mRNA korona aşısı neden Nobel Ödülü’nü alamadı?

Herkes gibi ben de Nobel Tıp Ödülü’nü bu yıl Prof. Özlem Türeci ve Prof. Uğur Şahin alır diyordum. Ya da mRNA aşılarını bulan Katalin Kariko ve Drew Weissman’ın Nobel’i alacağını düşünüyordum.

Haberin Devamı

 


Ama olmadı ve bunun nedenini aradım, bilenlere sordum.
Aradığım cevabı İsmet Berkan’ın Tekno Gündem’inde buldum.
Aynen aktarıyorum.
“Bu yıl Nobel Tıp Ödülü’nün mRNA aşılara gideceğine dünya üzerinde çok insan kesin gözüyle bakıyordu. O kadar ki, örneğin The New York Times gazetesi ödül açıklanmazdan önce mRNA’nın iki mucidi Katalin Kariko ve Drew Weissman’ın fotoğraflarını hazırlamıştı bile. Ama ödül, David Julius ve Ardem Patapoutian’a gitti. Bu ikili vücudumuzda son derece önemli işlevler gören duyularımızın iletim mekanizmasını bulmuşlardı. Peki dünyayı kasıp kavuran korona salgınına karşı bize büyük bir ümit veren, kim bilir kaç milyon hayatın kurtulmasına yardımcı olan mRNA aşıları neden ödülü alamadı? Nature dergisi aynen bu başlıkla bir haber yayınlamış. Bu teknolojiyi yaratan iki bilim insanından biri BioNTech’te, diğeri ise Moderna’da korona aşısının ortaya çıkmasını sağladılar. Nature’daki habere göre aşı biraz geç kaldı. Çünkü ödül için adaylıklar şubat ayında belirlendi, o sırada ortada aşı yoktu. Bir başka sebep, bilimsel buluş ile ödül arasında hep belli bir zaman geçmesi. Bunun bir iki istisnası var, mesela kütle çekim dalgalarının keşfi, mesela Higgs bozonunun keşfi gibi.”
Bu yıl olmadı belki ama seneye sanki mRNA aşıları bulanlar ve ilk uygulayanlar Nobel’i alabilir gibi geliyor bana...

 

Haberin Devamı

Zaman geçer tatlar unutulmaz

Osman Sezener, benim çok başarılı bulduğum bir şef... Urla’daki OD Urla’yı artık bilmeyen yok.
Ve ilginç bir ayrıntı; sadece İzmir’den, Ege’den değil, Türkiye’nin her yerinden rezervasyon alan bir restoran.
Hatta OD Urla’da yemek yiyenlerin yarısından daha fazlası İzmir dışından geliyor.
Osman geçenlerde Fransa’ya gitti.
Tabii ki ünlü bir şefle birlikte yemek yapmak için...
Toya Restaurant’ın ev sahipliğiyle gerçekleşen buluşmada Osman Sezener, Fransa’da Faulquemont’a konuk oldu. Gecede şefler davetlilere kendi bölgelerinin özgün tatlarını imza yorumlarıyla sundu.
Toya’nın şefi Loic Villemin şimdi iadeyi ziyaret yapacak, yani Urla’da mutfağa girecek.
Ve bu buluşmanın da müthiş bir konusu var.
“Zaman geçer, tatlar unutulmaz...”
Zaten ikisi için de kendi zaman ve coğrafyalarının yaratıcı şefleri demek galiba en doğrusu...
Türkiye gastronomisinde kendine önemli bir yer edinen OD Urla ve Michelin yıldızlı Fransız Toya Restaurant, “tarladan sofraya” felsefelerinin ortaklığıyla bu yola çıkıyor. Üç bölümden oluşacak etkinliğin temasını, her iki restoranın şeflerinin de lokal malzemeye duyduğu saygı ve anılarda yer eden tatlar belirliyor.
28 Ekim akşamı Şef Loic Villemin ve ekibi, OD Urla’ya konuk olacak. Bu buluşma da bana göre zaman geçse de unutulmazlar arasına girecek.

 

Haberin Devamı

Michelin’i hak eden çok
restoran ve şef var

Dün Michelin Rehberi’nin ilk kez dokuz Moskova restoranını yıldızlarıyla ödüllendirdiğini yazdım.
Hak etmişlerdir ve bu yıldızları almışlardır.
İkiz kardeşler Ivan ve Sergei Berezutsky tarafından yaratılan Twins Garden ve Artem Estafev’in şefi Artest iki yıldızla ödüllendirilmiş.
O restoranda yemek yemedim; eminim çok iyilerdir.
Çünkü Michelin şeflerinin ne kadar titiz çalıştıklarını çok iyi biliyorum.
Bugüne kadar bir Michelin’li bir restorana gidip de pişman olduğumu hatırlamıyorum.
Ama şunu da biliyorum.
Türkiye’de de Michelin’i hak eden çok sayıda restoran ve şef var.
Üstelik yerel lezzetlerle modern pişirme yöntemlerinin birleştiği tabaklar yaratıyorlar.
Giderek yerel olan değer kazanıyor ve Türkiye gerçekten de gastronomi açısından büyük bir zenginliğin üstünde oturuyor. Yeni, genç ve başarılı şefler ortaya çıktıkça, bizim lezzetlerimiz de daha iyi anlaşılır hale geldi.
O yüzden şef restoranlarını destekliyorum.

 

Haberin Devamı

Şefler de şanslarını kullandılar

Ve o yüzden İzmir, Urla, Çeşme, Alaçatı, Karaburun ve Ege’nin kıyıları bu lezzet üssü, merkezi, adresi olmaya aday yerlerden... Hem doğa güzel, hem malzeme taze ve lezzetli, hem yeni şefler buralarda olmayı seviyor, hem de bu şefleri destekleyen yeni nesil girişimciler var.
Ve genç şefler de şanslarını çok iyi kullandılar.

 

Aşısız olmuyor

Fransa, 15 Ekim’den itibaren Kovid-19 testlerini ücretli yapacağını duyurdu. 18 yaş altındakiler için testler ücretsiz olmaya devam edecek. Bu uygulamanın aşı olmayanları aşılara teşvik edeceğini düşünüyorlar. Ben de aynı görüşteyim. Son günlerde arkadaşlarım arasından Kovid-19 geçirenler oldu. Aşı olanlar hafif bir nezle gibi geçirirken, diğerleri gerçekten sıkıntılı günler yaşadı. Bir kez daha anladım ki, aşılarsız olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları