“Like” alma sevdası

Çok aktif değilim ama iyi takip edenlerdenim.

Tanıdığım, bildiğim, izlediğim bazı insanlar sırf daha çok “like” yani “beğeni alma” sevdasından bilgisayarın başında bir başka insan oluyor.
Bazen insanlıktan çıkıp nasıl bir canavara dönüşebildiklerini anlamaya çalışıyorum.
Ne yapsam da anlayamıyorum.
Sevgili arkadaşlar...
Dikkat çekmek istiyorsanız başka bir şey yapın.
Çünkü bazen fazladan veya eksik yazdığınız bir kelime sizi hiç beklemediğiniz bir noktaya götürebilir.
“Vezir de olabilirsiniz, rezil de”, unutmayın.
Vezirlik kısa sürüyor da, rezil olduğunuzdan sonra toparlamak da hiç kolay olmuyor.

Nüfus artıyor İzmir’e
ilgi de giderek artıyor

TÜRKİYE İstatistik Kurumu, 2016 yılı nüfus rakamlarını açıkladı.
İzmir’in nüfusu 55 bin artarak 4 milyon 223 bine çıkmış.
Son 10 yıldır İzmir’de gözle görülen bir artış var.
Ve konuştuğum birçok kişi önümüzdeki yıllarda bunun artacağını söylüyor.
Bunda birçok neden var.
Birincisi, İstanbul’un giderek yaşanmaz bir büyüklüğe ulaşmış olması.
Özellikle üniversite sonrasında İstanbul’a yerleşmiş İzmirlilerin gözü burada, yani geri dönüşte...
Bazıları hazırlığını yaptı, bazıları da gayrimenkul sektöründeki bu hareketliliği yakından izliyor.
Bazı büyük holdinglerin önemli şirketlerini İzmir’e taşıyacakları konuşuluyor.
Bunlardan bazıları bu yıl içinde gerçekleşecek.
Bazılarının da hazırlık yaptığı söyleniyor.
Bir de hepimizi heyecanlandıran dedikodular var.
O da özellikle hizmet ve dijital alanda çalışan büyük grupların İstanbul’dan çok İzmir’i tercih ettikleri ve orta kademe yöneticileri için alternatif baktıkları yönünde.
Yakın bir geleceğe kadar üst düzel yöneticiyi İzmir’e getirmekte zorlanan şirketlerin eli artık daha kuvvetli.
İzmir’in iyi okulları ve iyi sağlık tesisleri var.
Bu alternatifler fazlalaştıkça İzmir’e olan ilgi de artıyor.
Özetle...
Nüfus artış oranları dikkatlerin İzmir’e çevrildiğini net gösteriyor.

Neden tahammülümüz yok

BEN mi yanılıyorum?
Eskiden “Söylenmez...” denilen birçok şey bugün yapılıyor.
“Yapılmaz” denilen şey yapılıyor.
Ne oluyor bize arkadaş?
Niye tahammülümüz yok, biz eleştiri yaparken iyi de, başkaları yaptığında neden yeri göğü inletiyoruz?
Bir garip dönem yaşıyoruz ya...
Hadi hayırlısı...

Cevap bile veremediler

REFERANDUM tarihi açıklanmadı, herkes “Evet” ve “Hayır” deme yarışına girdi.
Dur arkadaş, biraz bekle...
Geçen gün bir haber izledim.
Başında “evet şapkalı” bir genç broşür dağıtıyor.
“Neden evet” demeli sorulduğunda, cevap yok.
Genç tek bir kelime edemedi.
Sonra...
“Hayır şapkalı” bir gencin yanına gidildi.
Aynı soru ona da soruldu.
O da yanıt veremedi.
Neden “evet”, neden “hayır” dememiz gerektiğini bilmeden nasıl referanduma gideceğiz?
Gerçi daha vakit var ama izlediğim haberler beni epeyce düşündürdü.

Doğruysa gerçekten korkunç

İZMİR Milletvekili Atila Sertel, Kiraz’da kız çocuklarının kaçırıldığı, daha sonra da para karşılığı evlendirildiği iddialarını Meclis’e taşıdı.
Türkiye’nin her yerinden kanımızı donduran hikayeler her gün gün yüzüne çıkıyor.
Bu da onlardan biri...
Doğruysa gerçekten korkunç...
Dilerim, gerçek dışıdır.