Yürekteki kanama nasıl durur?

DIŞ gündem ısındı.

Haberin Devamı

Konu başlıklarının üst sırasında, adeta “bir adım ileriye, iki adım geriye” giden Almanya ile ilişkiler var.

Almanya’dan bu hafta iki kritik hamle geldi. Biri Alman Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı ve ülkenin Dışişleri Bakanı olan Sigmar Gabriel’in açıklamalarıydı.

AHMET KAYA ŞARKISI GİBİ

Gabriel, ilişkilerin geldiği noktayı değerlendirirken, Almanya’nın seyahat uyarısı gibi kararlarının en çok Türkiye’nin batısındaki turizm işletmelerini vurduğuna dikkat çekerek, “Bu kesim Türkiye’deki en Alman dostu kesimdir. Bu durum beni memnun etmiyor. Kalbim kanıyor” dedi.

Biz Türkiye’de yaşayanlar, Gabriel’in “Kalbim kanıyor” ifadesini, Ahmet Kaya’nın “Yorgun Demokrat” şarkısının nakaratından biliriz.

Biliyorsunuzdur; nakaratta “Gözüm yaşarıyor, yüreğim yanıyor/kanıyor, olmasaydı sonumuz böyle” dizeleri yer alıyor.

Haberin Devamı

Peki Gabriel’in bu sözleri Yusuf Hayaloğlu’nun dizeleri kadar içten mi?

Elbette hayır.

Gabriel, sonbahardaki seçimlerde büyük rakibi Merkel’den bir-iki puan oy kaçırabilmek için manevra yapıyor. Merkel’i “Türkiye dostu” olarak gösteriyor ve Türkiye’ye taviz verdiğini ima ediyor. Kendisi Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturduğu halde, Alman kamuoyuna Türkiye’de tutuklu Alman vatandaşlarının bırakılmamasının Merkel’in ılımlı tutumundan kaynaklandığı mesajını veriyor.

SEÇİM YAKLAŞTIKÇA MERKEL SERTLEŞİYOR

Muhalefet Türkiye üzerinden yüklenince, koltuğunu korumak isteyen Alman Şansölye Merkel de sadece Almanya’nın değil, Avrupa Birliği’nin de Türkiye’nin canını yakacak kararlar alması için çaba harcıyor.

Son olarak, AB’ye mektup yazıp tam üyelik yolunda Türkiye’ye verilmesi gereken mali yardımların kısıtlanmasını istedi.

AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in dediğine göre bu mali yardımlar 4 milyar Euro’yu buluyor ve bugüne dek sadece 189 milyon lirası Türkiye’ye aktarılmış.

Merkel’in Türkiye karşıtı adımlarını değerlendiren bir Türk diplomat şu yorumu yaptı:

“Seçim öncesinde ‘Türkiye dostu’ olarak gösterilmesi nedeniyle oy kaybedeceğine inanıyor ve oy kaybetmemek için ‘Türkiye dostu’ algısını yıkmaya çalışıyor.”

Haberin Devamı

ÇELİŞKİLER YUMAĞI

Merkel ve Gabriel, Türkiye’ye verilen AB fonlarının kesilmesi talebine gerekçe olarak Türkiye’deki temel insan hakları ve basın özgürlüğü ihlallerini gösteriyor. Oysa, Türkiye’ye gelen AB’nin mali yardımlarının önemli bir bölümü, Türkiye’de insan hakları ihlalleriyle mücadelenin kurumsallaşması amacıyla kullanılıyor. Yani Almanya, AB fonlarının kesilmesini sağlarsa, bundan en çok Türkiye’de insan hakları projelerini hayata geçirmeye çalışan sivil toplum kuruluşları etkilenecek.

Alman liderlerinin çelişkide kaldığı bir başka konu da Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi meselesi. AB yetkilisi Juncker’in de dediği gibi, güncelleme teklifi AB’den geldi ve Türkiye de bu teklifi kabul edip zaman geçirmeden teknik müzakerelere başladı. Gümrük Birliği Anlaşması tarım, hizmetler gibi sektörleri de içine alacak şekilde genişlerse Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasına olumlu katkılar sağlayabilir. Ancak, genişleme, Türkiye pazarında AB’yi daha da güçlü hale getirir. Bu nedenle Türkiye, Almanya’nın “Gümrük Birliği görüşmeleri dursun” çağrısına rahatlıkla “Zaten siz istemiştiniz, dursun” diyebilir.

Haberin Devamı

ALMAN VEKİLLERE KONYA VİZESİ VERİLEBİLİR

Son bir not vereyim: Türkiye Konya’daki NATO üssünde bulunan Alman askerlerinin Alman vekiller tarafından ziyaretine geçen ay vize vermemişti. Almanya, bunu NATO’nun da gündemine getirip Türkiye’yi şikâyet etmişti. Ankara’dan Berlin’e “İptal etmedik, erteledik. İlerleyen günlerde olabilir” mesajı gitti. Yakında Ankara’dan Konya vizesi çıkarsa şaşırmayın.

İlişkiler Alman seçimlerine dek diplomatlara bırakılırsa yaşanan “güven bunalımı” aşılabilir, Gabriel’in yüreğini kanatan sert adımlar yumuşayabilir ve Almanya ile sonumuz şimdiki gibi olmaktan kurtulabilir.

Siyasetçilerin ilişkisi de Almanya seçimleri sonrasında normalleşir.

Yazarın Tüm Yazıları