İzmir’in 100’ü

Yaşadığınız, gezdiğiniz bir kent de olsa orayı gerçekten tanımak için mutlaka iyi bir fotoğrafçının fotoğraflarına bakınız.

Haberin Devamı

İzmir’deki Folkart Gallery’de Çerkes Karadağ’ın fotoğraflarından oluşan ‘İzmir’in 100’ü’ sergisini gezip albümünü okuduğunuzda anlayacaksınız bunu.

Birçok kez gittiğim İzmir’i yeniden tanıdım.

Eski İzmir’den yeni İzmir’e yapılan uzun bir görsel yolculuk. Bir sokaktan bir dünyaya adım atıyorsunuz, bir kişinin oturuşunda, duruşunda çok şey hissediyorsunuz.

İzmir’in 100’ü

İlk sayfada iyi şair Refik Durbaş’ın bir şiirini okuyacaksınız:

“İzmir

Kan kardeşi hayatın

armağanı anıların

yasemen kokar

Ay dolanır

meltemin sabahına

akşamın imbatına

 

İzmir yaşar ve yaşanır

ömrüm, İzmir misali

yasemen kokar

 

Haberin Devamı

Ay çıplaktır, ışığı da

İzmir hem ay

hem ayın ışığı kokar”

Benim de katkıda bulunduğum albüm yazılarından notlar:

Ahmet Telli:

“Kentin hafızası deyince, İzmir’in, çevresiyle antik bir yerleşim merkezi olduğunu düşünmeliyiz. Eski Yunan kültürünün de önemli merkezlerinden biri. İzmir’in bu çekiciliğinin farkında olan fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ, İzmir’in az bilinen sokaklarında, tarihi yerlerinde gözlemlerde bulunuyor ve gördüklerini kendi üslubunca kaydediyor. Yıllarca fotoğraf sanatına emek veren Çerkes Karadağ, nesnelerle zihni arasındaki ilişkiyi estetik plana taşımakta ustadır.

İzmir’in 100’ü

Çerkes Karadağ, yaşadığımız zamanın İzmir’inden seçtiği görüntülerde eski ile yeninin, sevinç ile hüznün, yalnızlık ile bekleyişin, tarih ile güncelin, ışıklı olan ile gölgenin uyum ve uyumsuzluk çelişkisinin peşinde gibidir.”

Hüseyin Ferhad:

“İzmir kadim bir şehirdir ama bir o kadar çağcıl, avangard bir şehir. Çalışan, üreten, yaratıcı (kreatif) bir şehir. Divan şairleri pek fark etmemiştir, edememiştir İzmir’i. Eşref hariç, kayda değer bir isim de yoktur akıl defterimizde: Seyit Efendi, Rahmi Efendi, Hristaki Kiryazis, Tevhide Hanım...

*

Haberin Devamı

1971’de, Çerkes Karadağ’ın ayak bastığı, bencileyin mesken tuttuğu bu şehirdir. Sahici şövalyelerle, adını şimdi anımsayamadığım demokrat, insancıl, umurgörmüş, iyiye güzele teşne, bir o kadar naif, hoşgörülü, diğerkam, bir o kadar titiz, müşkülpesent, ayaklı kütüphane denebilecek siluetlerle, figürlerle dolu coğrafya!”

Evrim Altuğ:

“İzlediğimiz kadrajlara sinen bu alegorik veya akademik, dolaylı veya doğrudan öğeler, Karadağ’ın insanlığa ilişkin topyekûn okumasını da filozofik bir olgunlukla çeşitlendirir; zamanı ölümlülüğünce, sınadıkça tazeler. Zaten zamanın fotoğrafının çekilip çekilmediği ya da ona bir haklılık kazandırıp kazandırmadığı, sanatçının yola çıkış sorularının arasında başa güreşir.”

Ünal Ersözlü:

Haberin Devamı

“Yüzlerce hikâyesi, efsaneleri olan, binlerce yıllık tarihsel mirasının gölgesi altında dinlenen, destanların İzmir’i... Homeros’un şehri... Bir zamanlar toprakları üzerinde savaşçı Kral Tantalos’un dolaştığı, Rodos Sövalyeleri’nin uğradığı, şehir... Cenevizlilerin, Venediklilerin selam çaktığı İzmir... Büyük İskender ve Büyük İskender’in Smyrna hayranlığı... Kendini binlerce yıldır, her defasında yeniden kurgulayabilen, hikâyesini yeniden yazan Smyrna...”

İzmir’i tanımak için bu sergiyi gezin, kataloğunu okuyun.

ŞAİRLERİN İZMİR’İ

“Bir gün İzmir’e gidersem

Bir faytona atlayacağım istasyondan

Hep böyle filmlerde görecek değilim ya denizi

Cigaramı tellendirip

- Çek diyeceğim arabacıya

- Kordonboyu’na!

*

Ellerimi denize sokacağım.

Haberin Devamı

Sizin evin ışıklarını arayacağım karşı kıyıda

Çıkarıp boş kibrit kutusunu

Kayık yapıp bırakacağım

- Haydi kaptan, diyeceğim, uzaklaşsana!

*

Sonra dönüp sakalı uzamış adama:

- Ahbap, diyeceğim, halime şaşma,

Ben artık hep buralardayım;

Ben artık hiç gitmeyeceğim...”

Necati Cumalı

*

“(...)

Sonra, 9 Eylül’de İzmir’e girdik

ve Kayserili bir nefer

yanan şehrin kızıltısı içinden gelip

öfkeden, sevinçten, ümitten ağlaya ağlaya,

Güneyden Kuzeye,

Doğudan Batıya,

Türk halkıyla beraber

seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz’i.”

Nâzım Hikmet

*

“(...)

Şimdi kalkıp İzmir’e gitseniz

Duvarlar canlıdırlar

Sokaklar çıtkırıldım

Evler çapkın gibidirler

Ve çocukların o dokunaklı

Erişilmezliğindedirler

Şimdi kalkıp İzmir’e gitseniz

Aklınız başınızdan uçar

Parklar selam durur

Vapurlar gülüşürler

Şimdi kalkıp İzmir’e gitseniz

Körfezde geçen günler

Haberin Devamı

Yalnızlığın ölmezliğindedirler”

Salah Birsel

*

“(...)

Madde canlıdır ve sonsuzdur

Diyen Tales’in İzmir’inden

Tanrılar tanrılar doğururlar

Cennet ve cehennem sonsuzdur

Şimdi, burda...”

Gülten Akın

Yazarın Tüm Yazıları