Siz olsanız ne yapardınız?

O haberi okuduğum andan beri takılıp kaldım. “Ben olsam ne yapardım” diye sorup duruyorum kendime.“Film gibi” dedirten bir olay.

Haberin Devamı

Büyük ihtimalle siz de okumuşsunuzdur ama görmeyenler için hatırlatayım:

Adıyamanlı Meryem D., 2013’te İstanbul’da özel bir hastanede doğum yapmış. Trabzonlu Selma K. da aynı gün aynı hastanede bir bebek dünyaya getirmiş.

Aradan 3 yıl geçmiş. Bebekler büyümüş.

Bebek E.’nin kendisine hiç benzemediği düşüncesi, Trabzonlu baba Yusuf K.’nın içini kemirmeye başlamış. Kuşkusu dayanılmaz hale gelince eşi Selma K.’dan ayrılmaya karar vermiş.

Acı gerçek, DNA testinde ortaya çıkmış. Çocuk ikisine de ait değilmiş.

Trabzonlu çift hastaneye başvurunca gerçek ortaya çıkmış: Doğumdan sonra Meryem D.’nin bebeği Semra K.’ya, Semra K.’nın bebeği de Meryem D.’ye verilmiş. Konu mahkemeye yansımış ve çocukların, yaşamlarının geri kalanını biyolojik anne-babalarıyla sürdürmesine karar verilmiş. Trabzonlu baba, dört gün önce Adıyaman’a gidip E.’yi bırakmış, C.’yi alıp eve dönmüş.

Haberin Devamı

Tahmin edeceğiniz gibi, iki aile de çocuklar da perişan olmuş.

Küçük E. Adıyaman’daki ilk gecesinde uyanıp, Trabzon’daki annesini istemiş. 

Adıyaman’daki anne Meryem D., Trabzon’a gönderdiği C.’nin elbiselerine bakıp bakıp ağlıyormuş. Bir yanda dört yıl bakıp büyüttüğü, gözünden sakındığı, kokusunu içine çekip sımsıkı sarıldığı, hakkında hayaller kurduğu C., diğer yanda dokuz ay karnında taşıdığı, kendi kanından olan E.

Aileler, aynı şehre taşınmak gibi çözümler arıyormuş.

Nasıl çözülür ki bu sorun?

Bağırlarına taş basıp unutsalar, bu hikâye çocukların peşini bırakır mı?

Aileler 4 yıl bakıp büyüttükleri çocukla bağlarını koparmasalar, çocuklar iki arada bir derede zorlanmaz mı?

Aklımda deli sorular?

Psikologlar, pedagoglar ne diyor bu işe?

TRUMP’LA BULUŞMA İÇİN İPUÇLARI

ABD Başkanı Donald Trump, bugüne dek 17 yabancı liderle görüşmüş. 43 liderle 76 telefon görüşmesi yapmış. Haliyle “Trump ile ilk görüşmede, ilk telefon konuşmasında nelere dikkat etmeli” sorusuna verilecek yanıtlar netleşmeye başlamış.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesinde bizim diplomatlar nasıl tavsiyelerde bulundu bilmiyorum. 

Ancak New York Times gazetesinden Peter Baker, yapılan görüşmelerden yola çıkarak Trump’ın şifrelerini çözmüş ve 20 Mayıs günü yayınlanan makalesinde sıralamış:

Haberin Devamı

- Daha önceki hiçbir ABD başkanına benzemediğini unutmayın.

- İlk etapta konuğunun rahat hissetmesini sağlayacak şeyler yapar. Ancak, görüşmenin devamının nasıl olacağı ‘kimya’ meselesi.

- Konuşmanızı kısa tutun. Sadece 30 saniyesine dikkat kesilebileceği 30 dakikalık konuşmalar yapmayın.

- Ülkesinin tarihini çok iyi bildiğini düşünüp tarihi referanslar sıralamayın.

- Seçim zaferiyle ilgili iltifatlar sıralayın.

- Obama’dan olumlu anlamda farklı olduğunu vurgulayın.

- Bir konuda ikna etmek için “Seçimden önce şöyle demiştiniz” demeyin. Seçimlerden önce söylediklerini unutun.

- Bir “alacaklar” listesiyle değil, onun zafer olarak göreceği bir teklifle gidin.

Haberin Devamı

- Kendisi ve ABD için kazanmaya odaklanmış biri olduğunu unutmayın.

- Sonunda anlaşmaya varan, bu nedenle pragmatist davranan bir tarafı da var.

- Daha önceki ABD başkanları dünya liderleri ile önemli konular için telefon görüşmesi yapardı. Trump için bu geçerli değil. Kendisini arayan bazı liderlere, neden aradıklarını, konuyu sormadan bile kısa sürede geri döndüğü oldu.

Bu önemli ipuçlarını diplomatların ve danışmanların okumasında yarar var.

FETÖ’CÜ SÖZCÜ!

SÖZCÜ’nün imtiyaz sahibi ve çalışanlarına yönelik operasyonla ilgili çok şey yazılıp çizildi. Ben bir kez daha Victor Hugo’nun, ‘Sefiller’ romanında geçen “En yüksek adalet vicdandır” sözünü hatırlatacağım. 

Haberin Devamı

Tek bir gerçek vardır, o da eninde sonunda ortaya çıkar ve vicdanlardaki adalet o gerçeğe dayanır. Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi...

Vicdanlı insanlar da gerçeklere inanır.

Sözcü gazetesinin FETÖ’cü olduğuna kim inanır?

Siz olsanız  ne yapardınız

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları