Ortası yok mu

İlk bakışta ‘olması gereken oldu’ hissi yaratsa da olaya bir de ters tarafından bakalım.
* Yaşadığımız apartmanların otoparkında bile komşularımızla anlaşamazken yol üstünde gelişigüzel park edenler birbirine girebilir.
* Kontrolsüz yollar yeniden değnekçilerin kontrolüne geçebilir.
* Kentin işlek yollarında iki hatta üç sıra parklarla trafik kaosu yaşanabilir.
Temennim yukarıdaki üç ihtimalin de gerçekleşmemesi. Ancak ortada bu ihtimalleri güçlendiren aşikar bir durum var.
O da belediyenin bile kontrol altına alamadığı yol üstü otoparklar ‘başı boş’ bırakılıyor. ‘Yol üstü otoparklardan ücret alınması durumunda belediyeyi ya da polisi arayın’ denilerek güvenliğin sağlanması vatandaşa bırakılıyor.
İyi de bu şikayetler yol üstü otoparklar belediye kontrolündeyken de vardı, neye yaradı?

* * *

Yol üstü otoparkların ihaleye çıkarılıp yüksek ücret talep edilmesi, çalışanların tavırlarının hoş olmaması ne kadar yanlışsa bugün hiçbir güvenlik önlemi almadan otoparkların ücretsiz olduğunun açıklanması da o kadar yanlıştır.
Doğrusu İstanbul’da olduğu gibi belediyenin kendi kurduğu bir şirketin işlettiği, toplanan parayla ilgili kafalarda soru işareti olmayan sistemdir.
Belediye yönetimi ya ücretli ya ücretsiz dememeli, orta yolu bulmalı.

TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Başkent Ankara’daki Suriyeli mülteci sorununa ilişkin bu köşede pek çok kez yazı yazdım.
Kasım 2014’teki Suriyeli sayısı 20 bindi, mayısta 35 bin. Tüm kışı insanlık dışı koşullarda geçirdiler.
Üşüdüler, hasta oldular, yerleştikleri bölgelerdeki vatandaşların zaman zaman kötü muamelesine maruz kaldılar.
Diğer tarafta Suriyelilerin yerleştiği mahalle sakinleri mültecilerin ‘denge’ bozduklarından şikayetçi oldular.

* * *

Son dönemde maalesef karıştıkları asayiş olayları artmaya başladı. Bu artışı sürpriz olarak değerlendirmemek lazım.
Ülkemizde Suriyeli mülteci sayısının yıl sonuna kadar 2 buçuk milyonu bulması öngörülüyor. Şehirlerdeki Suriyeli sayısı kamplardakinin 7 katı.
Hiç bir sosyal güvenceleri yok, büyük çoğunluğunun doğru düzgün işi yok. Hal böyle olunca gayrimeşru oluşumlar için açık hedef pozisyonundalar.

* * *

Türkiye’de olduğu gibi Ankara’da da ‘karanlık eller’ kötü planları için mültecileri kullanmaya başladı. Son dönemde Ankara Hürriyet’e gelen şikayetlerin bir çoğu bu yönde. Dünyanın gözünün kör kulağının sağır olduğu Suriyeli mültecilere ülkemizin kucak açması güzel. Ama ülkenin başkentinde durum böyleyse tehlike çanları çalıyor demektir. Bizden söylemesi...
NOT: Ankara’daki Suriyelilerin yoğunlukla yaşadığı bölge olan Altındağ’ın Hacılar ve Önder mahallelerinde bayram sonrası yıkım var. Yıkık dökük gecekondularda yaşayan Suriyelilerin yaşadığı yerler de yıkılacak. Sonrası hesaplanarak bu yıkımlar yapılmalı.