Allah ne diyor biz ne yapıyoruz?

BUGÜN yüzlerce yıldır İslam dünyasının içinde bulunduğu içler acısı manzaraya baktığımızda, Allah’ın ayetlerinin de, Peygamberimizin o ayetleri en güzel şekilde hayatına yansıtarak ortaya koymuş olduğu örnekliğinin de Müslümanlara gerektiği gibi yansımadığını görüyoruz.

Haberin Devamı

Öyle bir din düşünün ki kutsal kitabı “Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, mezheplere bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra çekişmeye girip fırkalar (mezhepler) halinde parçalananlar gibi olmayın” diyecek ama inananlar bunca fırkaya ayrılıp ayrılığa düşecek ve kendileri gibi düşünmeyenleri din dışı ilan edecekler.

 

‘DİNDE FIRKALARA AYRILMAYIN!’

 

Kuran, şüphesiz inananlar kardeştirler diyecek ama kimi mezhep ve tarikat mensupları, başka mezhep ya da tarikattan olan ve namazda imamlık yapan birinin arkasında namaz kılmayacak ve başka mezhebe bağlı Müslümanlar ile aynı safta namaza durmayacaklar. Hatta kimi zaman birbirlerini Müslüman olarak dahi görmeyecekler.

 

Haberin Devamı

- Kuran’da Peygamberimize, “Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere (mezheplere) bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir” (En’am suresi 159) denilecek ama buna rağmen birileri kalkıp “Mezhepsiz din olmaz” diyecek ve hatta mezhebinin görüşlerini Allah’ın sözlerinin önüne geçirecekler. Oysa Allah daha önceki peygamberleri ve inananları uyardığı gibi bizleri de uyarır: “Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!” (Şura suresi 13)

 

MEZHEP, TARİKAT, CEMAAT...

 

Allah, insanlığın vahiy ile müşerref olduğu ilk günden son nebi Hz. Peygamber’e gelen son vahye kadar kendisine teslim olan kullarını göndermiş olduğu kitap ve sayfalarda “Müslüman” olarak tarif etmiştir.

 

Buna rağmen inananların çoğunluğu bu şerefli isim ile yetinmeyip bunun önüne, arkasına ekler koymuş ya da falanca mezhebe, filanca tarikata veya cemaate bağlı “Müslümanlar” olarak kendilerini ifade etmişlerdir.

 

Haberin Devamı

Bu da yetmezmiş gibi insanları din adına Kuran’a davet eden ve Peygamberimizin gerçek yolunun da bu olduğunu söyleyen kişileri, geçmişten beri gelen dini geleneği inkâr etmekle ve sapkınlıkla suçlayarak çoğunluğun duygularını istismar edecek ve Kuran’a davet eden inananları dinden çıkmakla ve Peygamberimizi devre dışı bırakmakla itham edecekler.

 

EN ŞEREFLİ SIFAT MÜSLÜMAN

 

Oysa Allah’a gerçek anlamda teslim olmuş bir inananın kazanabileceği en şerefli sıfat Müslüman, illa bir şey ile anılacaksa birlikte anılacağı en şerefli şey de Kuran’dır. Ayetler açık bir şekilde durumu özetliyor bize:

 

- “Allah uğrunda O’na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim’in dinini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap’ta da ‘Müslümanlar’ diye adlandırdı ki, Elçi sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. O’dur sizin Mevlâ’nız. Ne güzel Mevlâ’dır O, ne güzel yardımcıdır O!” (Hac suresi 78)

 

Haberin Devamı

İSLAM DÜNYASININ İÇİNDE BULUNDUĞU İÇLER ACISI TABLO

 

BUGÜN tüm dünyada Müslümanların içinde bulunduğu sıkıntı, sancı, bilgisizlik ve yozlaşmaya bakınca, yabancı bir insanın Müslüman olmasını gerekli kılacak ne var diye düşünüyor insan. Kuran dışında hiçbir şey yok aslında. Hiç kimseden Müslümanların geneline bakarak Müslüman olması beklenemez.

 

*

 

- Kuran, “... Allah, aklını kullanmayanları pisliğe mahkûm eder!” (Yunus suresi 100) diyecek ama buna rağmen çoğu inanan, akılla dinin anlaşılmayacağını, düşünmeden, sorgulamadan, Allah’ın vahyini okuyup öğrenmeden sadece anlatılanları kabul edip uygulamamız gerektiğine inanacak. Bugün İslam dünyasının içinde bulunduğu içler acısı tablonun en öncelikli sebebi, Allah’ın insanda yaratmış olduğu akıl ayetinin dikkate alınmaması ve indirmiş olduğu vahiy ayetlerinin gereken itibarı görmemesidir.

 

Haberin Devamı

KADIN ÇIPLAK DA GEZSE...

 

- Kuran, “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı asılıp tutunandan yarattı. Oku! Rabbin en büyük cömertliğin sahibidir. O’dur kalemle öğreten! İnsana bilmediğini öğretti” (Alak suresi 1-5); “Okuyup araştırdığınız şeylere, öğrettiğiniz şu Kitap’a dayanarak benliklerini Allah’a adamış kullar olun” (Ali İmran suresi 79); “O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin...” (Nisa suresi 94); “İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık” (En’am suresi 98) der. Buna rağmen rivayet kültürünü Kuran’ın önüne geçirenler tarafından okuyup araştırmak, meseleler üzerine kafa yormak ve gerçeği kavramak üzerine düşünmek değil, anlatılan şekli ile kabul ederek taklit etmek tavsiye edilir. Yine özellikle birtakım asılsız rivayetlerinden hareketle kadınlara okuma-yazma öğretilmemesi ya da bir şekilde toplumun dışında bırakılarak evlere hapsedilmeleri söylenir.

 

*

 

Haberin Devamı

- Yine Kuran ayetlerinde “Bakışlarınızda ölçülü olun”, “İffetinizi koruyun”, “Çirkin işlerden uzak durun”, “Nefsinize hâkim olun” türünden birçok uyarı yapılır ama tüm bu uyarılara rağmen, etek boyu biraz kısalınca birileri yoldan çıkıp sapkınlığa ve tecavüze yeltenir. Bir de utanmadan bu durum bahane edilir. Birileri de çıkıp aynı şekilde utanmadan, “Öyle giyinmeseydi, hak etmeseydi” der. Oysa “Mini etek giyme, tahrik etme” diyenler bir de dilleri ile tecavüz ederler. Hiçbirimiz bir kadının sokakta çıplak gezmesini istemeyiz ama kadın çıplak da gezse Müslümanım diyen biri, insanlıktan taviz vermemesi gerektiğini bilmelidir.

 

*

 

- Yine Kuran ayetleri, “Samimiyet ve takva ile Allah’a kulluk edin, Allah sakınanları sever” der ama dinin kimi mensupları riyakârlık ve içten pazarlıkla dünya hesabına, makam ve kariyer sevdasına düşerler. Dosdoğru yol üzerinde olun, iyi ve güzel olana özendirin, kötü ve çirkin olandan sakındırın, daima şükredin, barışı esas alın, affedin, ahlaklı ve faziletli olun, güvenilir olun, güzel söz konuşun der ama kimi mensupları dünya menfaati için birbiri ile çekişerek Allah’ın sınırlarının dışında gezinir.

 

*

 

- Peki, bu kadar güzel ve yaşanabilir bir dinimiz varken nasıl oluyor da dini doğru bir şekilde bilmiyor ve yaşamıyoruz? Çünkü Kuran’ı tek ölçü kabul etmiyor, ayetlerini gerektiği gibi dikkate almıyor ve Peygamberimizin örnek hayatını doğru bir şekilde bilmiyoruz. İnananlar olarak Rabbimizin sözlerine sarılmak ve o sözler ile uyarıda bulunmak durumundayız: “Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kuran ile uyarmaktan vaz mı geçelim?” (Zuhruf suresi 5)

Yazarın Tüm Yazıları