İki ülke tek destinasyon

PANDEMİDEN bu yana adalar Türk misafirlerini ağırlayamıyor. Doğal olarak bizim kıyılar da Yunanlı misafirlerini çok özlediler.

Haberin Devamı


Sakız’dan, Samos’tan, Simi’den arkadaşlarımla konuşuyorum.
İki yıldır ve daha çok Avrupa’dan turistin adaya geldiğini söylüyor.
Ama Türklere alışmış ada halkı pandeminin bir an önce bitmesini istiyor.
Yıllardır yazıyorum.
Türkiye ve Yunanistan’ın çok benzerlikleri var. Ve birbirlerine çok yakın iki ülke...
Zaman zaman siyaset gerilse de, iki ülke arasında diplomatik krizler olsa da ortak birçok alanda yapılacak çok şey olduğunu görüyorum.
Örneğin turizmde iki ülke birlikte destinasyonlar yaratabilir.
Ada hayatı çok cazip gelse de iki günde insan sıkılabiliyor.
Adalar ve Ege kıyıları bir paket olarak dünya turizmine sunulabilir.
Düşünsenize Sakız’a gelen Çeşme’de tatiline devam edebilir.
Kuşadası’na giden Samos’a geçebilir.
Datça’dan Simi’ye, Bodrum’dan Kos’a, Ayvalık’tan Midilli’ye...
Biliyorum böyle geçişler oluyor ama çoğu bireysel...
Pandemiden sonra belki de bu paketleri turizmcilerimiz düşünebilir.
Düşünmeliler...

Haberin Devamı


Kemeraltı’nın Plaka’dan
eksiği yok fazlası var

TARKEM; Kemeraltı için projelerini hızlandırdı. Hepsini takip ediyorum. Bu arada Agora’daki kazılar son hızıyla devam ediyor. Kemeraltı’nda bir hareketlilik var ama doğrusunu söylemek gerekirse düşündüğümden çok daha yavaş gidiyor.
Atina’daki örneklerini düşününce geciktiğimizi söylemeliyim.
Plaka’yı biliyorsunuz; Atina’ya gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri...
Ama Atina Belediyesi Sintagma’nın karşısındaki Pisiri’yi öyle bir hale getirdi ki gidenler tanıyamıyor.
Kötü, akşamları girmeye korktuğunuz bir yerdi.
Şimdi ise restoranlar, sanat merkezleri, kafeler, kültür alanları yapıldı.
Hepsi çok şık...
Ve günün her saatinde dolu, cıvıl cıvıl...
Böyle olunca Monastraki daha da canlandı.
Atina müzesine kadar müthiş bir yürüyüş yolu haline geldi.
Kemeraltı’nın bir eksiği yok aksine büyük avantajları var.
İzmir’in en önemli cazibe merkezi bence Kemeraltı’dır.
Ve hak ettiği yerde değildir.


Artık yer üstünde otopark olmamalı

İZMİR’in trafiği maşallah İstanbul’u aratmıyor. Böyle giderse merkez trafiği kilitlenecek. Yine çok yazdığım bir konuyu tekrarlamak istiyorum. Avrupa’nın birçok kentinde şehir merkezinde yer üstüne parka izin verilmez. Örneğin Viyana’da park etmiş bir araba göremezsiniz. Paris’te de öyle... Çünkü araçların çoğu yerin altındadır, yer altı otoparklarındadır.
Alsancak’ta da öyle olmalı.
Örneğin Atatürk Lisesi’nin altından denize kadar, Lozan’dan Gündoğdu’ya kadar yeraltı otoparkı olmalı.
Bunu devlet, yerel yönetim kaynakları yapamıyorsa yap işlet devret yöntemiyle ihaleye çıkılabilir.
Bu yapılsın merkezin trafiği biraz daha rahatlayacaktır.

Haberin Devamı


Bireysel değil takımsal dehanın çağı

PROF. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu çağ, bireysel dehanın çağı değil, takımsal dehanın çağı” demiş.
Ve eklemiş; “Bu çağın liderliğinde 21. yüzyıl becerilerinin de bulunması gerekir. Liderlik kavramı da değişti. Bu becerilerden biri takım çalışmasına yatkınlıktır. Takım çalışması, bu zamanda çok önemli. Bu çağ, bireysel dehanın çağı değil takımsal dehanın çağı. Onun için pozitif lider, geminin ilerlemesi için takımı harekete geçirir. Çalışanların ‘Ben yaptım’ demesine fırsat verir. Futbol oyunundaki liderlik, karizmatik liderliktir. ‘Top hep bende olsun, hep orta sahada olayım, hep ben gol atayım’ tarzındaki bir liderliktir. Oysa futbolda bile şu anda kolektif oyunculuk esas alınıyor yani takım liderliği esastır.”
Doğru...
Bunu Türkiye’de bir hayata geçirebilsek.
Egolarımızı bir yönetebilsek...
Takım olmanın keyfini, eğlencesini bir yaşayabilsek...

Haberin Devamı


Ege’nin tadını çıkarın

EYLÜL en sevdiğim aylardan...
Uzun zamandır yaz gibi yaşıyoruz.
Ege’nin kıyılarında ekim de öyledir. Tek farkı gündüzleri sıcak akşamları biraz daha serin olmasıdır. Ama eğer Ege’nin güneyindeyseniz; örneğin Dalyan’da, Sarıgerme’de, Fethiye’de, Köyceğiz’de iseniz akşamları da limonata gibidir.
Üstelik narlar büyümüş, ağaçlardan sarkmaya başlamıştır.
Ege’nin en güzel halidir; eylül, ekim, hatta kasım...
Tadını çıkarın...

Yazarın Tüm Yazıları