daha iyi ama orada belki de çok farkında olmayarak geliştirilen metotların geleneksel sosyal medyaya getirilmesi lazım. Özetle, crowdsourcing tarzında hakikat ajanlığının bir kariyer hâline dönüştürülmesi lazım. Bilerek ya da bilmeyerek yalan yaymak, hakaret etmek, ırkçılık yapmak vs. durumlar kullanıcının sosyal medya itibarına zarar getirmeli. Haberler ve kişiler güven esaslı olmak üzere notlandırılmalı diğer kullanıcılar tarafından. Bunun ise yapay zeka ve kısıtlı sayıda insan moderatörler ile yapılması çok zor mevcut durumda. O yüzden crowdsourcing tarzı bir moderatörlük gerekiyor. Tabii bozulmayı (corruption) zorlaştırıcı bir yönetim modeli oluşturulması da lâzım. Ticari çıkarlarının zarar görebileceği kanısıyla geleneksel sosyal medya devlerinin benzeri çözümlere yanaşmayabileceği yönünde endişem de yok değil.

 

Kemal Erdoğan: Bu mecralar yalan, ırkçı içerikleri düzeltme yapmaya yönelik çalışma yaparken içerik sahiplerine yönelik yaptıkları ödeme yüzdesinde (bindesi demek daha doğru) iyileştirme için hiçbir şey yapmamalarına karşı bir algı ve dayanışma oluşturulmalı. Zor bir şey söylediğimin farkındayım ama bu yönde şikayetlerin dünyada arttığının da farkındayım. Bu mecralar İngiltere’de, Avrupa’da baskı gösteren devletler yüzünden ofis açıp vergi ödemeye başladılar.

 

Gökhan Korkmaz: Ben yazılı ve görsel basının her şeye rağmen devam etmesi gerektiği kanısındayım. Aynı şekilde daha fazla kitap, dergi, gazete, basılı olarak basılmalıdır. Sosyal medyanın küresel anlamda kültürel düzeyi yükseltmek yerine aksine düşürdüğü, ırkçılığı ve kutuplaşmayı arttırdığı ve insanlığın yaşadığı sorunlara derman olmadığı kanısındayım. Facebook, Twitter, Instagram gibi çok uluslu şirketlerin yarattığı bu karanlık düzenden çıkmanın vaktinin geldiğini belirtip bu karanlık düzenin yerini alabilecek yeni mekanlar, yeni ortamlar yaratılmasının gerektiği kanaatindeyim. Bunun için gerekli tartışma ortamları ve zeminler yaratılmalıdır. Sosyal medyanın toplumlar üzerinde yarattığı tahribat da daha derinlemesine incelenmelidir.

 

Yazarın Tüm Yazıları