Türkiye düzlüğe daha fazla üreterek çıkar

GEÇEN hafta herkes Merkez Bankası’nın faiz kararını bekliyordu, bu hafta da Orta Vadeli Program (OVP) bekleniyor.

Haberin Devamı



OVP kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda hazırlanması beklenen ve makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri kapsayan bir belgedir. Bütçe hazırlıklarının ilk aşaması da sayılır.
Bu sefer ki OVP’nin şöyle de bir önemi var.
Sadece Türkiye değil; dünyadaki birçok ülkede benzer dalgalanmalar yaşanıyor.
Programda önerilen yol haritasının hem algıyı kuvvetlendirmesi, hem de çözümlerin gerçekçi olduğunu ortaya koyması isteniyor.
Reel ve uygulanabilir bir program beklentisi artıyor.
Türkiye’nin güçlü argümanları var.
Ve her türlü programı uygulayabilecek insan kaynağı da mevcut.
Dolayısıyla ben karamsar olanlardan değilim.
Ama ısrarla şunu söylüyorum.
Türkiye daha fazla ihracat yapmalı, ekonomideki ithalatın payını aşağıya çekmeli.
Döviz kabul edilebilir seviyelerdeyken bu ithalat rakamları kimsenin gözüne batmıyordu.
Dalgalanma olunca günlük hayatta kullandığımız birçok ürünün fiyatının çok hızlı değiştiğini bir kez daha gördük.
Girdi maliyetleri yükseldikçe kullandığımız ürünlerin fiyatı da artacak, bu kaçınılmaz.
Enflasyon cebimizdeki paranın tırtıklanmasından başka bir şey değil.
Türkiye sıkıntılarının üzerinden gelir.
Bazen daha fazla fatura ödeyebilir ama sonunda düzlüğe çıkar.
Burada önemli olan üretmektir, daha fazla üretmektir ve bunun büyük kısmını ihraç etmektir.
Yeni bir bakışa, yeni bir programa ihtiyacımız var.
Bu da katma değerli, yüksek teknolojiyle yapılmış ürünlerden geçiyor.
Hep söylüyorum.
En iyisini yapabilecek insan kaynağımız var.

 

Haberin Devamı

Krizlerin kahini
Melih Gürsoy’du

KRİZ kahini Nouriel Roubini uyarmış.
“2020’de dünya genelinde bir kriz bekliyorum” diye...
Gerçekten de geçmiş finansal krizleri çok önceden tahmin eden biri olarak tanınıyor Roubini...
Ben ise gazetecilik hayatım boyunca bu konuları hep Melih Gürsoy’a danışırdım.
Birkaç yıl önce aramızdan ayrılan Gürsoy’un, dünyadaki bütün ekonomik krizlerinin analizini yaptığı iki kitabı vardı.
Biri “Dünyada Büyük Ekonomik Krizler ve Türkiye Ekonomisine Etkileri”, ikincisi ise “Ekonomik ve Finansal Krizler Dünü ve Bugünü.”
Mesleğe ekonomi gazetecisi olarak başladım; o yüzden dünyadaki gelişmeleri hep yakından takip ettim.
Bunda dediğim gibi iş dünyasının yakından tanıdığı Melih Gürsoy’un da büyük katkısı vardır.
Hatırlıyorum.
Türkiye’deki 94 krizini 92’de bilmişti.
Oysa Gürsoy’un ağzından bu haberi verdiğimde ülkede her şey güllük gülistanlıktı.
2001’deki krizi de 98’lerde konuşurken söylemişti.
Daha da önemlisi, 2008’de bütün dünyayı kavuran, Amerika’yı bile yerle bir eden krizi de üç yıl öncesinden tahmin etmişti.
Gürsoy’u sonsuzluğa uğurladık ama kitapları birçok konuda ipucu veriyor ve yol gösteriyor.
Roubini’nin uyarısını okuyunca Melih Gürsoy aklıma geldi.

 

Haberin Devamı

Süslü kadınlar bisiklet
turuna destek artıyor

SÜSLÜ kadınlar bisiklet turunu galiba ilk yazanlardan biriyim.
Müthiş bir fikirdi ve desteği hak ediyordu.
Yıllar geçtikçe daha fazla kişinin ilgisini çekmeye başladı.
Binlerce kadınımız bisikletleriyle bu projeye katıldı.
Hatta bazı şehirler İzmir’i görerek, kendi turlarını yapmaya başladı.
23 Eylül’de yine pedala basacaklar ve kenti bir uçtan bir uca dolaşacaklar.
Bana göre Türkiye’nin en güzel, en güçlü mesaj veren etkinliklerinden biri...
İzmir’de yapılıyor olması da ayrıca önemli.
Son yıllarda kadına yönelik şiddette büyük artış var.
Kadın cinayetleri devam ediyor.
Bu meseleye sadece kadınlarımızın tepkisi yetersiz olur, mutlaka toplumun genelinde bir tepkiye ihtiyaç var.
Süslü kadınlar bisiklet turunda elbette birçok farklı mesaj da verilecek.
Ama bana göre ilk mesaj bu olmalı...
Kadına yönelik şiddeti önlememiz gerekiyor.
Bu da iyi bir fırsat olacaktır.

 

O ifadeyi iyi biliyorum

Haberin Devamı

KARŞIYAKA aylar sonra galip geldi. Maç fotoğraflarındaki futbolcuların yüzlerine baktım. Büyük bir heyecan ve mutluluk vardı. Aylardır devam eden sıkıntıları bir kenara itip yeni bir başlangıç yapmak istiyorlardı sanki... O ifadeyi çok iyi bilirim. Devam edin çocuklar... Kaybetseniz de devam edin. Futbol her ne kadar fiziksel mücadeleyi de gerektirse, çoğu zaman da moral işidir. Yüksek moralli olursanız, bir seri de yakalarsınız. Karşıyaka’nın buna ihtiyacı var.

Yazarın Tüm Yazıları