Yes No Yes No Yes No, Reklam Olduk Looo!

Puslu bir Pazar akşamıydı, bu satırları size Yılmaz Morgül’ün “Yes No” isimli nadide eserini dinlerken yazıyordum. Lütfen yazıyı okurken bu şarkıyı dinleyiniz.

Haberin Devamı

Günlerdir bir EVET-HAYIR tartışmasıdır gidiyor. “Güçlü bir Türkiye için EVET diyorum kardeşim ya sen?” ler mi ararsınız yoksa “ Mustafa Kemal Atatürk çağrını aldım, Laik ve Bağımsız bir Türkiye için HAYIR diyorum, ya sen?” ler mi… Türkiye’nin bir EVET-HAYIR’la bölünmediği kalmıştı, o da oldu bu birbirine paslı videolar sayesinde. EVET veya HAYIR ne diyeceksek diyelim, kararımız bundan sonraki hayatımızı belirleyecek. Çünkü her tercih bir kaderdir…

Durum böyle olunca ben de bir EVET kararı veya bir HAYIR kararı nasıl bir hayatı bu kadar etkileyebilir diye düşündüm. Ama sonra bir baktım bu iki kelime zaten biz doğduğumuzdan beri hayatımızda çok önemli ve nasıl da büyük bir yer teşkil ediyor. Siyasetten biraz olsun uzaklaşıp, EVET ve HAYIR’ın sosyolojisine #denizzasiri bakış açısıyla inmeye hazır mısınız? Kaptanınız konuşuyor sayın okuyucular, trafikte olanlar aman diyim kemerlerinizi bağlayın, sonra kendimi yazıya kaptırdım öndeki arabaya çarptım dinlemem, hele hasarlarınızı hiiç mi hiç ödemem =)

Haberin Devamı

İnsan, ortalama 70-80 yıllık ömründe acaba kaç kez EVET veya HAYIR demiştir diye kısa bir araştırma yaptım. Ne yalan söyleyeyim kesin bir bilgiye ulaşamadım. Ama bu ortalamayı en çok, yabancı dil bilmeyen turistlerin yükselttiğine kalıbımı basarım. Ki ayıptır söylemesi benim de hatrı sayılır bir kalıbım vardır. Neyse yaza daha beş ay, 150 gün olduğu için bu konu şimdilik çok önemli değil, biz bunu geçelimdi, asıl konumuza gelelimdii…

EVET ve HAYIR’ın turistler için öneminden bahsedeceğim biraz. Sırf bu iki kelimenin, herhangi yabancı bir dildeki karşılığını öğrenseniz size karada ölüm yoktur. Ki hiç yabancı dili olmayan her 10 kişiden 9’u en az üç dilde EVET ve HAYIR demeyi bilir. Bunlar Yes-No kimi zaman Yaa-Nein, kimi zaman Daa-Net, kimi zaman da imparator Fatih Terim sayesinde Si-No olmuştur. Kombinasyonları çoğaltmak mümkündür. Bu iki kelime, sizi dünyanın her yerinde restoranlarda garsonla, dükkanlarda kasiyerle, havalanında pasaport polisiyle konuşurken hayatınızı kurtarmıştır. Yalansa yalan diyin, canımı yiyin!

Haberin Devamı

Evlilik teklif etme hazırlığında olan beyler, evlenme teklifi almak isteyen hanımlar, en çok “ EVET” duymayı veya “ EVEET” diye haykırmayı beklemiyor mu? Bazen aralarında şansı yaver gidenler nikah masasında da büyük bir EVET çektiklerinde, yıllar sonra “EVET” dediğim-duyduğum güne lanet olsun dediği de oluyor. Ya da belki de hayatının aşkı olacak birine “HAYIR” dediği için bir kutu çikolatayı 5 saniyede bitirmiyor mu pişmanlıktan ölenler... Yani anlayacağınız, EVET ve HAYIR bu şekilde de kader oluyor bizler için.

Şu anda 7,44 milyar olan dünya nüfusu acaba, birçok kadın kocasına yatak odasında “HAYIR” demeseydi kaç olurdu hiç merak etmediniz mi? Veya acaba dünya nüfusundaki işsizlerin yüzde kaçı, kocasına her istediğinde “ EVET” diyen kadınların eseri?

Haberin Devamı

EVET-HAYIR Erkan Yolaç’la korkulu rüyamız haline gelmiş, Mehter Marşıyla girip, İzmir marşıyla çıkmamış mıydık bir dönem? Ebru Gündeş’le “Eveet ,söylüyoruum eveeet , istiyoruum eveet, seviyorum aşığım sanaa” diye coşarken, Barış Manço’yla “Hayır hayır boşuna yalvarma inanmıyorum sana, hayır hayır yüz bin kere hayır inanmıyorum sana” diye isyan etmedik mi? Ardından Kamuran Akkor “ Evet mi hayır mı, söyle bana nedir senin cevabın?” diye sorularımıza yanıt aramadı mı?

Annenizin kızlık soyadını bir kenara bırakırsak, modern insan olarak en büyük derdimiz müşteri hizmetleriyle, Erkan Yolaç’ı kıskandıracak derecede EVET-HAYIR oyunu oynamak değil mi, yeni şifre belirlerken… Hele o ATM’ler bıkmıyor, “ başka bir işlem yapmak istiyor musunuz?” diye sorup, bizden EVET veya HAYIR’a basmamımızı beklerken…

Haberin Devamı

Fazla mesaiye kalmanızı isteyen patronunuza EVET dediğiniz için, evde sizinle vakit geçirmek isteyen eşinize kaç kez HAYIR demek zorunda kaldığınızı biliyor musunuz? Ya da kaç kere annenize HAYIR dediğiniz için taş oldunuz, hiç düşündünüz mü?
Peki en önemlisi, yazın ipli bikini giyemeyecek olmanızın sebebinin, en savunmasız halinizi yakalayıp “ tatlı alır mıydınız?” diyen garsona HAYIR diyememeniz olduğunu biliyor muydunuz? Yüzde kaçınız “ EVEET kızlar hazır mıyız? Al nefes ver nefes” diyen kas ötesi yakışıklı spor hocalarınıza salyalarını akıtırcasına baktı doğru söyleyin?

“Allahım ne olur bana HAYIRLI bir evlat nasip eyle” cümlesi kim bilir kaç kişinin dualarını süsledi. Kim bilir kaç HAYIRSIZ evlat, Kent dedeleri-nineleri gibi dikti cam kenarına annesini babasını? Allah bilir kaç rüyayı hayra yorup, rüyacı teyze kesildik ona buna başına belli değil…

Haberin Devamı

Bugüne kadar kaç esnafın dükkanını “HAYIRLI işler bol güneşler”le açtık sabahları acaba? EVETler ve HAYIRlar böyle böyle hep hayatımızdaydı aslında…

Siftahı benden, bereketi Allah’tan olsun… Tüm EVETleriniz ve tüm HAYIRlarınız sizin için en güzeliyle sonuç bulsun! Ne zaman EVET, ne zaman HAYIR diyeceğimizi bildiğimiz bir hafta olsun… Umarım yakın zamanda vereceğimiz EVET-HAYIR kararı sonrasında, sonuç ne olursa olsun birlik ve beraberliğimiz hiç bozulmasın. Örtmen geldi byee..

 

Yazarın Tüm Yazıları