Adaylardan son mesajlar

ADAYLAR aylardır sokaklarda, halkın içindeler...

Haberin Devamı

Aslında biz gazeteciler de onlar kadar olmasa da hep dışarıdayız, toplantılardayız. Kampanya dönemleri yıpratıcı geçer ama bir o kadar da keyiflidir. Çünkü seçim dönemleri halkın heyecanı başka olur, parti teşkilatlarının temposu farklı olur. Siyasetin özveri istediğini, çok çalışmak gerektiğini söylememe gerek yok. Bir önemli husus da siyasetin ekip işi olduğudur. Adayın söyledikleri, anlattıkları kadar arka planda çalışanların da özverisi, çalışması, stratejileri sonuçlara yansır. Her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde de en çok konuşulan kentlerin başında İzmir vardı. Cumhur İttifakı çok deneyimli bir ismi aday gösterdi. Nihat Zeybekci ile defalarca beraber olduk, konuştuk, dertleştik. Bazı programlarına ben de katıldım, sokaktaki ilgiyi izledim, takip ettim. Gerçekten de 27 Kasım’dan bu yana adım atmadık yer bırakmadı. Hatta bazı ilçelere birkaç kere gitti. Ve İzmir için hayallerini anlatmaya çalıştı, yapabileceklerini ortaya koydu. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Ekonomi Bakanlığı gibi önemli görevlerde bulunan Zeybekci hep şu sözün altını çizdi: “Yaptım da geldim. İzmir için de yapacağım.” Zeybekci’yi İzmirliler biliyordu ama daha yakından tanımış oldular. Bu arada Ayşen Zeybekci’nin kentle bütünleştiğini, kampanyaya renk kattığını da söylemeliyim. Millet İttifakı’nı adayı Tunç Soyer’e gelince... Soyer, “Seferihisar’da yaptıklarımı şimdi genişleterek İzmir’de uygulayacağım” dedi ve İzmir’i aşkla yönetmeye talip olduğunu her fırsatta söyledi. Kampanyasında yumuşak bir üslup kullandı, projeleri kadar demokrasiyi de öne çıkardı, İzmir’i İzmirlilerle birlikte yöneteceğini vurguladı. Eşi Neptün Soyer de kampanyanın tamamında sokaklarda halkın içindeydi. Yarın sandık başında olacağız. İzmir’in iklimine, hoşgörü kültürüne, siyasi geçmişine yakışan bir kampanya oldu. Elbette son sözü İzmirliler söyleyecek. Nihat Zeybekci de, Tunç Soyer de, “Kazanan İzmir, Türkiye olsun” dediler hep... Ben de diyorum ki: En büyük anket sandıktır. Oyunuzu mutlaka atın, bu demokrasimiz için önemli bir görevdir. İzmir kazansın, Türkiye kazansın...

Haberin Devamı


Nihat Zeybekci:
Kendinize oy verin, İzmir kazansın

Haberin Devamı

Adaylardan son mesajlar

* 27 Kasım’dan bu yana İzmir’i geziyorsunuz. Sizi en fazla etkileyen ne oldu?
- İzmir öyle güzel bir şehir ki, etkilenmemeniz zaten imkansız. Olumlu yanları saymakla bitmez. Ama tabii ki İzmir demek, İzmir’in, Ege’nin güzel insanı, sıcaklığı, samimiyeti demektir. Birlikte yaşama kültürü, demokrasi ve kardeşlik demektir. Bunu İzmir’in her sokağında, insana dair her ayrıntıda çok net görüyorsunuz. Ve bunlar çok değerli şeyler. Olumsuz anlamda ne etkiledi derseniz, en başta tabii ki, artık ülkemizin neredeyse hiçbir yerinde sorun dahi olmayan ve yıllar önce çözülmüş çöp ve yağmur sularının kanalizasyonlardan direkt canım körfeze verilmesi diyebilirim. Çöpler vahşice depolanıyor bu kentte. Kentin 7 yerinden denize lağım veriliyor. Yazık... İzmir bırakın yerinde saymayı, artık geri gitmektedir.

Haberin Devamı


* Hangi projeniz en fazla İzmirlilerden destek gördü?
- Buna cevap vermek çok zor inanın. Çünkü neredeyse her projemiz İzmirli hemşehrilerimizden çok büyük destek görüyor. Sebebi ise çok açık. Çünkü hepsi bu şehrin ve İzmirlinin kısa, orta ve uzun vadede ihtiyaç duyduğu çalışmalar. İzmir’e geldiğimizde bir anket yaptırdık. Sorunlarla ilgili... Ben işsizliğin ilk sırada çıkacağını bekliyordum. İnanır mısınız altyapı, trafik, ulaşım, çöp, koku bunun önünde çıktı. Vatandaşımız ilk etapta ulaşımla, çöp ve kanalizasyonla ilgili çalışmalarımızı önemsedi. Daha çok yeşil alan için İzmir bahçeleri projelerimizin bir tık daha ön plana çıktığını söyleyebilirim. Yine aynı şekilde göreve gelir gelmez suyu 20 metreküpe kadarki tüketimde yüzde 50 indirimli yapmamız, 90 dakikalık aktarma süresini 120 dakikaya çıkarmamız ve öğrenci kardeşlerimiz için bilet fiyatlarını gerçek anlamda yüzde 50 indirimli yapmamız, yeni iş alanları yaratma projelerimiz en çok ilgi gören çalışmalarımız oldu.

Haberin Devamı

Adaylardan son mesajlar


* İzmir’deki seçim kampanyasını Türkiye’nin diğer yerlerinden daha farklı bulduğunuz söylenebilir mi?
- Elbette. Her şeyden önce biz kendimize, partimize ve İzmir’e yakışan bir kampanya yürüttük diye düşünüyorum. Kaldı ki, benim Denizli’deki kampanyam da benzerdi. Şöyle ki; araçlar, korna sesleri, etrafa atılmış bayraklar, bangır bangır çalan şarkılar vs... Bunları sevmiyorum. Biz adeta sessiz ama etkili, çisil çisil yağan bir yağmur gibi İzmir’in her yerinde, sosyal medyamızda, tablette, telefonda, yani kardeşlerimizle 7/24 iletişimin, gönül bağının eksilmediği bir kampanya yürüttük. Bu da hem İzmir’e, İzmirliye, hem de seçim ruhuna çok yakıştı kanaatindeyim.

Haberin Devamı


* Dört aydır sokaklardasınız, gezdikçe proje öncelikleriniz değişti mi?
- Değiştiğini söyleyemem. Eklemeler oldu diyebilirim. Çünkü biz kağıt üzerinde proje yapmadık. Kendi alanlarında profesyonel, yetkin insanlardan oluşan büyük bir ekibimiz var. Önce İzmir’i dinledik. Zaten bildiğimiz sorunlar vardı. Ortada olan şeyler vardı ama bunun onayını birinci elden alıp start vermek tabii ki çok bilinçli bir dokunuş oldu. O nedenle değiştirmek değil ama küçük dokunuşlarda bulunduk.


* Sizce İzmir’in ilk üç problemi ve ilk üç avantajı neler?
- Ulaşım-altyapı, çöp ve kanalizasyon ilk 3 problem. İzmir’in kendisi her anlamda bir avantaj. Bunu kategorize etmek başta güzel İzmir’imize haksızlık olur.


* “İlk 100 gün” programınızda değişiklikler ve ilaveler oldu mu?
- Demin de ifade ettiğim gibi biz ne istediğini bilen, ama her şeyden önce İzmir’i ve İzmirli kardeşlerimizi dinleyen bir stratejiyle süreçlerimizi oluşturduk. Ayrıca bir şeyleri daha önce yapıp da gelen bir başkanım ben. Bunun getirdiği tecrübeyi de eklediğimizde çok küçük ilaveler, değişiklikler olmuştur tabii ama hepsi o kadar.


* Seçilmeniz halinde rakibinizin projelerinden de yararlanmayı düşünür müsünüz? Kazanırsanız ilk vereceğiniz talimat ne olacak?
- Rakibimin projeleri olsa tabii ki olabilir neden olmasın. Ama işin ilginç yanı rakibim çok uzun zaman proje yok dedi, ardından bizim projelerin çok benzerleriyle, hem de mevcut belediye başkanıyla ters düşmek pahasına bunları paylaştı. Kazanırsam, 1 Nisan sabahı işe başlayacağız. Ekibim de biliyor ki, seçilmemiz halinde neredeyse ilk 6 ay evlere sadece uyumak için gidilecek. Bu da çok verimli, yoğun ve bir değil onlarca işin aynı anda hayata geçirilmesi anlamına geliyor diyebilirim.


* İzmir aşkı bu kampanyayla mı sınırlı kalacak yoksa sonuç ne olursa olsun devam edecek mi?
- Ben zaten İzmirliyim, Egeliyim, bu toprakların çocuğuyum. İzmirli bir iş adamıyım. İzmir’in 9 ilçesinde işyerlerim, çalışmalarım var. Zaten İzmir aşkı hep olduğu için buradayız.


* Son mesajlarınız neler olacak?
- Son mesajım çok kısa ve açık. Bunu her yerde söylüyorum. Kendinize oy verin, geleceğinize oy verin, İzmir’e oy verin ve İzmir kazansın. Teşekkür ederim.

 


Tunç Soyer
Vizyon ortaklığıyla yönetmeye talibiz

 

Adaylardan son mesajlar

* Kampanyanın ilk gününden bu yana İzmir’i geziyorsunuz. Sizi en fazla etkileyen ne oldu?
- İnsanların güleryüzü ve gözlerindeki ümit ışığı beni çok etkiledi. Siyaset insanlara umut vermeli, gelecekle ilgili hayaller kurdurmalı. Bunu yapmaya çalıştık. Ve bunu insanların gözlerinde gördüm, konuşmalarında hissettim, gelecekle ilgili düşüncelerini kendi düşüncelerimle birleştirdim. O yüzden mutluyum, umutluyum.


* Hangi projeniz en fazla İzmirlilerden destek gördü?
- Birçok projemiz, birçok fikrimiz var. İzmirlilerin ne istediklerini, ne beklediklerini bilerek bunları hazırladık. İnsanımızın günlük hayatını kolaylaştıracak projelerimiz var. Hepsinden iyi geri dönüşler aldım. Ama genç girişimciler için hazırladığımız destek projeleri büyük ilgi gördü. Yine ulaşımda 24 saate yayılan bir model önerimiz destek gördü.


* İzmir’deki seçim kampanyasını Türkiye’nin diğer yerlerinden daha farklı bulduğunuz söylenebilir mi?
- Diğer yerleri çok iyi bilemem ama İzmir’de bir şenlik gibi yaşandığını söyleyebilirim.

Adaylardan son mesajlar


* İzmir’i gezdikçe proje öncelikleriniz değişti mi?
İzmirlilerin daha ilk başta “Aşkla İzmir” cümlesine gösterdiği ilgi ve teveccüh vizyonumuzun doğruluğu konusunda bize çok önemli bir ipucu verdi. O nedenle bu temel vizyonda bir değişiklik olmadığını söyleyeyim. Açıkladığım projeler, bu vizyonun alt başlıklarıydı ve sayıları elbette artabilir.
30 ilçeden, henüz görüşemediğimiz sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarından, üniversitelerden onlarca, yüzlerce proje daha geleceğini biliyorum.
İşte o zaman bu vizyonun altı daha da genişleyecek. Ama İzmir’i bir dünya kenti yapacak kadar
refahını büyütmek ve bunu adil bir biçimde paylaşmak hedeflerimiz hep baki kalacak.


* Sizce İzmir’in ilk üç problemi ve ilk üç avantajı neler?
- Kent içi ulaşım, işsizlik ve altyapı. Birlikte yaşam kültürü, kökleri ve coğrafi konumu, dinamik gençliği, donanımlı sivil toplum, meslek odası ve üniversiteleri İzmir’in öne çıkan avantajlarıdır.


* “İlk 100 gün” programınızda değişiklikler ve ilaveler oldu mu?
- Oldu elbette, daha da olacaktır.


* Seçilmeniz halinde rakibinizin projelerinden de yararlanmayı düşünür müsünüz? Kazanırsanız ilk vereceğiniz talimat ne olacak?
- Az önce bahsettiğim İzmir vizyonuna İzmirlileri bir adım daha yaklaştıracak tüm projeler bizim için bir veri kaynağıdır. Böyle projeler varsa elbette inceler, dikkate alırız. İzmir’i talimatlar vererek değil, birlikte düşünerek yöneteceğiz. Göreceksiniz, İzmir’de yapacaklarımız yalnızca İzmir’in değişimini, gelişimini, güzelleşmesini sağlamayacak. Aynı zamanda Türkiye genelinde başka bir icraat, ekonomi anlayışının, siyaset kültürünün oluşmasını tetikleyecek. İzmir’de geleceğin Türkiye’si hayalimiz gerçek olacak. Bu nedenle ilk iş olarak en az ve en çok oy aldığım mahalleleri ziyaret edeceğim.


* Kadın, gençler ve çocuklar için ne söyleyeceksiniz? Neler vaat ediyorsunuz?
- Kadınların sadece sosyal hayatta değil, ekonomik hayatta da var olmalarını da çok önemsiyoruz. İzmir için “kadın dostu kent taahhütnamesi”ni imzalayarak göreve başlıyoruz. Gençlerimizi ve çocuklarımızı hayata hazırlamak adına, onlara kişilik gelişimi ve kariyer kazanmaları için yardımcı olacağına inandığımız “genç girişimciler”, “genç elçiler programı”, “İzmir kültürü ve ekolojik çocuk aktivite merkezleri”, “çocuk belediyeleri” gibi projeleri hayata geçireceğiz. “2023 Avrupa Gençlik Başkenti” hedefimizi gerçekleştirmek amacıyla çalışacağız. Masal evleri, öğrenim yardımları, gençlere girişimcilik desteği, çocuk köyleri ve öğrenci yurtlarımızla gençlerimizi teşvik edeceğiz.

  

* Son mesajlarınız neler olacak?
- Tüm halkımızı 31 Mart’ta sandığa gitmeye davet ediyorum. Oyunuza sahip çıkın. Daha iyi bir İzmir, daha iyi bir Türkiye hayalimizi koruyalım.

 

* Projelerinizde ana hedefiniz neydi?
İzmir vizyonumuzun iki ana hedefi var. Birincisi tüm İzmir genelinde refahın eşitlenmesi. İkincisi ise şehrin hem Akdeniz, hem de Anadolu ve Balkan kökleriyle bağlarının güçlendirilerek refahın artırılması.

Yazarın Tüm Yazıları