Bir gün üç görüntü!

DÜN sabah gazeteye gelir gelmez televizyonu açtım. Hem önümdeki gazetelere bakıyordum, hem zap yapıyordum.

Haberin Devamı

CNN International’e gelince takıldım.

BİRİNCİ GÖRÜNTÜ

Canlı yayındaki muhabir sırılsıklam olmuştu.

Londra’daki stüdyoda bulunan sunucu soru sorunca, muhabirin G-20 zirvesinin yapıldığı Hamburg’dan yayın yaptığını anladım. Küreselleşme karşıtları ABD Başkanı Donald Trump’ın geçeceği yolda oturma eylemi yapıyordu. Polis de bizdeki versiyonuna TOMA denilen su araçlarıyla göstericilere belli aralıklarla tazyikli su sıkıyordu.

Sunucu muhabire sordu “Ne kadardır oradalar?”

Muhabir yanıt verdi: “Yaklaşık bir saat oldu...”

Almanya, özellikle de Hamburg polisi, toplumsal gösterilere sert müdahaleleriyle biliniyor. Burada bu kadar sakin ve sabırlı olmalarına doğrusu şaşırdım.

Yarım saat başka kanallara baktım, CNN’e döndüm, aynı muhabir yine yayındaydı ve şu yorumu yapıyordu: “Polis, dün gece yüzü maskeli, molotofkokteylli göstericilere bu kadar iyi davranmadı. Bugün eylemciler kendilerine müdahale edilse bile polise hiçbir şekilde karşılık vermeyeceklerini açıkladılar. Polis de eylemcileri yıldırmaya çalışıyor.”

Haberin Devamı

Önünde sonunda Trump o yoldan geçecekti. Hamburg polisi ne yapacak diye merak ettim. Gruplar halinde yolda oturan gruba yaklaştılar ve eylemcileri tek tek gruptan ayırarak gözaltı işlemi başlattılar. Eylemciler hiçbir karşılık vermediği için de çok fazla kavga gürültü çıkmadı.

İKİNCİ GÖRÜNTÜ

Masamdaki gazetelere döndüm. En üstünde Hürriyet vardı. Gazeteyi evde okumuştum ama ne yalan söyleyeyim, birinci sayfadaki “Azılı suçlu değil, sadece öğretmenim” başlıklı haberin fotoğrafına dikkatlice bakmamıştım.

Bilgisayarı açıp olayın video görüntülerini buldum.

Bir özel güvenlikçi, ihraç edildiği için eylem yapan kadın öğretmen Nazife Onay’ın yanına geliyor, sol kolunu boynuna doluyor ve sağ eliyle de kadının ağzını kapatıyor. Slogan atmak dışında hiçbir fiziki mukavemet göstermeyen kadının başına çullanıyor, vücudunu duvarın üzerine yatırıp bastırıyor.

Eylemci öğretmen, Hürriyet’in eğitim muhabiri Gamze Kolcu’ya o anı şöyle anlatmış:

“...Gözü o kadar dönmüştü ki, kulağıma kırarcasına bastırıyordu. Bağırmak istedim ama ağzım kapalıydı. Acıdan çırpındım, sesim çıkmadı.”

Haberin Devamı

ÜÇÜNCÜ GÖRÜNTÜ

Hazır internette gezinirken Hürriyet’in internet sitesinde son dakika haberlerine bakmaya başladım. “Güvenlikçinin kafa attığı kişi Baykal’ın oğlu çıktı” başlığını görür görmez tıkladım. Bir Nurettin Kurt haberiydi. Kafa atma görüntüsünü görmemiştim. Geçen hafta Hürriyet Ankara İstihbarat Şefi Soner Gürel, “ODTÜ’de bir güvenlikçi Baykal’ın oğluna kafa atmış” dediğinde “Yok daha neler, yalandır” demiştim. Belli ki Nurettin benim gibi geçiştirmemiş ve detaylara ulaşmış.

Görüntülerde eşi ODTÜ’de rektör yardımcısı olan Prof. Ataç Baykal bir güvenlikçiye bir şeyler anlatırken başka bir güvenlikçi yanlarına sokuluyor, sonra gözle kaş arasında Prof. Baykal’a kafa atıyor. Şoke oldum. Hiçbir arbede yok, hiçbir itiş kakış yok. Güvenlikçi durduk yerde kafa atıyor.

Haberdeki şu detaya da bakın:

Haberin Devamı

Baykal’a kafa atan Mustafa B. isimli “güvenlikçi”nin meğer bir hapis cezası tecil edilmiş, “yaralama” ve “tehdit” suçlamasıyla açılan başka bir davası da devam ediyormuş.

YANLARINA KÂR KALDIKÇA...

Sonrasında ne olmuş diye merak ettim:

Orantısız bir şiddete maruz kalan eylemci öğretmen, olayın ardından 8 saat de gözaltında tutulmuş. Kendisine orantısız şiddet uygulayan “erkek” güvenlikçiyle ilgili ne işlem yapıldığına dair bir bilgi edinemedim.

Prof. Baykal ise olaydan sonra suç duyurusunda bulunmuş ve kendisine kafa atan “güvenlikçi”, bozuk siciline rağmen adli kontrolle serbest kalmış. Büyük ihtimalle ODTÜ’de bir daha çalışamayacak ama başka bir yerde “güvenlikçi” olarak şiddet saçmaya devam edecek.

Haberin Devamı

Ben size üç görüntü anlattım. Yorumunu siz yapın.

Yazarın Tüm Yazıları