İsteyince pekala oluyor

BİR süredir gittiğim toplantılarda hep boş salonlar görüyorum. Bu gözlemimi birkaç kere de yazdım aslında...

Haberin Devamı

 

Bunun birçok nedeni var.
Birinci ve en önemli nedeni; hala geleneksel metotlarla toplantılara devam ediliyor.
Kimse uzun nutuklar dinlemek istemiyor.
Hele görsellik eksikse, teknolojiden de yararlanılmıyorsa dolu gibi gözüken salonlar bile dakikalar içinde boşalıyor.
O yüzden benim önerim; dünyanın yeni formatına uygun konular ve yöntemlerin uygulanması...
***
Uzun yıllardan sonra salonun çok canlı olduğu bir toplantıya katıldım.
20. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’nu organize edenleri ve başta İzmir Başkanı Senem Kılıç olmak üzere bütün yönetim kurulunu tebrik ederim.
Hem salon doluydu, hem konu başlıkları ve konuşmacıları çok iyi seçilmişti.
Sahne ise mükemmeldi.
Görsellik girdiğinde işin renginin nasıl değiştiğini KALDER İzmir’den öğrensinler derim.
***
Seçilen konu başlığı ise Retrofütürizm’di.
Retrofütürizmi; geçmişin gücü ile mükemmel gelecek diye açabiliriz.
Böyle bir gündemde sıradan konu başlıkları seçilemezdi.
Bakın neleri konuştular bu salonu dolduranlar...
“Fanusun ötesinde ne var...”
“Ve insan robotu yarattı...”
“Çok ararsın beni...”
“Retrospektif; buralar hep dutluktu...”
“Yarını tasarlamak...”
“Mezopotamya’dan Mars’a; tohum mu, kapsül mü?”
***
Başlıklar böyle olunca; konuşmacılar da interaktif bir yöntemle dinleyicileri etkileyince ortaya bambaşka bir atmosfer çıkıyor.

 

Haberin Devamı


Geçmişi bilmek
herkesi dinlemek
geleceği kurgulamak

İsteyince pekala oluyor

SEMPOZYUM açılışını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. Ve bana göre güzel bir konuşmaydı.
Sanayi devrimi sonrası Barselona’dan bir örnek verdi.
Kentin yaşadığı büyük sorunlara çözümler üreten mühendis Ildefenos Cerda’yı anlattı.
Ve dedi ki...
“Geleceği öngörebilmenin tek yolu geçmişi iyi anlamak ve bugünün koşulları içinde yorumlamaktan geçiyor. Günümüzde buna veri yönetimi de deniyor. Veri, ileriye yönelik doğru karar vermede en doğru araç olarak kabul ediliyor. Veri yönetimini her alanda daha aktif olarak kullanmak için genişleteceğiz. Kaynaklarımızı verimli kullanmak için ve en doğru kararı verebilmek için buna ihtiyacımız olacak. Bunu yaparken, yalnızca teknolojik ve akademik bilgiye değil, geçmişten gelen örtük ve sözel bilgiye de yer vereceğiz.”
Geçmişi, geçmişin iyi örneklerini bilmeden, eldeki verileri iyi analiz etmeden, ortaya buna uygun bir vizyon koymadan geleceği kurgulamak neredeyse imkansız.
“İzmir için karar verirken geçmişi de dinliyoruz” diyen Başkan Soyer’in İzmir ile ilgili demokrasi ve özgürlükler vurgusu yapması da bence önemliydi.
Çünkü iyi ve güzeli yapabilmenin özü, yine daha güçlü demokrasiden geçiyor.
Böyle olunca İzmir’den bir şeyleri yapmak, yani başlangıçlara imza atmak daha kolay oluyor.


Veri yönetiminde
örnek olalım

Haberin Devamı

BUGÜNÜN dünyasında verinin anlamı giderek önem kazanıyor. Açık toplumlarda bilgiye ulaşmanın süresi de kısalıyor. Bu şeffaflık bazı kolaylıkları getiriyor. İnsanlar gidecekleri yerin ya da yatırım yapacakları kentin bütün bilgilerine bir tuşla ulaşmak istiyor. Bunu yapanlar var.
Örneğin Londra, örneğin New York, örneğin Paris...
Yani bugün marka olmuş kentler boşuna olmuyor.
İçi doldurulmuş stratejileri var.
Ben İzmir’i de böyle hayal ediyorum.
Ditijal bir şehir...
Bunu İzmir yapabilir.

 

Ahmet abi özledik seni

KOLTUKLAR gelip geçicidir.
Siyaset bir hizmet yeridir.
Önemli olan geride kalanlar, bırakılan izlerdir.
Piriştina sevilen, sayılan, dinlenen biriydi.
Kenti bilirdi, İzmirlileri tanırdı.
Daha da önemlisi insanların omuzuna dokunmayı bilirdi, onları kucaklamayı severdi.
Benim için ise Ahmet Piriştina bir başkandan, bir siyasetçiden çok daha öteydi.
Her zaman örnek aldığım, her zaman sözünü dinlediğim, danıştığım, sohbet edip dertleştiğim insandı.
Saint Joseph sayesinde onunla tanışmıştım, 80’li, 90’lı yıllarım hep onlarla, onların yakın çevresiyle geçti.
Bitmeyen geceler, sonlanmayan sohbetler beni hep çok besledi.
Gazeteci olarak değil; bir insan olarak zenginleştirdi.
Onu çok aradığımı belirtmek isterim.
Sonsuzluğa uğurladığımız o günün üzerinden tam 15 yıl geçmiş.
Ne çok olmuş.
Düşününce insan daha iyi anlıyor.
Ahmet Piriştina, Ahmet abi özledik seni...
Nurlar içinde uyu...

Yazarın Tüm Yazıları