Yarışmacıya terapiyi Acun mu yapacak?

Özel televizyonumuzun 30 yıla yaklaşan tarihi her dönem ekranda ‘sorunlu isimler’ yarattı.

Haberin Devamı


Kafasında bardaklar kıran Caner...
Uyuşturucudan hayatını kaybeden damat adayı Ata...
“Benimle Dans Eder misin”le tanınıp intihar eden Alp...
İlgi çekmek için kendini oradan oraya atan Taner...
90’ların başına gidersek o dönem her programa çıkıp delice tartışan, sonra da “Beni Siz Delirttiniz” diye kitap yazan Levent Oran...
En son evdeki papağanı boğazlayarak gündeme gelen MasterChef Murat Özdemir bunun 2018 örneği sadece...
Şimdi bakıyorum tüm faturayı Acun Ilıcalı’ya çıkarmaya çalışanlar var.
Ama bundan dolayı Acun’u eleştirmek büyük haksızlık çünkü MasterChef’in yapımcısı Acun değil.
Kanal patronu olarak dışarıya bir iş vermiş ve her hafta kaset teslim mal satın alıp yayınlıyor.
Yani eleştirilecekse programın yapımcısı eleştirilmeli.
Acun burada eleştirilecek son kişidir; Siz onun TV8’deki bütün programları, bantları, dizileri yayınlanmadan izlediğini, bütün yarışmacıları seçtiğini mi sanıyorsunuz?
Dış yapımlarda bunu yapanlar yapımcılardır.
MasterChef’in yapımcısının en büyük eksiği ise en başta Murat’ın sabıka kaydına bakmamasıdır.
Dün Murat’ın denetimli serbestlikten faydalandığı ve 5 ayrı suçtan kaydı olduğu ortaya çıktı.
Uyuşturucudan aile içi şiddete kadar 5 ayrı suçtan kaydı olan biri nasıl her hafta ekrana çıkartılıp yarıştırılır?
Bunun detayını da öğrendim:
Daha önce “Yemekteyiz”de yarışırken sabıka kaydı istenmiş Murat Özdemir’den ve nasıl olduysa temiz kağıdı getirmiş Murat...
Bu yüzden de MasterChef’te yarışırken yeniden sabıka kaydı istenmemiş kendisinden.
Doğrusu yeniden istenmesiydi ama istense belki yine sahte rapor getirecek ve ekrana çıkacaktı.
Programın yapımcısı Uygar Ataş sonrasında ise çok doğru bir adım attı. Çünkü yapımcıya ve kanala düşen, psikopata bağladığını fark ettiği yarışmacıyı sorumlu yayıncılık gereği ekrandan uzaklaştırmaktır.
Allah’ı var MasterChef’te de bunu doğru zamanda yaptılar, bir-iki hafta daha reyting alalım diye beklemediler.
Gelen tehlikeyi herkesten önce gördüler ve Murat’ı 1 ay önce MasterChef’ten diskalifiye ettiler.
Onun sonrasında yarışmacı gidip AVM’yi birbirine katıyorsa, evindeki papağını boğazlıyorsa buna kanal ne yapsın?
Bundan sonrası güvenlik kuvvetlerinin, savcılığın, adaletin ve uzman doktorların işidir.
Kafayı sıyırmış ve herkes için potansiyel tehlike olan birine terapiyi Acun’un yapmasını beklemiyorsunuz herhalde.

Haberin Devamı

Şampiyon kulaktan kulağa

Haberin Devamı

Efsane jokey Halis Karataş’ın aşkı ve efsane yarış atı Bold Pilot’ın hikayesini anlatan “Şampiyon” filmini gözyaşları içinde izlemiştim.
Açıkçası filmin açılış rakamı beni hayal kırıklığına uğrattı.
İlk üç gün seyirci rakamı 195.542 oldu “Şampiyon”un, ben çok daha iddialı bir açılış yapmasını bekliyordum.
Ama hafta başından itibaren yükselmeye başladı filmin gişesi...
Pazartesi günkü seyirci sayısı cumadan fazlaymış. Salı günü de üzerine koyarak devam etmiş.
Sonuçta 7 günde 376.735 kişi izledi “Şampiyon”u...
İkinci hafta sonu da eklenince üzerine seyirci sayısı 632.438’e çıktı
Kulaktan kulağa etkisi artarak devam edebilir bu filmin çünkü her izleyen salondan aynı kuvvetli duygularla ayrılıyor.

Haberin Devamı

Kainat Güzeli’nin Filipinli olmasının bir nedeni var...

Kainat Güzellik yarışması Miss Universe’te birinciliği Filipinli güzel kazandı.94 ülke arasında Türkiye’yi temsil eden Tara de Vries dereceye giremedi.
Neden hep bu yarışmalarda Kolombiyalı, Venezuelalı, Filipinli, Taylandlı güzeller birinci çıkıyor biliyor musunuz?
Çünkü bu ülkelerde bu yarışmalara büyük ilgi var, bu yüzden organizatörler de birinciliği hep Latin veya Uzak Doğulu kızlara veriyorlar. Yarışmaları da hep oralarda yapıyorlar. Yıllardır Türkiye Güzellik Yarışması’nı düzenleyen Can Sandıkçıoğlu’na sormuştum bu konuyu;
“Gidin İngiltere’ye ya da Avrupa’da başka bir ülkeye, kimsenin umurunda değildir Miss World ya da Miss Universe. Ama Tayland’da Filipinler’de Venezuela’da yarışmanın yapılacağı gece hayat durur, kimse sokağa çıkmaz” demişti. Sonra da eklemişti: “Organizasyonu yapanlar nereden daha çok ilgi görüyorsa, nerede müşterisi daha çok fazla ise oraya daha sıcak bakıyor.”
Yani bu yarışmaların Londra ya da Paris’te yapılmıyor olmasının, hep Uzak Doğulu ve Latin kızlarının birinci çıkmasının nedeni budur. Sponsorlar oralarda, ilgi oralarda.
Tara de Vries’ın yarışmadan sonra, “Zaten kimin kazanacağı belliydi” demesinin altında da bu gerçek yatıyor işte.

Yazarın Tüm Yazıları