Lakabını emekten alan bir futbolcu: Rıza Çalımbay

Rıza Çalımbay, 1963 doğumlu bir emekçi çocuğudur. Sivas’ın Yıldızeli İlçesi Topulyurt Köyü’nden. Baba Bektaş Çalımbay’ın, çalıştığı taş ocağında yaşadığı bir kaza yüzünden ayağı sakat kalır.

Haberin Devamı

Bektaş Çalımbay ve eşi Fatma Çalımbay için Sivas’ta işler zorlaşmaya başlar.  1970'li yılların başında çocukları; Songül, Şengül, Rıza ve Kemal’i de yanlarına alıp gurbet yollarına düşerler. Bildiğimiz göç hikâyelerindeki gibi olur her şey. Hemşerilere, daha önce İstanbul’a göçenlere, eşe dosta haber salınır, iş aranır.

 

Bu günlerin sonunda Bektaş Baba, Toto Karaca Tiyatrosu’nda temizlik ve bekçilik yapmaya başlar. Rıza’yı okutacak durumları yoktur, Rıza hem çalışır hem okur. Bakkal çıraklığı yapar. Rıza Çalımbay için bakkal çıraklığının en şahane yanı, sipariş götürdüğü apartmanlardan İnönü Stadı’na uzun uzun bakabilmektir.

 

Sonra Bektaş Çalımbay, Bebek’te apartman görevliliği yapmaya başlar. O yıllar Rıza Çalımbay’ın hayaline doğru adım attığı yıllardır. Şöyle anlatmıştır o zamanları:

 

Haberin Devamı

“Mahalleden arkadaşım Murat, beni Beşiktaş seçmelerine götürdü. İlk seçmeye kaleci olarak girdim, başaramadım. Daha sonra futbolcu olarak şansımı denedim, üçüncüsünde seçildim.”

 

Rıza Çalımbay, efsanesi olacağı Beşiktaş’ın A Takım kadrosuna 1980-81 sezonunda çıkar. Orta sahanın sağı artık onundur ama orta sahanın ortasının ve sağbek mevkiinin jokeridir. A takımda 16 sezonda 41 gol atar. Birinci lig tarihinde en çok forma giyen Beşiktaşlı futbolcu unvanını kazanır. Futbol yaşamı boyunca sadece Beşiktaş formasını giyen Rıza Çalımbay, çok çalışır, çok sevilir. Beşiktaş’ın “Atom Karınca” lakaplı kaptanı olur.  16 yılda 6 Lig, 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık ve 6 TSYD Kupası şampiyonluğu yaşayan Çalımbay, 37 kez A, 8 kez Ümit ve 6 kez de Genç olmak üzere toplam 51 kez Milli formayı giydi. 1996 Temmuz’unda futbolculuğu bıraktı ama futbolu değil. Gerisini biliyorsunuz işte.  Rıza Çalımbay, kimilerine göre “Yaşayan en büyük

 

Beşiktaşlıdır.” Bana göre lakabını çalışmaktan alan bir büyük futbol emekçisidir.

 

Haberin Devamı

Emek deyince utançla hatırladığım bir güne geri döneceğim şimdi. Fenerbahçe tribünlerinde gördüğümüz  “Rıza Efendi, 2 ekmek, 1 süt” şeklindeki berbat pankartın açıldığı o güne. Akılları sıra Bektaş Baba’nın apartman görevliliğiyle, akılları sıra Rıza Hoca’nın bakkal çıraklıyla alay ettiklerini sandıkları, onları utandıracaklarını düşündükleri o güne. O güne dönüyorum çünkü hâlâ taze benim için o utanç. Bugün özür dileyeceğim kendimce.

 

Yanlış anlaşılmasın elbette utanacak olan ben değilim.

 

Elbette utanacak olan “Ben fakirlikten geliyorum. Bundan hiç utanmadım. Babam emeğiyle alın teriyle ekmek parasını kazandı. Onunla gurur duyuyorum.” diyen Rıza Hoca değildi.

 

Haberin Devamı

Elbette  “Baba sana bir ev alayım. Artık emekli ol” diyen oğluna “Sen işine bak oğlum, ben de işime bakayım. Yani herkes işine baksın.” diyerek emekli olana kadar çalışan Bektaş Çalımbay değildi. Emekçiliği, apartman görevliliğini, bakkal çıraklığını dalga geçilecek bir şey sananlardı.

 

Kendi adıma ben artık aramızda olmayan Bektaş Çalımbay’dan da memleketinin takımına şahane futbol oynatan Rıza Çalımbay’dan da özür diliyorum. Bektaş Baba yaşarken oğlunun çok başarısını gördü. Umuyorum bu sene uzaklardan izlediği oğlunun hoca olarak takımını nasıl şampiyonluğa yürüttüğünü de görüyordur.

 

 

                                                                                                               

 

Yazarın Tüm Yazıları