‘Her Yerde Kar Var’

Televizyondaki haberlerden öğrendiğime göre 1980’lerin müziği bu kapalı günlerde bizi stresten uzaklaştırıyormuş.

Haberin Devamı

O yılların en meşhur şarkısı Adamo’nun söylediği “Her Yerde Kar Var”dı, aslı Fransızcaydı ama Adamo Türkçesini de söylemişti.

Kırık bir Türkçeydi.

Beni şaşırtan şey, bazı Türk sanatçıların da o şarkıyı kırık bir Türkçe ile okumalarıydı. Hadi Adamo  –yanılmıyorsam– Belçikalı, ya Türkler.

İstanbul’a kar lapa lapa yağardı, Ayazpaşa’da oturduğumda, otomobille ya yokuş aşağı inmek ya da yokuş yukarı çıkmak gerekirdi. Ertuğrul Özkök’ün arabası ağır olduğundan hepimiz benim arabaya dolup gazeteye öyle giderdik.

Benim de oturduğum Sarayarkası Sokağı’nda kimler komşuydu: Ertuğrul Özkök, Nurcan Akad, Neyyire Özkan.

Nurcan’la balkonumuz yan yana olduğundan o geç saatlere kadar çalışır, kedisi Yavruş da bizim evde yaşardı.

Nurcan Akad’ın bir sözü ile kendimi statta buldum.

Haberin Devamı

Şifo Mehmet, aldığı tazminatı İbrahim Betil’in başında olduğu eğitim vakfına bağışlamış.

Nurcan’a ne güzel ben bile orada olmak isterdim, demişim.

Akşam haberlerde İbrahim Betil, o gece benim de maçı seyredeceğimi ilan etmiş.

Ertesi gün baktım tanıdıklarım beni arıyor, ben de stada gittim beni kapalı bir odaya koydular. İlk yarıyı seyrettim herhalde duruşuma acımışlar, beni azat ettiler.

Kar yağınca gazetelerde bir telaş başlardı, yazıişleri bizi arar yazımızı erken göndermemiz gerektiğini, çünkü yolların karlı olduğunu söylerlerdi. Hatların kaçmaması sözü yazıişlerinde dolaşırdı.

Ünlü hâlâ anılan o kışta gazete çalışanlarından birçok kimse, Sultanahmet’teki otellerde kalırdı.

Hürriyet’in Molla Fenari Sokağı’ndaki binasının en üst katında, bir pansiyon da bulunurdu.

Bir yıl kar yağmış Adalar vapuru kıyıya yaklaşamamıştı.

Boğaz’da deniz buz tutmuş, kimileri üzerinde fotoğraf çektirmişlerdi.

Söylendiğine göre, 1928’de kiraz ağaçlarının üstüne kar yağmıştı.

ARA GÜLER’İ HATIRLAMAK  

 KARLA ilgili yazıların görsel eksikliğini hissettim.

Karlı bir gecede Galata Köprüsü’nün ıssızlığı, karla ilgili bütün yazılara yakışırdı.

Sirkeci’de kar yağarken Ara’nın çektiği atlı araba ve arabacı İstanbul’un kışının adının geçtiği her yere konulmalı.

Haberin Devamı

İyi bir muhabirdi, İstanbul’daki sergilerde de son olarak İzmir’de Arkas Sanat Merkezi’nde de açılan sergi, bizim bireysel, toplumsal tarihimizin tanıklığını yansıtır.

O fotoğrafları çeken insan muhabirdir, kış günü sıcak evlerimizde otururken, o kar altında bu fotoğrafları çekmişti.

Hürriyet Gösteri’nin de yıllarca danışmanlığını yaptı.

Rahmetle analım.

EDEBİYATI UNUTTUK MU

BENCE görsellik bizi o kadar teslim aldı ki edebiyatı unuttuk. Filmler tavsiye ediliyor, çeşitli televizyon programları tanıtılıyor ne yazık ki karla ilgili Türk şiirinin en güzel yapıtları hiç anılmıyor. Mevsimler iyi bir okursanız sizi o mevsimin edebiyatına götürür, belleğinizde mutlaka bu şiirlerden birkaç dize vardır.

Haberin Devamı

Ahmet Muhip Dıranas’ın Kar şiirini hem kendi sesinden hem de Cemal Süreya’nın sesinden dinleyebilirsiniz.

Yahya Kemal Beyatlı’nın Kar Musîkîleri şiirini Tanburi Cemil Bey’in eşliğinde dinlemenin zevkini tahayyül edebilirsiniz.

Başka şairleri de yazıma almalıyım. Kara dair yazanları:

Cenap Şahabettin

Nâzım Hikmet

Edip Cansever

Behçet Necatigil

Cahit Sıtkı Tarancı

Attilâ İlhan

Sezai Karakoç

Necati Cumalı

Gülten Akın

Metin Altıok

Behçet Aysan

Ahmet Telli

Ataol Behramoğlu

Şükrü Erbaş

*

 KIŞ geceleri muhabbetleri de değişti, televizyonlar, internet yalnızlığa sürüklüyor insanı/insanlığı.

Artık komşular toplanıp Vefa’ya boza içmeye gitmiyorlar.

Belki de bozayı Orhan Pamuk’un bozacısından içiyorlar.

*

Haberin Devamı

YAZIMI Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası salonunda iyi piyanist İdil Biret’in Beethoven Sonatı’nı dinlerken yazdım.

 

Yazarın Tüm Yazıları