Gene kütüphane üzerine...

KÜTÜPHANE üzerine bir yazı bin sorunu çağrıştırır.

Haberin Devamı

Dün kütüphane üzerine bakanlıktan gelen bilgileri aktardığım yazım üzerine, bir okurumdan haklı bir e-posta aldım.
Gürkan Key, bakın ne yazmış?
“Sayın Hızlan,
Bugünkü Hürriyet gazetesindeki ‘Halk Kütüphaneleri ve Gezici Kütüphaneler hakkında bilgi’ yazınızı dikkatle okudum. Bakanlığın resmi istatistiklerini bize duyurmuşsunuz, teşekkürler. Ancak, uluslararası standartlara göre her 10 bin kişiye bir kütüphane düşmesi gerekirken bu oran ülkemizde yaklaşık her 70 bin kişiye bir kütüphane şeklindedir.
Kitap sayısı ise hiç de iç açıcı değil. Almanya’da 140 milyon civarında kitaptan bahsediyoruz. Sadece Harvard Üniversitesi kütüphanesinde 10 milyonun üzerinde kitap mevcut.
Halk kütüphanelerimizin hali fecaat. Sapanca gibi oldukça gelişmiş bir ilçemizin kütüphanesini görmenizi isterdim. Bir ilkokulun okuma salonundan hallice. Kim bilir Doğu’da durum nasıldır?
Bakanlık niye bu yıl kitap bütçesinin ne kadar olduğu bilgisini vermiyor?
Rakamın ne kadar gülünç olduğunu böylece daha iyi anlardık. Bir kişinin 10 yılda sadece bir kitap okuduğu aziz milletimizi bu güdük rakamlarla mı aydınlatacağız?
Siz, Sayın Hızlan ümitlenmeye devam edin, ama biz galiba bu konuda olduğumuz yerde bile sayamıyoruz. Daha eleştirel ve karşılaştırmalı yazılarınızı bekler,
Saygılar sunarım.”
Benim ümidimi eleştirmekte haklı sayın okurum. Ancak kütüphanelerin sayı olarak da kitap mevcudu olarak da yetersiz olduğuna dair yazdığım yazıların sayısını anımsamıyorum. Türkiye’de büyük ve yeni kütüphanelerin yapılmamasına dair yazdıklarım ha keza. Avrupa Kültür Başkenti İstanbul döneminde bile İstanbul’a bir kütüphane yapılmadığına göre, bundan sonra bu konuda umutlanmanın bir anlamı olmadığını biliyorum. Benim gibi kültür alanındaki iyimserlerin bile bu kadar saf olacağını sanmıyorum.
Her yıl Kütüphaneler Haftası’nda yer, kitap ve personel eksikliğine dair birbirinin aynısı yazılar yazıyorum.
Yani aslında ben de çok ümitli değilim...


* * *

Haberin Devamı


GÜRKAN KEY’in yazısındaki soruların yanıtını umarım Kültür ve Turizm Bakanlığı verecektir. Böyle bir alım listesi, bakanlığın yayıncılığımızın gelişmesi konusundaki katkıları da ortaya koyacaktır.
Ayrıca bu alımın nesnel ölçütlerle yapılıp yapılmadığını da ortaya koyacaktır.
Ben bu alımların özel yayınevleri dışında, üniversite yayınlarını da içerip içermediğini öğrenmek isterim.
Kütüphane denince, okul kütüphanelerini de inceleme masasına koymak gerek. İçerikleri veya teknik şartları nasıl?
Bunun yanında kütüphaneler sadece kitap okunan hatta daha çok “ders çalışılan” mekânlar olarak algılanmamalı. Bir ailenin diğer kültür ihtiyaçlarını da karşılayacak teknik donanıma sahip olmalı... Batı’da bunun çokça örneği mevcut, peki bizde bu koşulları, öğeleri taşıyan kütüphane nerede?
Yıllardır, yeni kütüphane binaları yapılmasında ısrar ederken, bütün bu toplu kütüphane anlayışını düşünerek söylerim. Ben bir gün tüm bunların gerçekleşeceğine inanarak umudumu taze tutmaktan yanayım...


* * *

Haberin Devamı


YOKSA İstanbul hâlâ kütüphanesini bekliyorken ümit etmekten başka ne yapabiliriz ki.

Yazarın Tüm Yazıları