Yeni yıl, yeni umutlar, yeni beklentiler...

Zaman dilimleri belki de bir aldatmacadır. Arkamızda bıraktıklarımızın bizi takip etmeyeceğine olan inancımızdır.

Haberin Devamı

Yeniden başlamak mümkün mü? O umudu taşıyoruz. Hayatımızın ajandasını kapatıyoruz, yeni bir ajandanın ilk sayfasına not düşüyoruz.

Yılbaşı şiirlerinin, öykülerinin içinde geçmişin hüznü ile geleceğin sevinci vardır.

1. Henry’nin çok bilinen öyküsünde olduğu gibi.

Ben yılbaşı gecelerinin çoğunu evimde geçirdim. Vaatlere inanmayarak, vaatlerde bulunmayarak.

Geçmişle hesaplaşmayı
yapar mıyız? Aynalara ne zaman baktık ki!

Ben her zaman alanımın geçmişini düşünürüm. Neler yazdım, neler yazamadım, neler okudum, neler okuyamadım?

Türkiye’de eli kalem tutan herkesin alıntıladığı Aziz Mahmut Hüdai’nin dizelerini tekrar yazmak farz oldu:

“Günler gelip geçmektedir

 Kuşlar gibi uçmaktadır”.

Girin internete, herkesin Tanpınar’ın bulup seçtiği, bir hayat envanterine rastlarsınız.

Haberin Devamı

Sık sık andığım Tarık Buğra’yı da “Yarın Diye Bir Şey Yoktur”la tekrar analım.

Bir gecenin her geceden farkını düşünürseniz, cevabını bulamazsınız. Ben bulamadım.

Alışkanlıklarımı yeni yılda da sürdüreceğime, bazılarından vazgeçemeyeceğime inanıyorum. Bence özeleştirinin teslimiyet durağıdır.

Andre Gide’in “Dar Kapı”sını düşündüm. Hepimiz o kapılardan kimi zaman geçtik, kimi zaman önünde kaldık.

Anılar peşimizi bırakmaz, en sadık takipçimiz odur. Gene Gide, hatırlamanın bir dert icadı olduğunu söylemişti.

Bir halk şairi, koskoca bir hayatı özetlemiş:

“Geçen gün ömürdendir”.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu ne yazmıştı:

“Yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız”.

Hâlâ ajanda tutanlardanım, evde, gazetede, yanımda olmak üzere çeşitli ebatlarda ajandalarım vardır. Uçacak korkusu olduğundan teknolojiden medet ummam.

Şarkılar, türküler hep geçen yıllara aittir. Gelecek yıllara dair olanı var mı?

Bir şair ne demiş:

“Bu ömür öyle de böyle de geçer”.

 

KAYBETTİĞİMİZ yakınlarımız elbet yılı tanımlayan unsurlar arasında yer alır. Onlarsız bir yıl... Tahammül sınavından geçiyoruz çoğu zaman.

Eskiden yeni yıl tebrik kartları gönderilirdi, şimdi çok az yazılıyor. Bir metin hazırlıyorsunuz, bir düğmeye basıyorsunuz, böylece bütün fanilerin yılbaşını kutlamış oluyorsunuz.

Haberin Devamı

Bireysel ilgi taşımayan girişimler beni ne memnun eder ne de mutlu.

Yılın ilk günü ne yaparsanız, hep onu yaparmışsınız.

Bu sözün doğruluğunu ispat edenlerden biri ben miyim acaba? Yeni yılın ilk günü gazeteye gelir, kütüphaneme uğrarım.

Postacıya izin günü ne yapacaksın diye sormuşlar, şöyle bir mahalleyi dolaşacağım demiş.

Çok seyahat etmeyen, yerleşik insanları severim.

Sevgili arkadaşım Ali Tanyeri, okuluyla Cerrahpaşa’daki evi arasında yaşadı. Divan şiirine büyük katkıları oldu.

Yeni yılın programına baktığımda, ilk işaretlediklerim nedir bilir misiniz? Davetlerden hangilerine gitmeyeceğim.

Kant’ı, T.S. Eliot’ı anımsadım.

Gene de karamsar olmayın, Paul Eluard’ın şiirini belleğinizde tazeleyin:

“Gece asla tam değildir”.

Haberin Devamı

Yunus Emre’nin bir şifa saydığım sözünü belleğimde hep taze tutarım:

“Her dem yeni doğarız bizden kim usanası”.

Yazımı Ayşe Sarısayın’ın gönderdiği şiirle noktalayacağım.

İyi şair, Kâmran S. Yüce’nin bir şiiri:

“Bir şiir yazacağım telli pullu

 Bir şiir yazacağım mutluluk için

 Masmavi gökler kadar geniş

 Ahmet olacak içinde Fatma olacak

 Özlediğimiz dünya kavgasız dertsiz

 On üçünde kızlar gibi

 Dipdiri taze umutlu

 Bayram kokusuna bürünecek şiirim”.

 

MUTLU, sağlıklı, istediklerinizin gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle.

Yazarın Tüm Yazıları