Türk mutfağından vazgeçtik mi

SON günlerde okuduğum yemek yazılarında, kapanan yabancı lokantalardan söz ediliyor. Yabancı ülkelerde ünlenmiş, burada şube açan yerler.

Haberin Devamı

Benim kısıtlı lezzet anlayışıma uymadığı için o lokantaların adını sosyete yazılarından, magazin basınından öğreniyorum.

Elbette bir işyerinin kapanması beni üzer. Nedenlerini araştırmak gerek. Bu konuda uzman olan bir arkadaşım, lokantaların pahalılığı ve çoğunluğun tat anlayışına uymadığı için faaliyetlerine son verdiklerini söyledi.

Bir ekonomist arkadaşım ise başka bir gerekçeyi söyledi.

Demek ki, buralara gelenlerin sayısı hepsini yaşatacak kadar değil.

Yazarken, gelecek itirazları da düşündüm. Madem böyle lokantalara gitmiyorsun neden ahkâm kesiyorsun diye.

Haklılık payı olabilir. Ben daima bir satranç oyuncusu gibi karşımdakinin de görüşünü anlamaya çalışırım.

Ben yurtdışına çıktığımda da ya Türk lokantalarına gidiyorum ya da İtalyan lokantalarına.

Haberin Devamı

Yemek yazarlarını ve yemek kitaplarının da bazılarını okuyorum.

Büyük kentler dışında, Anadolu mutfağının yemeklerini yazan birçok kitap yayımlanıyor.

Onları evde deneyenler olduğu gibi lokantalarda arayanlar da vardır.

Gazetelerde, dergilerdeki yemek yazılarında, Türk mutfağından çok az söz ediliyor. Ancak belli semtlerdeki restoranlardan söz ediliyor.

Ayrıca esnaf lokantalarına dair yazılara neredeyse rastlamıyorum.

Vedat Milor, Artun Ünsal, Mehmet Yaşin gibi yemek yazarları olmasa, acaba Türk mutfağı diye bir mutfak yok mu diye şüpheye düşeceğim.

A grubu, B grubu sınıflamasının doğru olmadığını bu kapanmalar gösteriyor.

Çelişkiler içindeyiz. Gazetelerde yazan doktorlar Akdeniz diyetini, zeytinyağını yere göğe koyamıyorlar.

Ne yazık ki magazin yazarlarında bu mutfağa övgüyü göremiyorum. Doktorlarla ters düşüyorlar.

Bazı yazarlar lokantaların meyhaneleştiğinden söz ediyor.

Ben böyle bir ayrımı anlayamıyorum.

Üstelik nouvelle cuisine anlayışına meyhaneler uygundur, meze çeşitleri bu anlayışı yansıtır, hatta füzyon mutfağını bile hatırlatır.

İçkinin olduğu her yeri ben meyhane olarak tanımlarım.

*

GAZETEMİZİN mutfağının onarımı sırasında çevremizdeki esnaf lokantalarında yemek yedim. Çok da beğendim. Umarım magazin yazarlarımız da bu vesileyle oraları tanımışlardır.

Haberin Devamı

Ünlü bazı lokantalara mecburi davetlerde gittim.

Sözgelimi çok sevdiğim enginarı deforme ettikleri için tanıyamadım. İspatı için garsonlar büyük çaba harcadı.

Belki de bu değişimi bilgi yarışı için kullanıyorlar.

Galiba lezzette aslımıza dönüyoruz. Böyle olmasa bunca dönerci, köfteci dükkânı açılmazdı.

*

TÜRK mutfağını yazanları okuyacağım artık. En etkili onlar çünkü.

 

Yazarın Tüm Yazıları