Genç iş insanlarına daha çok rol düşüyor

GAZETECİLİĞE başladığımda ekonomi sayfaları yoktu. Ekonomi haberleri gazete sayfalarına serpiştirilirdi. Sonra Amerikan ve Fransız gazetelerindeki o güzel sayfalar Türk medyasında da başladı.

Haberin Devamı


Söylediğim yıllar, 80’lerin sonu, 90’ların başıydı.
Benim gazeteciliğe başladığım yıllara denk geldi.
Ekonomi muhabiri olarak sadece bu bölgenin değil, Türk sanayisinin önemli aktörleriyle de bir arada olma imkanım oldu.
İşte, o oluşumlardan biri de İzmir’de gerçekleştiriliyordu.
89’da bir grup İzmirli iş insanı bir araya gelmiş, dernekleşme çalışmaları başlatmıştı.
Ege Genç İşadamları Derneği’ni (EGİAD) daha kurulmadan izlemeye başladım diyebilirim.
1990’da 47 kişi kurucu üye oldu.
Her biriyle yıllar içinde yakın arkadaş, dost olduk.
Türk ekonomisinin en kritik dönemlerinde EGİAD önemli misyonlar üstlendi.
Türkiye’nin en dinamik, en girişimci, en yaratıcı derneklerinden olduğunu iddia edebilirim.
EGİAD’ın hazırladığı her bir rapor tarihe düşülen not niteliğindedir.
Bir gazeteci olarak hepsinden çok yararlandığımı söylemeliyim.
***
Geçen gece EGİAD’ın yaz yemeğinde o günleri konuştuk...
Hemen yakınımda ilk başkan Bülent Şenocak vardı.
Bir yanımda Alpan Veryeri, bir yanımda Cüneyt Karagülle ve Temel Şen...
Ve bugünün başkanı Aydın Buğra İlter...
Hepsi de İzmir’e önemli katkılar yaptı.
Sivil toplumculukta örnek çalışmalara imza attılar.
Bir araya gelince elbette geçmişi konuştuk, anıları tazeledik.
Öyle böyle değil, tam 30 yıl geçmiş...
Dile kolay...
Daha dün gibi...
Yıllar geçiyor, ama dostluklar devam ediyor.
Güzel olan da bu...
İzmir’in güzelliği burada...
***
Dünya gibi Türkiye de kritik bir süreçten geçiyor.
Dengeler yeniden kuruluyor, kartlar yeniden açılıyor.
İş dünyasının öncü rol oynaması gereken bir döneme giriliyor.
Bana göre genç iş insanlarına çok büyük görevler düşüyor.
Yeni markalar, geleceğin teknolojileri, yarınları kurgulayacak fikirler buralardan çıkacak.
Özetle...
EGİAD gibi gençlerin üyesi olduğu sivil toplum örgütleri daha çok öne çıkmalılar.

Haberin Devamı


Alaçatı Türkiye’ye
örnek bir yer

ALPAN Veryeri’yle yan yana oturunca, uzun bir Alaçatı sohbeti yaptık.
Bugün bir Alaçatı gerçeğinden bahsediyorduk, bunda iki kişinin önemli rolü olduğunu unutmamak gerekir.
Birincisi Muhittin Dalgıç’tır.
Alaçatı belediye başkanlığı döneminde bir santimlik aykırı yapılaşmaya izin vermedi. Alaçatı ruhunu bozacak hiçbir projeyi onaylamadı. Bana göre Alaçatı, Türkiye’ye örnek olan ender yerlerden biridir.
Ve ikinci kişi, hiç tartışmasız Alpan Veryeri’dir.
30 yıldır tanıdığım biri Veryeri...
2002’de ilk projesine başladığında Türkiye derin bir krizden geçiyordu.
Ve o yıllarda Alaçatı’nın çok insan farkında değildi.
Sonra...
Her sokağa bir “Veryeri...” tabelası asılmaya başlandı.
Her projesi konuşuldu, konuşuldukça Alaçatı’nın bilinirliliği de arttı.
Bugüne kadar 460 Alaçatı evi yapmış Veryeri...
Çeşme’nin farklı yerlerinde yaptığı yerler hariç...
***
Sordum...
“Alaçatı’nın popülaritesi geçer mi?” diye...
Şöyle cevapladı Alpan Veryeri...
“Alaçatı için yolun sonu yok. Alaçatı bozulmadı, bozulmayacak da... Burası Türkiye’nin en özel yerlerinden biri... Alaçatı’nın yazı güzel, ama kışı daha da güzel. Birçok tatil yeri yaz sonu ıssızlaşıyor. Ama Alaçatı böyle bir yer değil. Ve giderek kış hayatı daha da renkleniyor. Alaçatı popüler olmaya devam edecek...”
***
Bana göre Alaçatı Türkiye’nin en özel mimari özelliklerden taşıyan yerlerinden biri...
Keşke bu örnekler çoğalsa...

Haberin Devamı


Mesut Özil de Çeşmeli oldu

KENDİSİ Alman Milli takımının vazgeçilmezlerinden biri, ama Zonguldaklı bir anne, babanın oğlu... Mesut Özil’den bahsediyorum. Mesut da artık Alaçatılı oldu. Daha doğrusu Alpan Veryeri, Mesut’u Alaçatılı yaptı. Ve duyduğum yazları artık Çeşme’de olacakmış.
Türk futbolunun önemli isimlerinin de Çeşme’de evleri var.
Diyorum ki...
Alaçatıspor’u güçlendirmenin zamanıdır.

 

Zeytin ve turunç

SOKAKLARIMIZI “Turunç ve zeytin ağaçlarıyla donatalım” diye yazdım. Çok sayıda mesaj aldım.
Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar da yakın bir zamanda başlattıkları bir kampanyayı hatırlattı.
İlçe genelinde faaliyet yürüten inşaat firmalarıyla yapılacak protokolle, her müteahhit, yeni yaptığı her daire başına belediyeye iki zeytin ağacı bağışlayacak.
Akpınar, “Karşıyaka’dan tüm Türkiye’ye örnek olacak bir projeyi başlatacağız. Adını Kentsel Dönüşüm Ormanı koyacağız. Zeytin barışın, dostluğun, sevginin sembolüdür” diyor.
Karşıyaka’nın sokaklarına da turunç ve zeytin çok yakışır.

Yazarın Tüm Yazıları