Köy Enstitüleri üzerine

DÜN, Deniz Zeyrek’in ‘Mehlika’nın Hikâyesi’ yazısını okuyunca yeniden Köy Enstitüleri üzerine yazma gereği duydum.

Haberin Devamı

Firdevs Gümüşoğlu’nun yazdığı ‘Cılavuz Köy Enstitüsü’ kitabını anlatmış. Ben de daha önce kitabı tanıtmıştım.

Deniz Zeyrek’in bu kitabı yazması çok hoşuma gitti. Ben siyaset girdabı dışındaki yazıları coşkuyla okuyorum.

Üstelik Kars’ta doğup büyüyen birinin ‘Cılavuz Köy Enstitüsü’nü yazması ayrı bir önem taşıyor.

Kars’a bir-iki kez gittim. Bunlardan biri Hürriyet’in tren gezisi etkinlikleri, diğeri de ‘Dursun Akçam Kültür Merkezi’nin açılışı içindi.

İddiada bulunmayayım ama enstitü hakkında yazılmış hemen hemen çoğu kitabı okudum.

Anıların yanı sıra, alanım olan ‘Köy Romanı’ olgusunu daha iyi anlamak, algılayabilmek için.

Türkiye’yi, eğitim reformunun tarihini ancak bu enstitüleri okuyarak öğrenebilirsiniz.

Kars’a bir kez de Doğaner Gönen’le gittim, bir otomobil kiralayarak beni Ardahan’a götürdü.

Haberin Devamı

O zaman ‘Cılavuz Köy Enstitüsü’nü gördüm, faal olduğu yıllarda burada okumanın/okutmanın bir inançla gerçekleştiğini fark ettim.

Koşulların zorluğunu, anılardan okuduğunuzda yaratılan eğitimin yüceliğini ancak anlayabilirsiniz.

Talip Apaydın’ın anılarını okurken hem mutluluğu hem de üzüntüyü yaşadım.

Bugün özellikle genç kuşak onların edebi ürünlerini okumalı, köy gerçeğinin ne olduğunu bunlardan öğrenmeli.

Türk edebiyatı tarihi de onlarsız değerlendirilemez.

Her zaman yinelerim, Türk edebiyatını bir bütün olarak bilmiyorsanız, bugünü anlamanız mümkün değildir.

***

İNSANLARIN doğduğu yere ödedikleri kültür, sanat konusundaki borçlarını takdir ederim.

Dursun Akçam da zorunlu göçle yurtdışında yaşamaya zorlanan adlardın biri.

Sağlığında bu merkezden söz etti, açılışa geleceğime dair söz verdim.

Aramızdan ayrıldıktan sonra, bu sözü yerine getirdim. Oğlu, yazar Dr. Alper Akçam’ın çağrısına uyarak Ardahan’a gittim.

Büyük kentlerdeki olanakları bilenler, yaşayanlar, orada bir merkezin işlevinin ne olduğunu, çölde nasıl bir vaha özelliği taşıdığını tahmin ve tahayyül edemezler.

Orada okuyan çocukların bilgisayarın başına geçtiklerinde yüzlerindeki ifade, bilim ve sanat dünyasının, mucit ve kâşiflerine özgü bir sevinçti.

Haberin Devamı

Hiç kuşkusuz bu hareketin iki mimarı Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç’u anmalıyız.

Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nin bana verdiği Onur Ödülü de aldığım ödüller arasında bambaşka bir öneme ve değere sahiptir.

***

BEN birçok yazarın bu konuya değinmesini arzu ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları