Umutları suda bitiyor

Haberin Devamı

TELEVİZYONLARDA, gazete sayfalarında yerlerinden yurtlarından olmuş, bir umudun peşine düşen insan manzaraları hepimizi hüzne boğuyor. Kurtarılanlar, kıyıya vuran cesetler ve kayıplar...
Zorunlu göç, mübadele, sürgünler hakkındaki kitaplar, kütüphanemin kolay bulunur raflarında yer alır.
Elbet bizim kuşağımızdan birçok kişi zorunlu sürgünlüğü yaşadı, birçoğu siyasi nedenlerle, darbeler yüzünden, hükümetlerin baskısı sonucunda sürgünde
geçirdiler ömürlerini.
Edebiyattaki sürgünler bahsi ayrı bir kitabın konusu. Yazarlar, bilim adamları, Türkiye’den yurtdışına giden sürgünler, çok zor günler geçirdiler, yıllar sonra memleketlerine dönebildiklerinde ise ne onlar ne de memleketleri eskisi gibiydi.
Özellikle Almanya’ya gitmek zorunda kalanlar, orayı da yazdılar.
# tarih* dergisinde Yakın Tarihin Zorunlu Göçleri - Bir Gün Herkes Göçmen Olabilir adlı dosya insanlığın en büyük trajedisini tarih içindeki olaylarla inceliyor.
M. Tanju Akad’ın hazırladığı İnsanlık durumundan insanlık dramına... yazısının ilk cümlesi işin ürkütücü boyutunu gösteriyor: “İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ilk kez dünyada mülteci sayısı 40 milyonu geçti.”
Dosyaya özel yazıların başlıklarına bakalım: Amerikan Devrimi, Polonya İşgalleri, Avrupa’daki Türk Varlığı Yok Ediliyor, Çerkes Sürgünü, Anadolu’dan Hıristiyanların Tasfiyesi, Birinci Dünya Savaşı, Kırım ve Kafkasya, Faşizm Çağında Doğu Avrupa, II. Dünya Savaşı, Filistin, Pakistan’ın Kuruluşu, Tibet’in İşgali, Sovyet Uzak Doğusu, Finlandiya’nın İşgali, Afganistan Meselesi, Körfez Savaşları ve Arap Baharı.
Bilgilerin yanı sıra o günlerden çarpıcı fotoğraflar da dosyada yer alıyor.


*

Haberin Devamı


DOSYANIN en güncel bölümlerinden biri, Körfez Savaşları ve Arap Baharı.
Altbaşlığı da şöyle: “Kalıp mı ölmeli, kaçıp mı ölmeli?”
Körfez Savaşı’ndaki iç ve dış göçün sayılarla durumuna bakalım:
“Irak’ta savaş nedeniyle meydana gelen göçler on yıllardır artıyor.
3.2 milyon Iraklının ülke içinde yer değiştirdiği, 2 milyonunun bölge ülkelerine gittiği ve 200 bin kadarının da dünyaya dağıldığı şeklindeki rakamlar olsa olsa bilgili bir tahmin sayılabilir.
Suriye’de ise 6 ila 6.5 milyon kişi ülke içerisinde yer değiştirmiş, yaklaşık 4 milyon kişi de başta Türkiye olmak üzere çevre ülkelere ve bir kısmı da dünyaya dağılmıştır. Libya da nüfusunun üçte birini sürgüne gönderen talihsiz bir ülkedir. Tunus’a sığınan mülteci sayısının 1 milyonun üzerinde olduğu ifade edilmektedir.”
Türkiye’nin tarihi bu yönüyle aslında biraz da göç tarihidir...
Hiç kuşkusuz bunların içinde en etkileyicisi Türkiye-Yunanistan arasında gerçekleşendir... Zorunlu göçü birçok aile yaşadı. Başka bir ülkede yeniden bir hayat kurmanın zorluğunu yalnız siyasal, toplumsal tarihler değil, edebiyat tarihleri de yazıyor. Kendi vatanından koparılıp başka yerlere göç etmek, sığınmak zorunda kalanların yerleşememişlik duygusu ve bu duygunun acısı bir türlü dinmez.
Büyük bir imparatorluktan Cumhuriyet’e geçişin doğal sonucu, geniş bir göç haritasının çizilmesine neden olmuştur.
İnsanoğlu, umudunu kaybetmediği sürece, hep başka yerlerde mutluluğu aramaya devam edecek...
Bu dosyada, zorunlu göçün bütün ülkelerdeki tarihini bulacak ve bu büyük insanlık dramının bugün bile yaşanıyor olmasından utanç duyacaksınız.


*

Haberin Devamı


DERGİ ayrıca bir sürgün yazarın, Nâzım Hikmet’in, Kendi Sesinden Nâzım Hikmet Şiirleri CD’sini armağan ediyor.

(*) #tarih, Eylül 2015, Sayı 16

Yazarın Tüm Yazıları