İzmir sporda hep eksik kaldı

BİR kentin gelişimi, değişimi için elbette sanayi yatırımları önemli, elbette gayrimenkuldeki projeler önemli, elbette ticaretinin hareketli olması önemli...Peki sizce ekonomik kalkınma yeterli midir ve o kentte yaşayanları tek başına mutlu edebilir mi?

Haberin Devamı


Bence etmez...
Bütün bunların yanına sporu, sanatı, sosyal hayatı, sivil toplumu eklemezseniz; hep bir yanınız eksik kalır.
Spora da böyle bakıyorum.
Spor yapmak da, spor karşılaşmalarını izlemek de benim için öyledir.
Göztepe’nin başarılarıyla gurur duyuyoruz.
Altınordu’nun yarattığı örnek modelle gurur duyuyoruz.
Pınar Karşıyaka’nın salonlara getirdiği heyecanla, şampiyonluklarla gurur duyuyoruz.
Arkas’ın İzmir’e yeniden voleybol aşkını tattırmasından gurur duyuyoruz.
Velhasıl...
Sporsuz bir hayatı ben hem kendi hayatımda, hem İzmir’de, bu ülkede düşünemiyorum.
Ve İzmir’in bu yönünün eksik ve zayıf kaldığını düşünüyorum.
İş dünyası spora İzmir’de hep uzak kaldı.
Ama sporun giderek büyüyen bir endüstri olduğunu hatırlatmak isterim.

 
Birkaç duygusal konuşmayla
yönünü kaybedecek değil KSK

PERŞEMBE gecesi Karşıyaka Spor Kulübü’nün kongresini izlemeye gittim. Karşıyaka tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Daha kötü günler de yeşil kırmızılıları bekliyor olabilir.
Çünkü kongreden biraz umutsuz ayrıldım; Karşıyaka bu haliyle yoluna devam edemez.
Nedenini anlatayım?
1912’de kurulan Karşıyaka’nın mazisi başarılarla doludur. Büyük bir camiadır. Ve geçmişin hafızası sayısız anı ve tarihsel miraslarla süslenmiştir.
Bu iyi bir şeydir elbette...
Ama aynı zamanda da tehlikelidir.
Karşıyaka bugün bunun dezavantajlarını yaşıyor.
Bir türlü o maziden kurtulup geleceğe bakamıyor.
Camia çok duygusal, dolayısıyla çok kırılgan...
Oysa bugün soğukkanlı olmak gerekir.
Ve daha da önemlisi gerçekçi...
Bir stratejiniz olmazsa krizden çokma şansınız da kaybolur.
Aidiyet güzel bir şeydir; ama ayak bağı olmamalıdır.
Karşıyaka için gerçek, biliyorum ağırdır.
Yapılması gerekenler de nettir, dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur.
Yenilikleri yapmış, ilklere imza atmış bir kulüp, birkaç duygusal konuşmayla yönünü kaybedecek değildir.
Çıkış her zaman vardır.
Gelenekler elbette önemlidir ama geleneklere takılmak koskoca bir kulübü neredeyse batırmaktadır.

 
Şirketleşme şart

KONGREDE yine dile getirildi. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş’tan sonra şirketleşen iki Anadolu kulübünden biri Karşıyaka’ydı. Hem de 99’larda... Peki ne oldu? Yine birileri çıktı; “Karşıyaka büyüktür, başkadır, kimsenin değildir” filan deyip; Selçuk Yaşar’a geri adım attırdılar. Sonuç belli... Karşıyaka gibi kulüpler; dernek çatısı altında artık yönetilemez. Şirketleşme kaçınılmazdır. Tapu kulübün, yarışmacı takımlar şirketin olmalıdır.

 
Arayışlar sürmeli

RUSLAR yokmuş, Hollandalılar baştaki heveste değilmiş. Olabilir. Bence Karşıyaka bu arayışlarına devam etmelidir. Basketbol A.Ş., Futbol A.Ş. formülünün yöntemleri aranmaya devam edilmelidir.

 
Ve Hasan Denizkurdu

KENDİSİNİ uzun yıllardır tanırım. Bu zor süreçte kurulan komiteye başkanlık yaptı. Birçok grubun CEO’luğu, Ticaret Odası Meclis Başkanlığı, Adalet Bakanlığı gibi önemli görevlerde bulundu. Tecrübe kolay kazanılmıyor. Kongrenin en gerçekçi kişisi Hasan Denizkurdu’ydu.
Bugün en fazla aradığımız şey gerçeklerdir, doğrulardır.
Bazen bunları duymak bizi üzebilir, canımızı acıtabilir.
Ama iyi günler için bunları bilip hareket etmek gerekir.
Ben Hasan Denizkurdu’nu böyle tanıdım.
Gerçeklerin peşinden koşan biri olarak...
Ey Karşıyakalılar...
Hasan Denizkurdu’na bir teşekkür borcunuz var.

Yazarın Tüm Yazıları