Ebru Köksaldı

Bütünlük

20 Mart 2011
Hafta boyunca yorumcular isimleri karşı karşıya sıralayıp, Galatasaray ile Fenerbahçe’yi teknik anlamda neredeyse eşit güce getirmişti. Puan farkı olmasa net biçimde favori evsahibi diyebilirlerdi.

Peki “takım” ne demek?

 

Tüm teorilerinin gerçekleşme şartı, Galatasaray’ın erken öne geçmesi ve sonra oyunu sıkıştırıp Fenerbahçe’yi bozması idi. Özellikle saçma bireysel hatalarla (golde Santos’un topu dışarı atması gerekirken mahalle maçına çevirmesi gibi) psikolojik avantajı artırabilirdi.

Ve öyle de oldu. Her şey Galatasaray’ın istediği gibi gidiyordu.

 

Ta ki çok iyi markaja aldıklarını ve oynatmamayı başardıklarını zannettikleri Alex ortaya çıkana kadar.

 

Yazının Devamını Oku

Öteki Yüz

17 Mart 2011
Kaos, istikrarsızlık, ne olduğunu anlamadan gelip giden teknik direktörler, ortalama 7-8 milyon avroluk oynatılamadan yollanmış futbolcular, takımda gruplaşmalar, disiplinsizlikler, içeriden sızdırılan haberler, ağızlarda ıslanmayan baklalar, öfkeli tribünler, durumu kurtarabilmek için aceleyle yapılan yanlış tercihler, sürekli eskiyi arama ve eskiyi yeniden yaratma debelenmeleri... 15-20 yıl önce olsa yukarıdaki tabloya herkesin vereceği adres Fenerbahçe olurdu.

20 yıl önce birisi aradan fırlayıp “Galatasaray” diye atılsa ona “dünyaya dön” derdik.

 

Ama şimdi hepimiz uzaya çıktık.

 

Bu rol değişiminin zirveye ulaştığı dönemde oynanacak bir derbi var karşımızda.

 

Binlerce maç izleyerek test ettiğimiz “yazılı olmayan” kurallara göre istatistik – seri ve psikolojik durumlarda iki taraf tamamen zıt noktada durdukları için her sonuca açık bir derbi...

 

Yazının Devamını Oku