Seçim olur mu?

“2018’de erken seçim olur mu?”
AK Parti hükümeti bugüne kadar seçim takvimine sadık kaldı. Yani seçimler hep zamanında oldu.
Bu istikrarı da getirdi.
Piyasalar bu takvime göre hareket etti, iş dünyası gelecek planlarını buna göre yaptı.
Seçim yıllarında doğal olarak projelerden daha çok siyaset konuşuluyor.
Bürokrasi ona göre vaziyet alıyor.
İmzalar seçim sonuçlarını bekliyor.
Hatırlayın Türkiye yakın bir geçmişte; üç seçim, bir referandum yaptı.
Bu Türk demokrasisinin gücünü gösterse de, siyaset gündemin tamamını kapsadı.
Biz ise daha çok ekonomiyi, sosyal meselelerimizi, sporu, sanatı ve hayatı konuşmak istiyoruz.
Yine de son dönemdeki kadar erken seçim tartışmaları hiç bu kadar yapılmamıştı.
Demek ki; akılların bir tarafında bu soru yatıyor.
Elbette gerekirse erken seçim yapılır, yapılmaz değil...
Ama doğrusu zamanında yapılmasıdır.
Yine de 2018’in ilk aylarında yine biz bu tartışmaların içinde buluruz kendimizi...
Bakalım; siyasetçilerimiz nasıl bir yol haritası çizecekler.

 
EXPO’ya yeniden aday olmalıyız

2018’e girdik.
Hatırlatayım istedim.
Eğer biz EXPO’yu almış olsaydık; hazırlıklarda son dönemeçe girmiş olacaktık.
Aslında 2020 EXPO’sunu ne çok istemiştik.
Bence İzmir bu yarışta yine olmalı.
Hatta Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “Projeyi bu sefer Ege EXPO olarak sunalım” diye bir önerisi de olmuştu.
Neden olmasın?
Bence 2018’de bu konuyu da İzmir’in gündeminde sıcak tutalım.

 
Doğru hedefler seçilmişti

EXPO yarışını Dubai’ye kaptırdığımızda ne denmişti.
“Kazansaydık iyi olurdu. Ama EXPO hedefleri İzmir’in vizyon projeleridir. Kazanılmış gibi çalışmaya, projeleri yerine getirmeye devam edeceğiz...”
Hem hükümet, hem muhalefet, hem yerel yönetimler, hem de İzmir’in fikir önderlerini böyle söylemişti.
Ben projelerin akıllarda olduğuna eminim.
Ama gerçekleşme hızının çok daha hızlı olmasını bekliyorduk.
Örneğin hala İnciraltı planları yapılmadı.
Örneğin hala Körfez Geçişi projesinin temel atılmasını bekliyoruz.
Hala Sağlık Merkezleri ile ilgili projeleri takip ediyoruz.
EXPO uluslararası büyük ve önemli bir organizasyondu.
İzmir’in bu projeyi alması kentin değişimini hızlandıracaktı.
Elbette birçok yatırım, proje gerçekleşiyor.
Ama bir kümelenme olur, seçilmiş alanlara yatırım yapılırsa İzmir’in geleceği çok farklı olur.

 
Aynı hataları İzmir’de yapmayalım

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, geçen aylarda kentlerimizle ilgili önemli bir açıklama yapmıştı.
Demişti ki; “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterini kaybetmeden, yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ediyoruz, ben de bundan sorumluyum. İstanbul’da tüm ihtişamıyla Batı Roma’nın, Bizans’ın izlerini görürken, aynı zamanda Medine’nin tevazuna ve manevi derinliğine de şahitlik edersiniz. Bu dikey mimariyle olanları kastetmiyorum, ondan öncesini kastediyorum. Yani ben çocukluğumu arıyorum İstanbul’da...”
Çok doğru tespit ve içinde bir özeleştiri de var.
İnanın ben de çocukluğumun, gençliğimin İzmir’ini arıyorum.
Ve İzmir’in İstanbul gibi olmasını istemiyorum.
Şimdi bakıyorum; denizin kenarında, neredeyse içinde çok katlı binalar yükseliyor.
Arkalarına ne İzmir’in imbatının geçmesi, ne de o güneşin batışını artık seyretmek mümkün...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beş kattan fazla binalara izin vermeyelim” diye bir çağrıda da bulunmuştu.
Gökdelenlere karşı değilim.
Ama yüksek yapılar kentin seçilmiş belli bölgelerinde olmalı.
Kentin eski dediğimiz yerlerinde yüksek yapıya asla izin verilmemeli.
Tekrarlıyorum.
İstanbul’da yapılan hataları İzmir’de yapmayalım.