1 Mart yeni bir başlangıç olsun

SALGIN gerçekten beklediğimizden de uzun sürdü. Bir yıldır evlerdeyiz, hareketlerimiz kısıtlı, işten eve gidip pandeminin son bulduğuna dair gelecek haberleri bekliyoruz.Yeni mutasyonlar elbette canımızı sıkıyor. Ve bu yaşananların ne zaman sona ereceği ve eksi normale ne zaman döneceğimiz hakkında soru işaretlerimiz var.

Haberin Devamı


Ama şunu biliyoruz.
Aşılar pandeminin süresini azaltacak.
Asıl müjde tedaviyle ilgili ilaçların bulunmasıyla olacak.
Pandeminin ilk aylarında ekonomilerde sert frenler oldu.
Bunun etkilerinin rakamlara yansıdığını görüyoruz.
Bazı sektörlerde toparlanma hızlı oldu.
Perakende sektörü krizi fırsata çevirdi. Yazılım sektörü geometrik büyüdü. E-ticaret ciroları katladı. Otomotiv sektörü pandeminin etkisiyle yok sattı.
Bunlar iyi gelişmeler ve büyüyen sektörler...
Bir de gerçekten çok zor durumda olanlar var.
Örneğin turizm, havacılık ve yeme içme, hizmet sektörü...
Çoğu zaten pandemi koşulları nedeniyle çalışamıyor. Örneğin restoranlara “Kapatın” denildi. Kapatmak zorundalar, açarlarsa büyük cezalar var.
Havacılığın zararı kaç yılda çıkar bilemiyorum.
Kapanan turizm işletmeleri bu yılların telafisi kaç yılda yapabilir onu da kestiremiyorum.
Sonuçta pandemi bitecek ve bu saydığım sektörlerde hızlı düzelmeler de olacak.
Ama bunun için desteğe ihtiyaçları var.
Ayakta kalanlar inanıyorum ki; krizi fırsata çeviren sektörlerdeki gibi bir çıkış yapacaklar.
Çünkü herkes çok sıkıldı.
İnsanlar daha çok seyahat edecek, daha çok restoranlara gidecektir.
Dediğim gibi ayakta kalabilirlerse...
Herkesin bu sektörlere katkı yapması, destek olması şart.
Çok yara aldılar.
1 Mart itibariyle kapılarını açmak istiyorlar.
Devlet denetleyerek, kurallar koyarak bu işletmelerin açılmasına izin vermelidir.
İşletmeler de üzerlerine düşeni yapmalıdır.
Bir daha kapanmamaları için her türlü tedbiri yerine getirmeliler.
1 Mart yeni bir başlangıç olsun.

Haberin Devamı


İtalya’yı seviyorsanız
harika bir kitap önerisi

ŞU pandemi bitse de eski hayatımıza geri dönsek. Sık sık yazıyorum. Bir kere kalabalıkları özledik. Uzun sohbetleri, masaları da... Sonra seyahat etmeyi. Arabamıza atlayıp sevdiğimiz yerlere gitmeyi. Yürüyüşler yapmayı, yeni yerler keyfetmeyi de... Yine uçağa atlayıp ülke, kıta değiştirmeyi de özledik. Yeni kültürle tanışmayı, sevdiğimiz yerleri, mekanları ziyaret etmeyi de...
Eğer sizler de bu ruh halindeyseniz.
Size bir kitap tavsiye edeceğim.
Kitabın ismi “İtalya’da bir gezgin...” Yazarı ise Türkiye’nin en iyi rehberlerinden biri olan Mehmet Muammer Ertan...
Kitapta hoşuma giden Mehmet’in bir seyahat severin anıları gibi yazmış olması.
Zaten rehberliği de böyledir.
Deneyimleriyle, yaşadıklarıyla, beğendikleriyle size bir yeri anlatır.
Ve siz onu dinlerken sanki yaşamış gibi hissedersiniz kendinizi...
Ben İtalya’yı seviyorum.
İçimdeki Akdenizli bu ülkelerde daha da renklenir.
Egeli olarak Akdeniz’i kardeş gibi görürüm.
Benzer kültürler, renkler, müzikler; bir de olağanüstü gastronomisi eklenince benim için bir seyahatin çok ötesi olur.
Mehmet’in kitabı Gita Yayınları’ndan piyasaya çıktı. Büyük emek verilerek yazılmış 416 sayfalık bu eser, İtalya’nın birbirinden güzel 31 şehrini anlatıyor.
Detaylara da yer veren oldukça kapsamlı bir İtalya kitabı olması sebebiyle, İtalya’ya gidecek ya da ilgi duyan tüm rehber ve gezginlere yararlı olacağını düşünüyorum.
Ertan şöyle diyor.
“Kitabı yazarken gezip görülecek tarihi yerlerin yanı sıra kendi izlenim ve anılarıma da yer vermeye çalıştım. Kısacası okuyucuya bir rota çizerek, gezdiğim yerlerle ilgili bire bir yaşadıklarımı aktardım. Beğeniler kişiden kişiye değişir. Kitabımın en iyi gezi kitaplarından biri olduğu iddiasında değilim. Ama yaptığım araştırmalara göre bugüne kadar İtalya ile ilgili Türkiye’de yazılmış en kapsamlı gezi kitabı olduğunu söyleyebilirim. Biraz yabancı dil bilen biri bu kitapla İtalya’ya gittiğinde, yanında rehber ya da herhangi bir rehber kitaba ihtiyaç duymadan rahatlıkla gezebilecektir.”
Dediğim gibi Mehmet’in kitabı klasik gezi kitaplarından çok farklı…
Son kısmında İtalya’nın birçok yerinde çekilmiş fotoğraflar da var.
Kapak fotoğrafı da çok beğendim.
Ligurya sahillerindeki Portovenere kasabasında Mehmet’in çektiği bir fotoğraf.
Kitabı herkese öneriyorum.

 

Haberin Devamı


Bu havalar normal mi?

HAVA birkaç gündür 20 - 23 dereceydi.
Haftaya 10 - 15 derece düşeceği söyleniyor.
Belki bir hafta sonra yine 20’lere kendini atacaktır.
Kışı kış gibi yaşayamadık.
Palto bile giymeden geçen bir kış oldu.
Ne kadar normal siz karar verin.

Yazarın Tüm Yazıları