İçerik kral olmaya devam edecek

ARADA sosyal medyayla ilgili düşüncelerimi yazıyorum...

Haberin Devamı

 

Gazeteciliğe başladığımda ne internet vardı, ne de sosyal medya...
Özel televizyonlar da yoktu, özel radyolar da...
Türkiye’de interneti aktif olarak 1994’ten sonra kullanmaya başladık.
Haber sitelerinin kurulması da o yıllara denk geliyor.
İlk özel televizyon Star TV’nin de kuruluşu 95’e denk gelir.
Bugün hayatımızın merkezinde olan Facebook, Twitter gibi sosyal medyanın önemli adreslerini hayatımıza soktuğumuz yıllar da 2009’lar.
Her gün saatlerce vakit geçirdiğimiz, bakmaya doyamadığımız instagramın kuruluşu bile 2016’da...
Yani 50 değil; 4-5 yıl önce sadece...
Koronalı günlerden geçerken size bir hatırlatma yapmak istedim.
Son dönemde “Gazeteler ölüyor, sosyal medya yerini alıyor” diye bir algı yönetiliyor.
30 küsur yıldır gazetecilik yapan, her aşamayı içine sindirmiş, dünyadaki gelişmeleri de iyi takip eden biri olarak hep şunu savundum.
Gazetecilik asla ölmez, içerik her zaman kral olmaya devam edecek.
Ne kadar sosyal medyada vakit geçirirsek geçirelim, önemli olan markalı içerik olacak.
Bunu da gazeteciler yapacak ve yapmaya devam edecek.
Böylesine kriz günlerinde ve sosyal medyadaki bilgi kirliliğinde yine herkes markalı içeriklere itibar ediyor, güveniler kaynak ve gazetecileri takip ediyor.
Ve bir şey daha;
Dijitalleşen dünyada bile siz bilgiyi ancak 360 derece dediğimiz bir iletişim yöntemiyle yayabiliyorsunuz.
Kağıtsız olmuyor, gazetesiz yapılamıyor.
Ancak bu içeriği dijitalle desteklediğinizde, televizyonla görsellik kattığınızda, sosyal medyayla cilaladığınızda sonuç alabiliyorsunuz.
Gazeteler ölmez, ölmeyecek.
İçerik kral olmaya da devam edecektir.

Haberin Devamı

 
Algıyı yönetmek güçlü strateji ister

NE yaparsanız yapın, hangi işle uğraşırsanız uğraşın, hangi koltuğa oturursanız oturun mutlaka iyi bir iletişim planınızın olması gerekir.
Daha da önemlisi algıyı yönetirken bu kararları en üst düzeyde almanız gerekiyor.
Benim tavsiyem hep şöyledir;
Algıyı yöneten insanlar mutlaka yönetim kurullarınızda olmalı.
Ve mümkünse bu isimler şirketin dışında, bağımsız üyelerden olmalı.
Çünkü algıyı yönetmek hem güçlü bir strateji, hem de iyi bir plan gerektirir.
Genellikle şirket yöneticileri duygusal davranıp krizleri yönetmekte gecikebiliyor ya da yanlış kararlar alabiliyorlar.
Oysa bu adımlar soğukkanlılık gerektiren kararlar ister.
Özel sektör ya da kamu fark etmez; algıyı yönetmek beceri ister.

Haberin Devamı

 
İlişkilerimizin
genetiğiyle oynadık

KORONAVİRÜS gerçekten de kitaplar yazılacak bir kriz haline dönüştü. Eminim senaristler çalışmaya başlamışlardır bile... Aslında böyle filmler vardı hatta korona bile telaffuz edilmişti.
O filmler gerçeğe dönüşmüş gibi gözüküyor.
İnsanlık koronanın üstesinden gelir, bundan eminim.
Ama siz de şundan emin olun; korona biter, yakın bir gelecekte bir başkası gelir.
Bence insanlığın bir özeleştiri yapması gerekiyordu.
Sadece doğanın genetiğiyle değil; ilişkilerimizin de genetiğiyle oynadık.
Değerler, ilkeler, bizi biz yapan parametreler değişti, değişiyor.
Oysa insanı insan yapan özellikler değişmemeli.
Belki bu günler yani koronalı bu günler hepimizi toplu bir terapiye sokar.
Galiba buna da ihtiyacımız var.

Haberin Devamı

 
Kalabalık masalara
biraz ara vereceğiz

RESTORANLAR, kafeler, barlar, toplu eğlence mekanlarının hepsi kapatılıyor. Bence doğru bir karar... Hatta gecikmiş bile olduğunu düşünüyorum. Şimdi biraz evlerimizde oturacağız. Belki biraz kitap okuruz, belki biraz hobilerimize vakit ayırırız. Keşke hayatın bir koşturmacadan ibaret olmadığını biraz anlayabilsek. Ve şunu da anlasak;
Yemek içmek, sohbet etmek, gidilen mekanların keyfini çıkarmak da ayrı bir zevkti.
Benim için hep böyle oldu.
En güzel sohbetlerimizi iyi bir yemeğin eşliğinde yapmayı hep tercih ettim.
İyi bir müziğin ruhuma iyi geldiğini içimde hep hissettim.
Kalıcı dostlukların uzun masalarda olduğunu yıllar önce keşfettim.
Belki hepimiz bu günlerde bunları da düşünürüz.

Yazarın Tüm Yazıları