“Bir atlet, bir lokma” İletişim kazası mı, doğru tercih mi?

Fotomuhabiri arkadaşımız Selahattin Sönmez kitabının hazırlıklarını yaparken, çok ses getirecek fotoğraflar olduğunu söylemişti.

Haberin Devamı

“Mesela” demişti..

“Kemal Bey’in molalarını bile izledim ve en doğal haliyle fotoğraflarını çektim...”

Gazetecilik merakıyla yanıp tutuşsam da sürprizi bozulmasın diye kitap basılmadan fotoğrafları göstermesini istemedim.

Pazartesi günü, akşama doğru, yolda yürürken bir Hürriyet okuru durdurdu. Doğrudan söze girdi:

“Ben liderimi öyle görmek istemezdim...”

Önce neyi kastettiğini anlamadım.

“Ne o öyle atletle...” deyince Kılıçdaroğlu’ndan ve Selahattin’in kitabında yer aldığı için internet haber sitelerinde yayınlanan atletli fotoğrafından bahsettiğini anladım.

Önce kendisini tanıttı. Kırklı yaşların ikinci yarısındaydı. Üniversite mezunuydu, Mülkiyeliydi.

“Neden?” dedim ve devam ettim: “Halktan biri işte. Bir lokma, bir atlet. Halkımız sever böyle görüntüleri...”

Haberin Devamı

“Evet, halkımız halktan olanları, kendilerine dokunan siyasetçileri sever...”

“O zaman neden rahatsız oldunuz?”

“Yoksul halkın oransal olarak en çok sevdiği, oy verdiği siyasetçi Tayyip Erdoğan değil mi? O’nu hiç gördünüz mü atletle. Bir kaç asgari ücretle alamayacağınız en pahalı markaların gömlekleri, kravatları, spor kıyafetleri olmadan hiç çıktı mı objektiflerin önüne?”

Düşündüm...

Bir Ankara gazetecisi olarak yıllardır izlerim, aklıma kravat, gömlek ya da ceket olmayan tek bir fotoğraf geldi. Torununa evde Kur’an öğretirken çekildiği açıklanan fotoğraf. Orada da yeşil, çok kaliteli bir tişört giymişti.

“Hayır görmedim” dedim haliyle...

“Evet, Kemal Bey, vatandaşın halinden anlayan, vatandaş gibi yaşayan mütevazi bir siyasetçi olabilir ama objektifin karşısına çıktığında bir lider gibi görünmeli. Evde atletiyle, çizgili pijamasıyla sofraya oturan o insanlar gibi değil, onların sorunlarını çözecek, onlara güven verecek güçlü bir karakter sergilemeli. Ne öyle atletle... ”

Baktım bitecek gibi değil, saatime bakıp, ayrılmam gerektiğini ima ettim.

Tam vedalaşırken döndü ve “Kemal Bey’e söyleyin, bu fotoğrafın çekilmesine izin veren danışmanları bir gün bile tutmazdım yanımda” dedi.

Devam etmesine fırsat vermeden ayrıldım ve yürümeye devam ettim.

Haberin Devamı

ATATÜRK KARŞILAŞTIRMASI KILIÇDAROĞLU’NA YARADI

Yürürken, o fotoğrafı gözümde canlandırdım.

Son derece doğaldı, samimiydi...

Fotoğraf Salı günü “Vatandaş Kemal” başlığı ile Hürriyet’te yayınlandıktan sonra iyi bir iletişimciye sordum: “Sen ne düşünüyorsun?”

“Ben olsam öyle bir fotoğraf verdirmezdim” dedi ve ekledi:

“Siyasal iletişimde kıyafet, imaj çok önemlidir. Beyaz gömlek, Lacivert ya da siyaha yakın takım elbiseler, kırmızı kravatlar güven verir. Atletli fotoğraf, 432 kilometrelik yürüyüşte sembol haline gelen ‘beyaz gömlekli adalet dövizi taşıyan Kılıçdaroğlu’ fotoğrafının önüne geçebilir..”

Kafam iyice karışmıştı.

Çoğu CHP’li olan, başka insanlara da sordum. Tamamına yakını olumsuz görüş bildirdi.

Haberin Devamı

Kendi kendime “Ya CHP’nin beyaz Türkleri fotoğrafı sindiremedi ya da ben bunca yıldır siyaset iletişimi konusunda bir arpa boyu yol almamışım” dedim.

Ancak, salı akşam saatlerinde durum değişti. Bilumum sosyal medya ve anlık iletişim uygulamalarından Atatürk’ün mayolu fotoğrafları yağmaya başladı. Şortun üzerindeki beyaz askılı mayo, atlet gibi duruyordu. Atletli fotoğrafı eleştiren bir iki CHP’li de aynı fotoğrafı paylaştı.

Anladım ki fotoğrafların tamamı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Atatürk’ün atletle fotoğraf çektirdiğine şahit oldun mu” sözlerine tepki olarak paylaşılıyordu.

Anlayacağınız, CHP’lilerin bile tepkili olduğu bir fotoğraf, Erdoğan eleştirdikten sonra savunulur hale gelmişti.

Haberin Devamı

Fikir değiştiren bir CHP’liye “Sabah öyle demiyordunuz” deyince, “Erdoğan rahatsız olduysa doğru fotoğraftı” diyerek özetledi durumu.

Hiç şüphem yok, Kılıçdaroğlu’nun atletli fotoğrafı, siyasi tarihimizin en önemli karelerinden biri olacak ve gelecekte de en sık yayınlanan arşiv fotoğrafları arasında yerini alacak.

Bir “iletişim kazası” mı, “doğru bir tercih” mi olduğunu da tarih gösterecek.

Sahi, siz ne düşünüyorsunuz o fotoğraf hakkında?

 

 

 

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

 

Yazarın Tüm Yazıları