Ücret sendikacılığı dönemi bitti

Haberin Devamı

Sendikaya da, sendikalaşmaya da karşı değilim. Ama şuna karşıyım.
Artık sendikacılarımız “ücret sendikacılığını” bırakmak zorundadır.
Ne demek istiyorum?
Soma faciası bir kez daha gösterdi ki; daha birkaç ay önce yeniden seçilen Türkiye Maden İşçileri Ege Bölgesi Şube Başkanlığı, yaşananlara seyirci kalmıştır.
Olaydan sonra birçok madenciyle konuştum.
Hepsinin ortak görüşü, “Sendikanın tabelası var kendisi yoktu” şeklindeydi.
Seçim zamanı üyeleriyle ilgileniyormuş gibi yapmış olmak artık yeterli değil.
Oy isteyip verilen sözleri yerine getirmemek artık geçerli değil.
Sadece ücrete odaklanıp işçilerin güvenliğini ikinci plana atmak, artık durumu irade etmekten başka bir şey değil.
Dün Soma sokaklarında işçilerin bir protestosu vardı.
Bence bu protestonun nedeni sadece 301 kişinin öldüğü maden kazası değildi; bir birikimin sonucuydu.
Ve işçiler; birkaç ay önce yeniden başkan seçilen Türkiye Maden İşçileri Ege Bölgesi Şube Başkanı Tamer Küçükgencay’ın istifasını istediler.
Küçükgencay bu tepkiler karşısında istifa ettiğini açıkladı.

Haberin Devamı


***


Şu net...
Türkiye’de sivil toplum örgütleri sivilleşmek; sendikalar, meslek odaları, dernekler de siyasetten arındırılmak zorunda…
Aksi halde gerçek bir demokrasiden asla söz edemeyeceğiz.
Çok uzun zamandır yazıyorum.
Sendikalarımız işverenle daha başka stratejileri de konuşuyor olmalı.
Elbette çalışanların özlük haklarıyla sendikalarımız ilgilenecek; elbette üyelerinin daha iyi koşullarda çalışıyor olmalarının kavgasını yapacak.
Bunlar zaten olması gerekenler ve sendikacılardan istenen ortak beklentiler...


***


Bana göre işi geliştirmek, şirketin geleceğini düşünmek, ortak stratejilerde buluşmak, çalışanların eğitimlerini sürekli hale getirmek de bugünün modern sendikacılığının yapması gereken şeyler diye düşünüyorum.
Böyle düşünenler, böyle çalışanlar yoktur demiyorum.
Ama çok azından bu tür mesajlar duyduğumu söylüyorum.
Madem yeni bir dünyadan söz ediyoruz. Daha güçlü bir Türkiye istiyoruz. O zaman sendikaların da kendilerine bir çeki düzen vermesi gerekir.
301 kişinin öldüğü Soma faciasından sonra bile Maden İş’in bildiğimiz o klasik söylemlerden çıkamaması, madencinin hakkını tam savunamaması bu tepkilerin ana nedenidir.
Bu durumda Şube Başkanı’nın istifası yeterli değildi; yönetim kurulunun da istifasını verip yeni isimlere yer açması daha doğru doğruydu. Nitekim de öyle oldu.
Bu örnek aslında Türkiye’deki bütün sendikalara örnek olmalıdır.
Ücret sendikacılığı bitmiştir; bitmelidir.
Gelecek yeni yönetimler yaşananlardan ders çıkarmalı; Türkiye’de yeni dönem sendikacılığının ilk adımlarını atmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları