Büyüme hikayesinde sanayimizin rolü var

GEÇEN hafta EBSO Başkanı Ender Yorgancılar’ın sözlerine köşemde yer vermiştim.

Haberin Devamı

Yorgancılar; “Türkiye’nin sanayileşmekten ve sanayi sektörünü bilgi çağıyla uyumlu hale getirmekten başka çaresi yok” demiş ve eklemişti;
“Yüzyılda bir görülen salgın koşullarında ekonomide yılın son çeyreğinde yüzde 5.9 ve yılın tamamında gerçekleşen yüzde 1.8 oranındaki büyüme adeta bir mucizedir. Dünya geneli ve birçok ülkede küçülme yaşanması bu büyümeyi çok daha anlamlı kılmaktadır. Büyüme verileri, Türkiye sanayisinin ve ekonomisinin gücünü ortaya koymaktadır. Ancak, son iki yılda ekonomide ortalama büyümenin yüzde 1.3 ile potansiyelin çok altında kalması söz konusudur. Bu durum ise ekonomi yanında, sosyal boyutta başta işsizlik olmak üzere bazı sorunları derinleştirebilecektir. Dolayısıyla 2021 ve sonrasının iyi planlanması, yeni ekonomik programın gözden geçirilmesi, yeni ve işlevsel önlemler alınması gerekmektedir.”
Başkan Yorgancılar’ın dikkat çektiği bir ayrıntı gerçekten önemliydi.
Herkes gibi ben de Türkiye’nin daha iyisini yapabileceğine inanıyorum.
Ve bu potansiyeli görebiliyorum.
2020 yılında yaratılan büyüme hikayesinin arkasında zor yılda yüzde 2 büyüyen sanayi sektörünün olduğunu da kabul etmek gerekir.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı ekonomi reform paketinde önemli gördüğüm bir ayrıntı vardı.
Romanya, Bulgaristan, Polonya, Çekya, Macaristan gibi ülkelerde uygulanan mali destekler adı altında “nakit teşvik, geri ödeme” modelleri Türkiye’de de uygulanacak.
Küresel değer zincirine katılan yatırımcılara özel destekler sağlanacak, prim desteğine ilave süre verilecek, nakit teşvikle küresel yatırımcılara da cazip ortam oluşturulacak.
Destek programlarına ilişkin veriler tek merkezde anlık olarak toplanacak, tek platformdan kolay, hızlı ve etkin erişim sağlanacak. Mevcut teşvik sistemi sadeleştirilerek, seçici ve süreli bir yapıya kavuşturulacak. Yeni teşvik sisteminde yenilikçi, katma değerli üretime yönelen, küresel değer zincirinin parçası olmaya aday yatırımlara özel destek sağlanacak.
Türkiye öncelikle demokrasisinde, hemen ardından ekonomisinde yeni bir başarı öyküsü yazmak zorunda.
Bunun için hem insan kaynağı, hem de sınırsız potansiyeli var.
Yabancıların Türkiye’ye olan ilgisi hiç kesilmedi, bundan sonra da devam edecektir.

Haberin Devamı


Kalıcı büyüme teknolojiyle olur

Haberin Devamı

TÜRKİYE ekonomisinde gayrimenkulün büyük önemi var.
Yüzlerce sektörü ayakta tutan, büyüten bir sektör inşaat...
Ancak ülkenin gelişme modelinde her zaman sanayi ön planda olmalı.
Bakın şubat ayı rakamları bu gerçeği de ortaya koyuyor.
Konut satışları şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 31,6 azalarak 81 bin 222 olmuş. İpotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 66.5 azalış göstererek 14 bin 669 oldu. İpotekli satışların düşmesinde artan konut kredisi faiz oranlarının büyük etkisi var.
Elbette faizlerin artması ekonomimiz için büyük bir dezavantaj...
Ancak faizler düştüğünde de ilk büyüyen sektör gayrimenkul oluyor.
Türkiye’nin bu sarmaldan çıkması gerekiyor.
Elbette yeni konutlara ihtiyacımız var.
Hele kentsel dönüşüme bu kadar ihtiyaç varken, nitelikli konut sayısını da artırmamız gerekir.
Ancak Türkiye kalıcı büyümeyi ancak sanayileşme ve teknolojiyle yapacak.

Haberin Devamı


Sahildeki fiyatlar uçmuş durumda

ARADA emlak sitelerine girip bakıyorum.
Türkiye’nin her yerinde konut fiyatlarında bir artış var.
Soruyorum “Fiyatlarda balon var” diyen de oluyor, “Normal” diyen de...
Ben büyük bir balon olmasa da, rakamların çok yükseldiğini görüyorum.
Örneğin Çeşme’de, Bodrum’da; daha doğrusu Ege’nin kıyılarındaki rakamları çok abartılı buluyorum.
Rakamları Avrupa’nın turistik ve markalı şehirleri için karşılaştırdığımda da haklı olduğumu görüyorum.


Trafik büyük problem artık

BÜYÜKŞEHİRLERİN trafik problemini sık sık yazıyorum.
Geçenlerde İstanbullu arkadaşlarımla konuşurken; “İzmir’de yaşıyorsunuz, rahatsınız” dediler.
Ben de öyle olmadığını anlatmaya çalıştım.
Gerçekten İzmir son yıllarda çok göç almaya başladı.
Ve İzmir’in trafiği İstanbul kadar kötü oldu.
Üstelik İstanbul kadar alternatifi de yok.
İzmir’de süratle ikinci çevre yolunun yapılması gerekiyor.
Körfez geçişi için de fizibilitenin bitmesini bekliyoruz.
Yoksa bu trafikte İzmir’de bir yerden bir yere gitmek saatler alacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları