Adana'nın somut olmayan kültürel mirası

BİR kente gelince, ilk sorum şu olur: “Yemeği nerede yiyeceğiz?”

Haberin Devamı

Hiç kuşkusuz, cevap verenler, önce yerel lezzetlerin sunulduğu yerleri sıralar.

Adana’da bunun cevabını bir kitapla aldım. M. Nevzat Hız’ın bir atölye çalışması olarak hazırladığı, daha sonra kitaba dönen çalışmasına baktım. Adı: “Adana-Kebap ve Yemek Kültürü”*.

Kitabın başında Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün ve Ömer Güner Sazak’ın sunuş yazıları var. M. Nevzat Hız’ın tavsiyelerine şöyle bir baktım: “Taş kadayıfı, karakuş, halka tatlısı, cezerye, şalgam, aşlama ve soğuk bici bici.”

Bazılarını biliyorum. Bazılarını da yeni öğrendim.

Zeytinyağı düşkünü olduğumdan, farklı lezzetleri ancak yerinde tadabiliyorum. Sözgelimi, simidi bir de Hız’ın tavsiye ettiği gibi yemeyi deneyeceğim: “Simit en iyi turşu sulu şalgamla yenir.”

Seyyar kebapçılar Adana’da ayrı bir sektör. Bir arkadaşım, mesai bitimi olan saat 17.00’den sonra seyyar kebapçı sayısının daha da arttığını söylemişti.

Örneğin, pazar günlerinin seyyar ciğercileri büyük ilgi görüyor. Kimileri sırtında güğümle aşlama satıyor.

Aşlamanın ne olduğunu Adana’da yaşayan Antepli bir hanımdan öğrendim. Tadına bakmam için bana da verdi. Belleğimde kalan bir türküyü anımsadım:

“Bahçelerde aşlama
Aşlamayı taşlama
Yar (ben) buradan gitmeden
Ağlamaya başlama”.

Çiğköfteyi, içliköfteyi hatırlatmaya gerek var mı?

Belki bir anımı yazmanın tam zamanı. İstanbul’da Tepebaşı’ndaki bir otelin lobi katındaki salonunda Fikret Otyam’ın 80’inci yaşını kutluyoruz. Çetin Altan’la Fikret Otyam derin bir muhabbete dalmışlar. Birden gözüme bir görüntü ilişiyor. Hemen yanımızda kollarını sıvamış bir adam, büyük bir aşkla çiğköfteyi yoğuruyor.

O kutlama gecesinden unutamadığım sahnelerden birisidir.

ADANA’nın kültürel mirası elbette sadece yemekten oluşmuyor. Adana’yı Adanalıyı tanımak istiyorsanız gerekli bir kitap. Adı: “Adana-Somut olmayan kültürel miraslarımız”**.

Adana’nın farklı köylerinde, farklı yörelerindeki alışkanlıklardan, törenlerden, yaşama biçimi örneklerinden kesitler yer alıyor.

Kitap bir tür fotoğraf albümü, hepsine dair özel açıklamalar beraberinde yer alıyor.

Düğünler, gelin almalar ve bunların usulleri anlatılıyor. Aralarında, bereket gelsin diye yapılan “gelin başına buğday serpme” ve dirlik düzenlik olsun diye yapılan “kaynananın gelinin avcundaki balı yalaması” sahneleri en hoşuma gidenler oldu...

Asker uğurlama törenleri. Bir törene dönüşen Çerkez yemekleri, sebze kurutmalar, tahta kaşık yapımı, sepet örme... Bir fotoğrafta toplu halde kadınlar çeyizlik işliyorlar.

Konak evinden, kahvehane sohbetinden görüntüler.

Sanat olmayan kültürel miraslar, yaşamın gündelik özelliklerini yansıttığından önemserim.

İnsanların, yörelerin bütün renkleri bu mirasta anlaşılır.

ARTIK kar yüzünden demeyeceğim, kar sayesinde Adana’yı daha yakından tanıdım.

Haberin Devamı

(*), (**) Adana Büyükşehir Belediyesi Yayınları.

Yazarın Tüm Yazıları