Bakan Sarıeroğlu’ndan taşeron sorularına net yanıtlar: “Bir tek devlete davadan feragat edecekler”

Taşeron düzenlemesi bir milyon 20 bin taşeron çalışanı, sözleşmeli kamu işçisi haline getirecek. Başvuru süreci 12 Ocak’ta bitecek. Taşeron çalışanlar, başvuru formlarını ellerine alıp, doldurup teslim etme aşamasındalar. Ancak, kafaları biraz karışık. Ne tür metinler imzalayacaklarına, nelerden feragat edeceklerine, düzenlemenin kimleri kapsayacağına dair ciddi soruları var.

Haberin Devamı

Bize gelen mektuplardan, telefonlardan ve sosyal medya mesajlarından derlediğim ve önemli bulduğum soruları yöneltmek için dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Julide Sarıeroğlu’nu aradım.

Başta ulaşamadım. Çünkü, gün boyu, GATA’da, Maliye Bakanlığı’nda ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde incelemelerde bulunup, taşeron çalışanların kamuya transferi konusunda yaşanabilecek sorunları yerinde incelemişti.

Akşama doğru telefonum çaldı. Arayan numaraya bakmadan açtım. “Ben Julide” dedi. Arayanın Sayın Sarıeroğlu olduğunu anlamam üç saniye sürdü. Gafil avlanmıştım ama toparlanır toparlanmaz soruları birbiri ardına sıraladım. Siz de okuyunca göreceksiniz çok içten ve açık yanıtlar verdi:

- Çalışanlar bugüne dek şirketlerde biriken kıdem tazminatlarından vaz mı geçmek zorunda?

Haberin Devamı

Hayır, değiller. Feragat edecekler gibi algıladılar ama kıdem tazminatı kazanılmış haktır. İş yasalarında vardır. Kıdem tazminatından feragat etme zorunluluğu yoktur. Çalışanların, daha önce çalıştıkları taşeron şirketlerle herhangi bir şey imzalamayacaklar.

- Peki biriken kıdem tazminatlarını önceden çalıştıkları şirketlerden mi alacaklar?

Hayır, kıdem tazminatları da kamuya transfer olacak. Kamu çalışanı olacakları için artık ayrılmaları söz konusu olmayacak zaten. Emekli olduklarında da kıdemleri ilk çalışmaya başladıkları zamandan başlayacak.

- Kamuya geçebilmek için Açılmış davalardan vaz mı geçecekler?

Sadece, geçmişte “asli işverenim de muhatabım da devlet” diyerek devlete dava açanlar bu davalarından feragat edecekler. Çünkü artık kamu çalışanı olacaklar ve davalarının gerekçesi de doğal olarak ortadan kalkmış olacak.

- Kamunun hizmet aldığı bir şirketin personel gideri yüzde 70’i bulmuyorsa düzenlemeden faydalanamıyor. Mesela “temizlik hizmeti verdik. Makinalar, araç gereçler, kıyafetler, sarf malzemesi devreye girince işçi maliyeti, esas maliyetin yüzde 70’inden az oldu” diyenler var.

Bu bizim düzenleme ile ilgili bir durum değil. Mevzuatın kendisinde var. Taşeron tanımı böyle yapılmış. Bir şirket, teknolojik yatırım yapmış, asıl maliyet burada olmuş, biz teknik hizmet almışız, orada çalışanlar kamuya geçecek diye bir şey yok.   

Haberin Devamı

- Şirketler de şikayetçi. “O kadar elbise, araç gereç aldık, ne olacak bunlar” diyorlar.

Bu konuda da taraflara bildirdik. Alınan tüm araç gereci kamu alacak ya da kiralayacak. Bu konudaki çalışma şu anda yapılıyor. Sonuçta aynı araç gereçleri, kıyafetleri kamuya geçince de kullanacaklar.

- Sınavla, güvenlik soruşturmasıyla bazı çalışanların işlerini kaybedeceği endişesi var. “Kadro beklerken işimizi kaybedeceğiz” diyorlar.

Bu konuda birçok kez açıklama yaptık. Sınav yaptıkları işle ilgili olacak. Şunu kimse unutmasın. Kamuya işçi almak zor bir süreç. Ben bakanlığıma zorlukla kadro alabiliyorum. Lise mezunlarını KPSS ile alıyorum. Maliye bakanlığını ikna etmek ne zor bilirsiniz. Bu nedenle boşalacak kadroyu doldurmak gerçekten  zor olacak. Kamunun bu çalışanlara acil ihtiyacı var ve kadro boşalırsa, kaybedilirse yenisini almak beş altı ay  sürebilir.

 

Haberin Devamı

Ben en önemli soruları ve Bakan Sarıeroğlu’nun yanıtlarını burada özetlemeye çalıştım. Hala soru işareti olan varsa, Çalışma Bakanlığı “altisveren.com” adresinde sıkça sorulan bütün soruları yanıtlamış ve bütün mevzuatı yayınlamış.

Gördüğüm kadarıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sarıeroğlu, çok hassas bir çalışma yapıyor ve taşeron düzenlemesinin başarıyla hayata geçirilmesini kendisine iş edinmiş. Sendikalarla, belediyelerle, taşeron çalışan kamu kuruluşlarıyla bire bir görüşüyor, ortaya çıkan sorunları aşmaya çalışıyor.

 

Neticede, meselenin ucunda “kul hakkı” var ve kimsenin hakkının kimseye geçmemesi için bu hassasiyetin devam etmesi gerekiyor.  

 

Yazarın Tüm Yazıları