Bodrum katında eğitim

‘Kalabalık sınıflar’ ne ki, bodrumda ders yapan okullarımız mevcutmuş..!
‘Yıldırım Belediye Ortaokulu’ böyle bir haberle gündemde.

*
Yenidönem Gazetesi’nde yazan yılların gazetecisi ve köşe yazarı Huriye Gül Kolaylı Bursa’nın merkezinde, Yıldırım’da 850 öğrencinin okuduğu okulun bodrumunda 175 öğrencinin ders gördüğünü yazdı...
Ortalığı karıştırdı tabii...

*
Milli eğitim yeni okullar yapamayınca, öğrencileri nerede okuturuz diye çareler aramış. Yıldırım Belediyesi’nin ‘Bilim Merkezi’ olarak hizmete açtığı bir bina Milli Eğitim’e tahsis edilerek okula dönüştürülmüş.
Binanın okul mimarisiyle ilgisi yok tabi...
Dersliklerin pencereleri, camları koridorlara açılıyor mesela…
Aydınlanma ve havalandırma sorunu var ama ne yapalım, o kadar kusur kadı kızında da olur!..

*
Esas sorun güneş ve ışık görmeyen o havasız bodrumda öğrencilerin okuması. Yok demeyelim, dışarı açılan parmaklıklı küçük tepe pencereleri var!
Bodrumda oluşturulan sınıflarda 175 yavrumuz eğitim görüyor…

*
Yıldırım İlçesi çok göç alan, nüfus artış hızı yüksek olan, kalabalık ailelerin yaşadığı bir bölge. Haliyle okul dışında da büyük sorunları var.
Gel gör ki Yıldırım Belediyesi, kendi bünyesinde bayan basketbol takımı kurmuş, liglerde mücadele etmiş, bunun için de milyonlarca para harcamış bir belediye…
Daha başka onlarca işe para harcanmış, borca gömülmüş bir belediye. E tabi hal böyle olunca bugün eğitime doğru dürüst katkı yapmak zor.
Bölgede yetersizlik var ama ‘okul yapmadı diye belediyeyi suçlayamayız!’

*
Belediye, imar düzenlemeleriyle planlamalarıyla okul yeri, eğitim alanı açacak…
Yeteri kadar açmış mı, doğru yerde mi açmış ona bakılmalı…
Yani haksızlık yapmayalım, okul yapmak belediyenin işi değil.
Kaldı ki Yıldırım Belediye başkanı okul yeri için işin sahiplerinden çok daha fazla çaba gösteriyor.
Peki kimin işi?
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Kaymakamlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Valiliğin işi…

*
Geçici çözüm?
Okul için uygun bir bina bulamamışsanız kiralama yapacaksınız…
Özel okullar nasıl yapıyorsa öyle yapacaksınız…
Para mı yok!
Buna kimse inanmaz işte!..

*
İller Bankası kira ödüyor.
Adliye binaları, sağlık binaları da öyle…
Çok sayıda devlet kurumu ‘nedense!’ kiraladıkları binalarda hizmet veriyor…
*
Uygun bir yer bulunamıyorsa Okul için yer kiralanmalı.
Öğrenciler ve aileler perişan edilmemeli.
Sağlıklı eğitim yapılmalı.

*
Bu şehrin okul ve derslik sorunu var.
2000 yılında 2 milyon olan nüfus 20 yıl sonra, 2020 de 3 milyonu aşmış bulunuyor…
İlle de planlama, ille de planlama…
Kaynakları heba etmemeli, doğru yönetmeli ve acilen okullar yapmalı.

RADON GAZI

Okul bodrumda, ışıksız, güneşsiz ve havasız bir ortamda ders yapan çocukların kanserojen radon gazına maruz kalabilecekleri kimsenin aklına gelmedi mi?
Radon gazı betonarme binaların ışık görmez, havalandırması yetersiz bodrumlarında birikerek insan sağlığını bozar.
Bilirsiniz, güneş girmeyen yere doktor girer…
Yazık…
Daha iyi bir ortamda eğitim yapmanın yolları aranmalı, çocukların sağlığı korunmalı, ‘bu haberi medyaya kim sızdırdı?’ diye ortalığa düşmemeli!..
Sorunu ortaya çıkardığı için Gazeteci Gül Kolaylı’yı tebrik ediyorum.

GIDALAR ALARM VERİYOR

Okullarda öğrencilerin sağlığını konuşurken aslında toplum sağlığı da gıda kökenli sorunlarla baş başa…

*
Tarım ve Orman Bakanlığı birimlerince gıda denetimleri yapıldı ve sonuçları açıklandı.
Ne oldu?
Baka baka, bile bile yemişiz;
Süt ürünlerinden et ürünlerine.
Baldan, çaya. zararlı ürünleri tüketmişiz.
Zeytinyağından alkolsüz içeceklere gıda diye alıp yediğimiz onlarca üründe taklit, tağşiş veya ilaç etken maddesi kimyasallar tespit edilmiş.

*
229 firmaya ait 386 parti ‘sakat’ veya ‘uygunsuz’ ürün ifşa edildi.
Maşallah Bursa’ya, 20 firma 60 ürünü zeytinyağı diye içerisine kanola yağı, aspir yağı, soya yağı, fındık yağı gibi maddeler ‘yüzde 100 natural sızma zeytinyağı’ olarak üretmiş ve Türkiye’ye satmış.
Bravo bize…

ETKİLİ CEZALAR OLMALI

İçerdiği maddeler bilinmeden tüketilen bu gıdaların (!) insan sağlığına olan etkilerini ne yapacağız?
Tüketicinin aldatılması ve kandırılmasının, hile yapılarak %100 doğal diye lanse edilerek çalınan parasının hesabı sorulmalı…
İfşa yetmez, hapis cezaları ve ömür boyu ticaretten men cezaları konuşulmalı…
Gıda alanı sorunlu.
‘Güvenli gıda’ tartışmalarına kalıcı çözümler gerekiyor. Etkili ve sürekli denetimler yapılamıyor.
Yasalarda ki boşlukları fırsata, ranta çeviren, ticari ahlak yoksunluğu diye de bir sorunumuz var…
İstikrarlı politikalara ihtiyaç duyuluyor.

GIDA DENETİM MERKEZLERİ

Piyasada ne kadar kayıtlı gıda firması varsa yarısı kadar da ‘merdiven altı’ denilen kayıtsız firma bulunuyor.

*
Denetimler için mutlaka yeminli, bağımsız bürolar oluşturulmalı.
Yeminli mali müşavirlik ya da Yapı denetim firmaları gibi teşekküller gerekli.
Güvenli gıda için, halkın sağlığı için, tüketicinin ve devletin korunması için ‘Bağımsız Gıda Denetim Merkezleri’ kurulmalı ve kamu adına görev yapmalı…

ALO 174

Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerini tebrik ediyorum.
İfşa ve ilan çalışmalarını daha sık, daha yaygın ve daha çok üründe yapmalarını diliyorum.

*
Vatandaş olarak bizlere de sorumluluk düşüyor; bilinçli olmalıyız.
Bari şüphelenilen gıdalar için, şikayetlerin hızlıca değerlendirildiği, ‘Alo 174’ hattını arayalım…