Cannes gibi Çeşme Monaco gibi Ada

RECAİ Seyrek Türk medyasının en yaratıcı insanlarından biridir. Yeni Asır, Sabah gibi gazetelerde harikalar yaratmıştı. Star Gazetesi’ni çok farklı bir mizanpajla bizlere sunmuştu. Sayısız gazetenin çıkışında, yeniden yaratılmasında Recai Seyrek’in hep imzası vardır.

Haberin Devamı

 Cannes gibi Çeşme Monaco gibi Ada


Tabii Hürriyet yılları da çok farklıydı.
Kendisiyle güzel işler yaptık.
Ve hep büyük hayaller kurduk.
Şimdilerde en sevdiği uğraşla ilgileniyor; resim yapıyor.
Ama gazete yapmaya da devam ediyor.
O hayalindeki gazeteler yapar; bozar, yeniden yapar.
Benim gibidir aslında...
Ben de kendi kurgularımla, o hayalleri kurarım.
Dün beni aradı.
Yeni Çeşme projesiyle ilgili tartışmaları ve benim yazılarımı okuyunca 1993 yılında Hürriyet’te çizdiği bir Kuşadası hayalini hatırlattı.
Bu çizimler o günlerde yapılmış.
Elbette Recai Seyrek’in o günlerde yapılan tartışmalar üzerine yaptığı bir harita, kroki, bir maketi gösteriyor.
Dünyanın en değerli ören yerleri bizim coğrafyamızdadır.
Efes Antik Şehri ve hemen yanındaki Meryem Ana Evi onların başında geliyor.
Hatırlıyorum o yıllarda; Efes’i de içine alacak bir proje konuşuluyordu.
Pamucak sahillerine marinalar yapılacak, bir kanal açılacak, o bölgede turizm yeniden canlandırılacaktı.
Konuşuldu ama hayata geçmedi.
Çeşme bugünlerde en çok konuşulan yer...
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, “Çeşme’yi Cannes gibi yapacağız” dedi ve yakında projelerini açıklayacaklarını söyledi.
Ben yeniliklere her zaman açığım.

Haberin Devamı

Cannes gibi Çeşme Monaco gibi Ada

Dün de yazdım.
Çeşme Cannes gibi olacaksa hiçbir sorun yok...
Ve hatta en büyük destekleyenlerden biri ben olurum.
Çünkü küçücük Cannes, dünyada en fazla turist çeken yerlerden biridir.
Ve her hafta farklı organizasyonlarla dünyanın gündemine gelen bir yerdir.
Bozulmayacaksa, korunacaksa ama daha cazip hale getirilecekse bu projeyi sonuna kadar destekliyorum.
Ama Recai Seyrek’in Kuşadası hatırlatmasını da yazmadan edemedim.
Kuşadası’nın yeniden canlandırılması için eş zamanlı gidebilecek projelerden biridir.

Cannes gibi Çeşme Monaco gibi Ada

Haberin Devamı

 
Kuşadası’nı unutmayın

KUŞADASI’nda çocukluğum geçti. O yıllarda Çeşme’den daha popülerdi. Sonraları biz de Çeşme’ye gitmeye başladık. Ama ada günlerimi hiçbir zaman unutamam. Arada anılarımı hatırlamaya Kuşadası’na gidiyorum. Kuşadası’na iyi bakmadığımızı görüyorum.
Oysa biraz rötuşla, daha çok yapısal değişikliklerle ada eski günlerine dönebilir.
Ben olsam Çeşme için önerilen, Didim için de düşülen projelerin benzerini Kuşadası için de isterdim.
93 yılında konuşulan o projeler yeniden gündeme getirilebilir.
Hazır Türk turizmini yakından bilen bir bakan olan Ersoy görevdeyken ve Ege Bölgesi için farklı projeler öneren biri varken; Kuşadası için de heyecan veren yatırımlar konuşulabilir.

Haberin Devamı

 
Yabancı komşunuz olsun istemez misiniz?

“CANNES gibi Çeşme’ye itirazım olmaz” diye yazınca herkes de bana yazmış.
“Çeşme şurası gibi olmasın, burasına benzemesin” diye...
Ben de aynı şeyi söylüyorum.
Her yerin her yere benzemesi gerekmez ki...
Antalya 600 binden fazla yatağa sahip...
Antalya’yı bir başka destinasyonla karıştırmamak lazım.
Türk turizminin bütün yükünü taşıyor.
Yanlışları yok mu?
Var tabii...
Ama ben artıları görmekten yanayım.
Bir kere insanlar Türkiye’ye geliyor, Antalya’yı tanıyor, o tesislerde kalıyor, kültürümüzü öğreniyor.
Bazıları birkaç kere geliyor.
Şimdi Türkiye’yi seven turistlere yeni yerler önermek gerekir.
Bir de Türkiye’ye gelen turistlerin daha fazla harcamasını teşvik etmeliyiz.
Bu Antalya’da sınırlı oluyor. Çünkü hepsi dahil sistem buna izin vermiyor.
Ama iyi planlanmış bir Çeşme, Kuşadası, Bodrum niye olmasın.
Ve hatta buraya gelip beğenenler İspanya’da, İtalya’da olduğu gibi ev alabilirler.
Bir yabancı komşunuz olsun istemez misiniz?
Şahsen ben isterim.

Haberin Devamı

 
Hemen itiraz etmeyin

ÖYLE anlıyorum ki...
Hep tersten, hep olumsuz taraftan, hep eleştirir taraftan bakmaya bayılıyoruz.
“Yine yanlış olacak, Çeşme berbat olacak” gibi yaklaşımlar var.
Bir kere ne öneriliyor, bir dinleyelim.
İkincisi yeni fikirlere açık olalım.
Üçüncüsü Cannes gibi Çeşme fikrine ısınalım.
Dördüncüsü denetleyen, sorgulayan, kamuoyu yaratan tarafta olalım.
Bakın neler oluyor o zaman...

Yazarın Tüm Yazıları