Cumhurbaşkanı eleştiriyor ama...

Türkiye’nin gelişen kentlerinin en büyük sorunu plansız yapılaşma.

Haberin Devamı

‘Noktasal’ planlamalar şehirlerin siluetlerini bozmakla kalmıyor, alt yapı ve trafik gibi pek çok sorunu beraberinde getiriyor.
İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde bölgesel planlamaların yapılmaması bu kentlerin geleceğini de ipotek altına alıyor.
Başkent’in son yıllardaki cazibe merkezi olan Çukurambar’da 15 katlı bir evle 30 katlı bir gökdelenin yan yana olması, aynı bölgedeki devasa yapıların arasından daracık yolların geçmesi aynı yanlışın bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

* * *

Bu yanlışa ‘belediyecilik’ kökenli bir siyasi olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yıllardır ısrarlı eleştirileri var.
Başbakanlığı döneminde başlayan ‘dikey yapılaşma’ eleştirileri son yıllarda artarak devam etti.
Erdoğan, 2016’daki Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı’nda, “Geçmişte hem yeterli imarlı alanın olmayışı hem de merkezi yerlere yönelik aşırı talepten dolayı yüksek bina ihtiyacı makul görülebilirdi. Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir” demişti.

* * *

Haberin Devamı

Bu yılın ilk üç ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın farklı programlarda söylediklerini özetle hatırlayalım:
* İnsanların şehirler üzerinde hakkı varsa şehirlerin de insanlar üzerinde hakkı var. Ben dikey değil yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalıdır.
* Kot denilen bir olay var. Müteahhitler bununla ilgili acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyorlar. Kazanmak isterken şehre ihanet ediyorsun, ihanet. İnsanın şehirler üzerinde hakkı olduğu gibi şehirlerin de insanlar üzerinde hakları vardır.
* Gecekonduların çoğu bugün şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, şahsiyetli ve özgündür.

* * *

Erdoğan, uzun zamandır anlatıyor ama ne belediyelerin, ne de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın planlarında bu hususlara dikkat edilmiyor. AK Parti’li belediyelerin Erdoğan’ın en ufak işaretiyle pek çok konuda atak bir tavır sergilerken, yatay mimari konusunda kulaklarını tıkıyor olması bir hayli düşündürücü...

YATIRIMCININ YABANCI İSİM HAYRANLIĞI

Hazır yeri gelmişken Erdoğan’ın eleştirilerinden yıllardır nasibini alan bir konuya da değinmeden geçmeyelim.
Yatırımlara verilen yabancı isimler...
Başta Ankara’da ve İstanbul olmak üzere devasa projelerin önünde arkasında şu tip kelimelere rastlamak mümkün: Residence(konut), gate(kapı), tower(kule), life(yaşam), garden(bahçe), west(batı), north(kuzey), plus(artı), new (yeni), city(şehir).
Türkçe anlamları da gayet modern kelimeler olmasına rağmen ısrarla İngilizce isimler tercih ediliyor. Yani Erdoğan’ı yatay mimari konusunda belediyeler dinlemezken, dikey yapıların mimarı yatırımcılar yabancı isimlerle ‘dinlememeyi’ perçinliyor.

Haberin Devamı

İSTANBUL'DAKİ KARAR ANKARA'YI ETKİLER Mİ

Siluet tartışmalarının en yoğun yaşandığı kent olan İstanbul’dan ‘yükseklik’le ilgili bir açıklama geldi. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da üzerinde durduğu ‘az serbest’, ‘yükselti serbest’ mantığını artık geride bırakıyoruz. Artık böyle bir kavram kalmadı. Bir daha böyle bir uygulama olmayacak, sınırlanmış olacak. Bu çalışmalar yapılarak belli bir noktaya getirildi” dedi.

İstanbul’da bu işin uygulaması nasıl olacak, geçmişte verilen yoğunluk artışları emsal gösterilip etrafındaki yatırımcı yoğunluk istediğinde nasıl bir tavır sergilenecek, merakla beklenilenler arasında.
İstanbul’daki bu kararın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bir yansıması olur mu?
Bunu da zaman gösterecek.

Yazarın Tüm Yazıları