Otizmde önemli birliktelik

Bunun da öncülüğünü Anadolu Otizm Vakfı yaptı.

Türkiye’nin değişik bölgelerinde ve illerinde kurulan otizm vakıflarını İzmir’de topladılar ve bir eylem planı yapılmasını sağladılar.
Peki, bundan sonra neler olacak?
En önemlisi Türkiye’ye özgü bir ulusal otizm müfredatı hazırlanıyor.
Devletin bu konuda politikalar geliştirmesi adına bu birlikteliği çok önemli buluyorum.
Dağınık yapılarda sonuç almak bazen zor oluyor.
Oysa anlıyorum ki, tek bir ses var.
Her kentte bir Kent Çalışma Grubu oluşturulması planlanıyor. STK’lar, ilgili devlet kurumları, yerel yönetimler ve üniversitelerin de katkı sağlaması istenecek.
Ama bence gelecek için en önemli gelişme Türkiye Otizm Meclisi’nin kurulmuş olmasıdır.
Toplumda farkındalığı artırmak, aileleri bilinçlendirmek ve otizmli çocuklarımızın hayata kazandırılması adına bu Meclis önemli projelere imza atabilir.
Rahatlıkla söyleyebilirim, çalışmanın bu noktaya gelmesinde Anadolu Otizm Vakfı’nın ve başkanı Nüvit Uyar’ın büyük katkısı bulunuyor.
Uyar, “Çabamız ve amacımız tüm kurumların ortak hedef için birlikte çalışmasıdır. Alandaki STK kuruluşlarının çokluğu ve çeşitliliğinin olumlu ve demokratik olduğunu düşünüyor, ortak ve rasyonel sinerjinin hedef odaklı, çözüm üreten bir anlayışla geliştirilmesini hedefliyoruz” diyor.
Otizmle mücadele edilir.
Bugünkü yapıyla daha da iyi edilir.

Suçlamalara savunmalara
ne zaman ihtiyaç kalmaz

PAULO Coelho’nun Casus’u şu cümlelerle bitiyor...
“Ne yazık ki, bugün yaşadığımız dün de vardı, yarın da var olmayı sürdürecek ve zamanın sonuna dek tekrarlanacak. Taa ki... İnsanlar sadece düşünceden ibaret olmadıklarını keşfedene, hissettiklerinden meydana geldiklerini anlayana dek... Vücut çabucak yorulur, ruh ise daima özgürdür. Önceki nesillerin hatalarını tekrarlayarak oluşturduğumuz bu cehennem döngüsünden çıkmamıza elbet bir gün yardımcı olur. Düşünceler hep aynı kalsa da onlardan daha kuvvetli bir şey var. Aşk... Çünkü gerçekten aşık olduğumuzda başkalarının da kendimizin de en iyi yönlerini görürüz. Sözcüklere, belgelere, sözleşmelere, ifadelere, suçlamalara ve savunmalara ihtiyaç kalmaz...”
O kadar siyaset odaklı yaşıyoruz ki, bari pazarları biraz hayata kalsın.
Coelho gibi düşünüyorum.
İnsan aşık olduğunda başkalarının ve kendisinin iyi yönlerini görüyor maalesef...
Türkiye’de hep bardağın boş tarafını görmeye alışık olduğumuz için “biraz aşkı düşünün” tavsiyesinden başka bir şey de şu an aklıma gelmiyor.

Nutuk okuyun
iyi geliyor

MORALSİZLİK, kötümserlik bulaşıcı derler...
Doğrudur da...
Hayata nereden baktığına bağlı...
Son günlerde yaşadıklarımız sadece Türkiye’de olmuyor, dünya zor bir süreçten geçiyor.
Karamsar olanlara yeniden Nutuk okuyun tavsiyesinde bulunuyorum.
İyi geliyor.

Kemeraltı

İSTANBULLU bir arkadaşım aradı.
“Yemek için Kemeraltı’na gidelim” dedi.
Hoşuma gitti.
Çünkü benim de arada gittiğim yerlerden biri Kemeraltı...
Türkiye’nin en büyük, en renkli çarşısı, ama ne yazık ki en şanssızı...
Bir başka ülkede Kemeraltı gibi bir yer olsa inanın gece gündüz, hafta içi hafta sonu 24 saat yaşar.
Bizde ise gündüzlerle sınırlı...
Öyle ya da böyle, bugün ya da yarın, ya da yakın bir gelecekte Kemeraltı İzmirlilerin yeniden buluşma adresi olacak, buna inanıyorum.