AKM’yi hatırlatan olaylar

FRANSA Cumhurbaşkanı François Hollande, Paris’te yeni konser salonunun açılışını yaptı.

Haberin Devamı

Darısı bizim hükümet yetkililerinin başına.
AKM’yi görünce gerçi umudum tükeniyor ama yine de buranın onarılıp açılışını görme umudundan vazgeçmiyorum.
Bilindiği üzere İstanbul’un kültür başkenti olduğu yıl AKM açılmadıysa şimdi hiç açılmaz diyenler çoğunlukta. Zaman geçtikçe onların daha gerçekçi düşündükleri kanısına varıyorum.
Paris’te açılan salonda dünyanın birçok önemli orkestraları ve solistleri konser verecekler.
Bunların arasında Berlin Filarmoni Orkestrası, LSO (Londra Senfoni Orkestrası) gibi dünyanın tanınmış orkestraları, Lang Lang gibi solistler de yer alacak.
Salon 20 yıl önce planlanmış, 2007’de çalışmaya başlanılmış, 2 bin 400 kişinin oturabileceği iç salona sahip bir merkez. Binayı mimar Jean Nouvel yapmış. Açılışı da ünlü orkestra şefi ve besteci Pierre Boulez gerçekleştirmiş.
Binada ayrca bir Medyatek kütüphanesi ve Müzik Müzesi de bulunuyor.
Daha önce Salle Pleyel’de verilen konserler artık burada verilecek.
Salle Pleyel’de ise daha çok pop, rock, caz grupları çalacak. Polonya’da açılan konser salonları konusundaki bilgi şaşırtıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonunda sanata verilen önemin azlığına değinen yetkililer, bu ihmali gidermek için çaba gösterdiklerini belirtiyorlar.
Polonya’da yeni yapılan bir salon için Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmada, konser sayısı bir örnek niteliği taşıyor. Bir haftanın altı gününde konser verilecekmiş.
Oda müziği ve caz konserleri de ayrı!
Her mevsimde iki tane uluslararası önemde orkestra ve korolar getirilecek.
Katowice 300 bin nüfuslu bir yer, yakın çevresiyle bu 2 milyona ulaşıyor.
Konser salonunun mimarı Konior bakın ne diyor: “Biz dünyaya yaklaşıyoruz ve dünya da bize yaklaşıyor.”

***

BİR tanesi Fransa’nın başkenti, diğeri de Polonya’nın bir kenti.
İki şehre açılan yeni salonlar da, hangi büyüklükte olursa olsun, bir şehrin konser salonu ihtiyacını göstermeleri açısından önemli.
Henüz dosyası açılmayan İstanbul Kültür Başkenti’nin programında bir konser salonu, bir kütüphane binası yapılmalıydı. Oysa başkentte harcanan paralardan kalıcı bir şey yok. Eğer dünyada kültürel açıdan tanınmak istiyorsak, hâlâ Avrupa Birliği’ne gireceğimiz iddiasını taşıyorsak, bunları yerine getirmeliyiz.
Üstelik bütün ülkeler, gerek konser salonlarının gerek kütüphanelerin mimarlarının adını anıyorlar, onların birer mimarlık başarısı olduğunu ortaya koyuyorlar.
Gene aynı görüşü tekrarlayalım. Belediyelerin yaptığı çok amaçlı binalar, konser salonu işlevini yerine getirmiyor.
Aynı mekânda, konser dışında her şeyin yapılması onun konser için gerekli teknik özellikleri taşımadığını da gösteriyor.
AKM yapılsaydı, en azından İstanbul’un Avrupa yakasında bir salonumuz olurdu. Şimdi opera seyretmek için Avrupa yakasındakiler Anadolu yakasına gitmek zorunda kalmayacaklardı.

***

MERAK ediyorum, acaba dünyadaki
bu örnekler bizim yöneticilerimizi etkiliyor mu? Yanıtı belli soruları sorma dediğinizi duyar gibiyim.

Haberin Devamı

Yararlandığım kaynaklar: BBC Music, February 2015; Poland’s Concert Hall Revival, The New York Times, 11/05/2014.

Yazarın Tüm Yazıları