Tiyatro Müzesi kurulmalı

Türkiye Tiyatro Vakfı Kurucu Başkanı Esen Çamurdan’ın mektubundan bir bölüm:

Haberin Devamı

“Sevgili dostlar,

Resmi olarak bir buçuk yıl önce kurmuş olduğumuz göz önüne alındığında, ilk kış mevsimini, küresel salgının neden olduğu maddi ve manevi tüm güçlüklere karşın dolu dolu yaşadığımızı öne sürebiliriz. Sayıları giderek artan ancak salgın nedeniyle kısıtlı sayıda kabul edebildiğimiz ve çoğu tiyatro okulu mezunu olan gönüllülerimizle birlikte, yaptığına inancın ve umudun verdiği güç ve enerjiyle oldukça yoğun çalıştık. Özellikle görünür olmayan ancak geleceğe yatırım olarak değerlendirdiğimiz altyapı çalışmalarının kapsamının – içinde yaşadığımız dönemde – aldığımız malzeme bağışlarını arşivleme ile tiyatro yayın envanteri çıkarmadan oluştuğunu söylemeliyiz.

Beş çevrimiçi etkinlik düzenledik. Türkiye’nin tiyatro tarihini nostaljiden kaçınarak, eleştirel bir bakış açısıyla yeniden okumayı öneren ‘Tiyatromuzda Tarih Konuşmaları’, ‘Toplumsal Cinsiyet Durumları’, ‘Ustalar Ustaları Anlatıyor’ uyguladığımız konu başlıklarıydı.

Haberin Devamı

Seminer/atölyeler, yetişkin ve çocuk olmak üzere iki ayrı gruba yönelik etkinliklerimiz ücretliydi.

2020–2021 mevsimine; 15 Aralık 2020’de, Hrant Dink Vakfı öncülüğünde Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık işbirliğiyle hazırladığımız ve bize çok şey katan ‘Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz’ sergisiyle girmiştik.

Haziran 2021’de ‘Kendi Masalımı Yazıyorum’ adlı çocuk atölyesini yöneten Roza Erdem’e bir annenin yazdığı övgü dolu mektup, bu tür çalışmaların önemini kanıtlıyor.

2021–2022 mevsimine daha büyük bir inanç, coşku ve kararlılıkla giriyoruz.

TİYATRO MÜZESİ ÇALIŞMALARI VEHÜRRİYET GÖSTERİ’NİN KAMPANYASI

YAKIN tarihimizde “Tiyatro Müzesi” veya “Sahne Sanatları Müzesi” gereksinimi duyulduğunu, hatta girişimde bulunulduğunu ama hiçbir sonuç alınamadığını görürüz.

Tepebaşı Dram Tiyatrosu art arda iki kez yandıktan sonra binanın müze olması konusu ortaya atılmıştır. Muhsin Ertuğrul 1974’te Türk Tiyatrosu Dergisi’nde; ‘Bir Tiyatro Müzesi’nin Gerekliliği’ başlıklı bir makale kaleme almıştır, yine aynı yılda birçok tiyatro insanı Haldun Taner başkanlığında Türk Tiyatro Sanatları Gerçekleşme Komitesi kurmuştur.

Haberin Devamı

1975’te Hürriyet Gösteri dergisi konuyla ilgili bir soruşturma açar, bir kampanyaya dönüşmesini önerir.

1994 yılında ilk somut adım atılır ve Yıldız Sarayı’nda Tiyatro ve Sahne Sanatları Müzesi açılır. Ne yazık ki ölü doğar, bağışlanan malzemelerle birlikte yok olur.”

Türkiye Tiyatro Vakfı’nın bu çağrısına hepimiz kulak verelim, biz bu kampanyaya başta Hürriyet Gösteri olarak katılacağız.

Eğer müze olsaydı salonsuzluktan şikâyetler olmazdı.

TARİH YAZAN CADİLLAC RAHMİ M. KOÇ MÜZESİ’NDE

TÜRKİYE’NİN ilk ve tek sanayi müzesi olan Rahmi M. Koç Müzesi, yeni objeler ile koleksiyonunu genişletmeye devam ediyor. Müzenin en yeni objesi, 1903 model Cadillac.

Tek silindirli motoru, eğimli direksiyon simidi, pirinç lambaları ve havalı kornasıyla sergilenen Cadillac, otomotiv endüstrisinde ilgi çekici bir örnek.

Haberin Devamı

Bu da müzenin klasik otomobil koleksiyonuna eklendi.

Yalnız çocukların değil büyüklerin de bu müzeyi gezmelerini öneriyorum. Ulaşım, endüstri ve iletişim tarihindeki gelişmeleri yansıtan ilk ve tek sanayi müzesi, 14 binin üzerinde obje burada sergileniyor. Çocuklara yönelik eğitimleri ve atölyeleri ile kültür ve eğlenceyi bir arada sunuyor.

Müze Mustafa V. Koç/Lengerhane binası ve Hasköy Tersanesi olmak üzere iki tarihi binadan oluşuyor.

Salı-Cuma 10.00–17.30, cumartesi 10.00–19.00 saatleri arasında gezilebilir.

MÜZELERİ YAŞATAMIYORUZ

EĞER edebiyatçının, sanatçının kendi mekânı yoksa, eserlerini bir yerde toplamak mümkün değil.

TYS’nin yaptığı Edebiyat Müzesi de beklenen gelişmeyi, müze olarak sağlayamadı.

Haberin Devamı

Oysa öyle bir edebiyat müzesinin yaşayabilmesi için mutlaka bir kurumun, bir belediyenin yardımına ihtiyaç duyuluyor.

Böyle bir müze için çağrı yapılsa, malzemeler gönderileceğine hâlâ inanıyorum.

Elyazılarından tutun kendi kitaplarına kadar birçok eşya burada sergilenmeli. Aileler yazarın aramızdan ayrılışının ardından kitaplarını, kişisel eşyayı nereye vereceklerini bilemiyorlar, kaybolup gidiyor.

Nice kitap, müze ve bağışlanacak kütüphane bulunmadığından, dağılıyor.

Şu anda kişisel yazar eşyası görebileceğimiz iki yer var:

Biri Gülhane Parkı’nın girişinde Ahmet Hamdi Tanpınar Müze Kütüphanesi, diğeri de Nilüfer Belediyesi’nin müzesi.

İnternetteki bilgiler ışığında bile bir müze tasarlamak mümkün.

Yazarın Tüm Yazıları