İki solo albüm

SOLO albümlerimizin sayısı azdır. Türk müziği enstrümanlarının solo albümleri CD standlarında görülmeye başlandı.

Haberin Devamı

Bunların da çeşitleri var.

Enstrümantal albümlerin kimileri sözlü eserleri bir sazla çalıyorlar. Diğerleri ise Türk müziği sazına farklı bir anlayışla yaklaşıyorlar.

Çoğu kendi bestelerini yapıyorlar, çokseslilikle tekseslilik arasında kendilerine özgü bir alan yaratıyorlar.

Böylece tek ses olarak dinlediğimiz aletin başka tınılarını da duymuş oluyoruz.

Denemeler müzik alanında ses yeniliklerini getirir.

Ut da çaldığımdan, Mehmet Polat’ın Ageless Garden’ını(1) dinledim, Türkiye’deki udilerden hemen hemen hepsini sahnelerden de, taş plaklardan da, uzunçalarlardan da, CD’lerden de dinledim.

Zaman zaman caz programlarındaki udilerin farklı icrasını değerlendiremedim, onu Sedat Ergin’e bırakıyorum.

Arap dünyasındaki udileri de dinledim, bizim sanatçılardan farkı dikkatimi çekti.

Haberin Devamı

Polat, albümdeki açıklamasında, değişik coğrafyalardaki seslerden yararlandığını belirtiyor.

Sanırım dünyayı köy gibi gören ünlü filozofun dediği gibi, artık müzik, kıtaları seslerle birleştiriyor, enstrümanların bir türe özgü kimliği kalkıyor.

Sanatçının yazısından bir bölümü okuyalım:

“Yirmi yıldır ut benim ana enstrümanım.

Bu albümdeki on besteyi de göçmen müzisyen yaşantımın farklı evrelerinde besteledim.

Albümdeki ilk parçamı Hasret Gültekin’e, ikinci parçamı da Aylan’a ithaf ettim. İran müziğiyle olan muhabbetimi Hasbihal ve Aftab eserlerimde dile getirdim. Diğer eserlerimde de gerek Hindistan, Afrika, Balkanlar, flamenko, Latin gerekse modern müzik, minimal müzik ve caz etkilerine geniş yer verdim. Kökenim Mezopotamya’ya da My Urfa (Benim Urfam) adlı parçamda özellikle yer verdim.

CD’ye katkısı olanlar :

Alper Kekeç (Türkiye): Darbuka, tef ve bendir

Pasha Karami (İran): Tombak

Shaho Andalibi (İran): Ney

Yama Sarshar (Afganistan): Tabla

Zoumana Diarra (Mali): Kora

Ben özellikle Hasret’i, Hasbihal’i, Aftab’ı ve My Urfa’yı sevdim.

Bir tür ses gezintisine çıkacaksınız.

BİR KANUNİNİN BESTELERİ

KANUN sevgim, Doğu’yla Batı’yı birleştiren bir enstrüman olmasından kaynaklanıyor.

Türk Beşleri’nden Hasan Ferit Alnar’ın kanun konçertosu Türk müziğinden Batı’ya adımın da seslerini duyurmuştur bana.

Haberin Devamı

Alnar’ın kanun konçertosunu Ruhi Ayangil ve Tahir Aydoğdu bir virtüöz düzeyinde icra etmişlerdir.

Hakan Kenarda’nın “Vasl&Fasl”(2) CD’sinde sanatçının bestelerini dinliyoruz.

Kenarda, Bursa’da doğmuş. Hayatını okuduğunuzda gerek Batı gerek Türk müziği konusunda teorik ve uygulamalı yoğun bir öğrenim dönemi geçirdiğini göreceksiniz.

Yurtiçinde ve yurtdışında konserler vermiştir. Solo ve koro çalışmaları da vardır.

Kanuna nasıl âşık olduğunu, ondan sonra besteler yaptığını albümdeki bilgilerden anlıyoruz.

Yıllar önce radyoda tanburi İzzettin Ökte ile kanuni Vecihe Daryal’ın birlikte seslendirdikleri saz eserleri müzikseverlerin belleğinden çıkmamıştır.

Haberin Devamı

İcrasında Batı ile Doğu’nun birlikte nasıl bir uyuma, ses dostluğuna dönüştüğünü fark ettim ben.

Bir Türk müziği sazının, Batı esintisi ile kazandıklarını Kenarda’nın icrasında duyabilirsiniz.

Parçalar:

Yaz yağmuru

- Tutku

- Son Vals

- Aşk-ı İstanbul

- Alhambra

- Kanun doğaçlama

- Düşlerim

- Döngü

- Yıl güz ayrılığı

10 parçanın içinden benim seçtiklerim şöyle sıralanıyor:

Son Vals-Alhambra-Aşk-ı İstanbul.

‘Kanun doğaçlama’yı özellikle salık veririm. Sanatçının başarısı orada ortaya çıkıyor.

Katkı yapanlar:

Kanun: Hakan Kenarda

Ney, tanbur, buzuki, lavta, ritim: Osman Kenarda

Klarnet: Tolga Sop

Klasik kemençe: Sadık İmrak

Keman: Kutsi Kenarda

Piyano, akustik gitar: Necati Pala

Bas gitar: Barış Ergen,

Akordeon: Cavit Gazigil

Haberin Devamı

Klasik gitar: Caner Ekmekçi, Erdem Güreler

*

İKİ enstrümandan doğan yeni sesler.

......................

(1) Aftab Records-Ahenk

(2) Ahenk

 

Yazarın Tüm Yazıları