İzmir’e yakışan sivil hareket

SON yaşanan deprem İzmirlilerin ruh halini çok değiştirdi. Bu duyguyu İstanbullular Körfez depreminden bu yana yaşıyor. Hep tetikteler, en ufak sarsıntıda tarifsiz bir endişe hissediyor, panik atak geçiriyorlar.

Haberin Devamı



İzmir’deki son deprem de böyle bir etki yarattı.
Çok güzel insanlar öldü, yuvalar yıkıldı, hayaller paramparça oldu.
O günleri hatırlayın.
Bütün Türkiye İzmir’deydi.
Devlet, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri elbirliğiyle bu enkazı kaldırdılar.
Tabii enkaz kalksa da, o acıların etkisi hala devam ediyor.
Deprem bölgesinde bir kez daha gördük ki; Türk insanı zorlu günlerde farklı davranıyor.
O dayanışma, birlikte olma halini gerçekten çok değerli buluyorum.
Geçen gün okuduğum bir haber yine “İşte İzmir bu” dedirtti.
Depremin ardından çadır kentlerde yaşamaya başlayan depremzedelere yardım ederken tanışan 50 gönüllü, arama kurtarma derneği kurmuş. İzmir Arama Kurtarma ve Yardımlaşma Derneği (İZMAK) adı altında bir araya gelen gönüllüler sel, deprem, yangın gibi afetlerde mağdurların yaralarını sarmaya çalışacakmış.
Harika bir organizasyon...
Ne kadar güzel düşünmüşler.
Türkiye gibi bir deprem ülkesinde, doğal afetlerin her an yaşandığı bir yerde bu derneğin çok faydalı işler yapacağını düşünüyorum.
İzmir merkezli ilk arama kurtarma derneği olan bu organizasyonun başkanı Murat Güner, “İzmir depremi sonrası yoğun bir çalışma içerisindeydik. Gördüğümüz aksaklıkları gidermek için uğraştık. Birçok kurum ve şirketle irtibat halinde eksiklikleri gidermeye çalıştık. Bu yardımların daimi olması adına, yönetimimizdeki motorize ekipler, off-roadcı ekipler, dağcı arkadaşlarımla beraber İzmir Arama ve Kurtarma Derneği’ni kurduk. İlk etapta eğitimler düzenliyoruz. Protokol ziyaretlerinde bulunuyoruz. Belediye ve kurumlara gidiyoruz. Yaşadıklarımızı ve gördüğümüz eksiklikleri anlatıyoruz. İzmir halkının afetlerde daha etkili olabilmesi adına çalışıyoruz. AFAD’la ve İzmir itfaiyesiyle görüşmelerimiz devam ediyor. Afetlerle alakalı tüm eğitimleri gönüllülerimize vermek istiyoruz. Motorlarımız ve atv araçlarımızla, afet anlarında insanların yardımına daha hızlı şekilde ulaşmayı planlıyoruz. Deniz afetleri için botumuz ve jet-skilerimiz var. K-9 köpeklerimizin de eğitimleri devam ediyor. Depremzede ailelerimizle de iletişimimizi kesmedik. Periyodik aralıklarla onlara da yardımlarını götürüyoruz” diyor.
Harika bir iş yapıyorlar...
Yanlarında olduğumuzu hatırlatıyorum.

Haberin Devamı


Otoyollardaki restoranlar
açık peki diğerleri

Haberin Devamı

SAĞLIK Bakanlığı uzun süredir kapalı olan ve ciddi ekonomik sıkıntı yaşayan lokanta ve kafelerin açılması için çareler arıyor.
Ben de köşemde günlerdir yazıyorum.
Bakın her yer açık...
AVM’ler açık, işletmeler açık, yiyecek işi yapan esnaf dışında herkes açık...
Ama lokantalar, restoranlar kapalı?
Niye?
“Virüs var...”
Tamam, diğer açık yerlerde virüs yok mu?
HES koduyla AVM’lere giriliyorsa restoranlara da girilmeli.
Tedbirler sıkı tutulup uygulanmalı.
Belki de yarı kapasiteyle çalıştırılmalı.
Ama açık olmalı...
Avrupa açık, dünyanın her yeri açık...
Kapasiteleri kontrol ediyorlar; açık alanları serbest, kapalı alanlardaki masa sayılarını düşürüyorlar.
Ama açık tutuyorlar.
Üstelik bir önceki yılın gelirlerinin yüzde 75’ini de ödüyorlar.
Ya da tamamlıyorlar.
Birçok işletme sahibi beni hafta sonu aradı, mesaj yolladı.
Otoyollardaki restoranların tamamı açık, hizmet veriyor.
O restoranlar açıksa diğerleri de belirli kuralları yerine getirdikten sonra açık olmalı.
“Kapalı kalacak” diyorsanız; o zaman AVM’lere, toplu alanlara biraz az gidelim de bu virüsün önünü keselim, bir an önce eskiye dönelim.
Ya da aileleriyle birlikte 10 milyona varan bu insanların geçimleri için birşeyler yapalım.

Haberin Devamı


Bölgesel uygulamaları doğru buluyorum

PANDEMİ dönemleri hep böyle olmuş.
Bitecek denilen bir dönemde yeniden hortlamış. Çok yüksek rakamlara ulaştığı bir dönemde çıkan bir ilaçla bitivermiş.
Yani kapanmalar açılmalar, yeniden kapanmalar; bölgesel uygulamalar son derece normal...
O yüzden tamamen bitmesini beklemek doğru değil.
Sağlık Bakanlığı’nın illere, bölgelere göre yeni uygulamalar başlatmasını çok doğru buluyorum.
Okulları mutlaka açmalıyız.
Fransa en fazla vaka sayısının olduğu günlerde okullarını asla kapatmadı. Hala açık... İtalya öyle, İspanya, Amerika öyle... Dünyanın her yeri böyle...
Çocuklarımız artık okullarına gitmeliler.
Aksi halde online geçen bu dönemin sıkıntıları yakında görülmeye başlanacak.
Çocuklarımız dijital teknolojiye yatkın olsalar da yüz yüze eğitimin anlamı çok farklı.
1 Mart birçok uygulama için yeni bir başlangıç olsun.

Haberin Devamı


Çocuklarımızın yeri okulları

ÇOCİKLAR okula gitmiyorlar. Ne yapıyorlar? Online eğitim alıyorlar. Sonra? Sonra dışarı çıkıyorlar, arkadaşlarıyla oynuyorlar. Aşılar başladıktan sonra belki büyüklerine gidiyorlar. İsteyerek ya da mecburiyetten gidiyorlar. Çünkü anne babaları çalışmak zorundalar. Peki sokakta virüs yok da okulda mı var? Bence okullarımız bu dönemi başarıyla geçirdiler. Online eğitimde öğretmenlerimiz ellerinden geldiğince dersleri işlediler, çocuklarımızın geri kalmamalarını sağladılar. Hijyen açısından da okullarımızın gerekli tedbirleri aldıklarını düşünüyorum. O yüzden okullarımızı virüs açısından çok daha güvenli buluyorum.
Ve aklı karışan ailelere çocuklarını okullarına yollamalarını şiddetle tavsiye ediyorum.

Haberin Devamı


Hepimizin başı sağolsun

GARA’da 13 sivilimiz şehit edildi. Acımız büyük... Terörü bir kez daha lanetliyorum. Dünyanın bu kadar sessiz kalmasını gerçekten anlamıyorum. Türkiye elbette bu mücadelesini asla bırakmayacak. Ama her kayıp içimizi yakıyor. Hepimizin başı sağolsun...

Yazarın Tüm Yazıları