Virüsün iyi yanı

Koronavirüsle ilgili duyduğum en iyi haber bu oldu:11 Mart-27 Nisan arasında 24 kadın cinayete kurban gitmiş..

Haberin Devamı


Geçen yıl aynı tarihlerde bu rakam 44’tü...
Neredeyse yarı yarıya azalmış.
Oysa tam tersi aynı eve kapandıkları için çiftler arasında tartışmaların, boşanmaların, kavgaların daha fazla olması beklenirdi...
Vuhan’da karantina sonrası boşanmaların arttığını biliyoruz.
Belki de bu kendine güvensiz, kadını dövmeyi, öldürmeyi namus meselesi sayan katillerin en büyük derdi kadının dışarıda olması...
Eve kapanıp dışarı adım atmadığı sürece belki de o yere batasıca kıskançlıkları hortlamıyor, kadının dört duvar arasında yaşamasından memnun oluyorlar...
Kadını baskılar, kontrol altında tutarlarsa, kadın dışarı çıkmazsa sorun yok! Çıkarsa ölüm tehlikesi artıyor...
Koronavirüs bile bu pislik virüslerden daha iyidir.
Hiç değilse koronanın aşısı bulunacak.
Kadın katillerine aşı da fayda etmez.

Haberin Devamı

İstikrarlı duygusal ilişki

Tedbirlerin gevşemeye başladığı İtalya ilginç bir konuyu tartışıyor.
4 Mayıs’tan itibaren akraba ziyaretine izin verilecek ülkede.
İlk olarak “bu ziyaretleri aralarında kan bağı bulunan ve ilişkileri hukuki olarak tanınan kişiler yapabilir” dendi...
Yani evli çiftler, kardeşler, çocuklar-ebeveynler gibi...
Peki sevgililer ne olacak?
Tabii İtalyanlar itiraz etti bu garip tanımlamaya, “evli değilsem neden görüşemiyorum” diyerek.
Daha sonra başbakanlık tanımlamayı genişletti...
* Hısım, akraba, eşler, birlikte yaşayanlar, evli olmayan sabit çiftler diyerek kapsamı genişletti.
Ve bir kategori daha ekledi buna:
* İstikrarlı duygusal ilişkiye sahip olanlar...
Bir ilişkide ilk defa böyle tanımlama duyuyorum.
Duygusal ilişkide istikrarı belirleme işini de İtalyan yetkililere bırakıyorum.

Uzaktan eğitimle bu yılı bitiririz

Okulların kapalı kalacağı süre 30 Nisan’dan, 31 Mayıs’a uzatıldı, doğrusu da bu...
Hatta bu yıl okullar açılmayacak deyip, eğitim öğretim yılının uzaktan eğitimle tamamlanacağı söylenmeli...
Çünkü 31 Mayıs’tan sonra iki hafta kalıyor okulların kapanmasına.
19 Haziran’da okullar kapanacak.
İki haftalığına okullar mı açılır, açılsa hangi veli gönderir...
Çünkü çocuklar okula gittiği anda başlıyor burunları akmaya, öksürmeye, hapşırmaya...
Okula giden iki çocuklu bizim evde bu mevsimlerde hastalık eksik olmazdı.
Eve kapandığımız 1,5 aydan bu yana kimsenin burnu bile akmıyor.
Dolayısıyla bu önlem haziranın 19’una kadar sürmeli, uzaktan eğitimle bu yılı tamamlamalıyız...
Asıl ben böyle yapmayan ülkelere şaşırıyorum...
Mesela Fransa, ligleri iptal ediyor maçlar yazın bile oynanmayacak diyor, 11 Mayıs’ta okulları açıyor...
Bu nasıl bir mantıktır?
Seyircisiz oynanan bir futbol maçında mı virüsün yayılma riski çoktur, yüzbinlerce öğrencinin doluştuğu okullarda mı?

Haberin Devamı

Bayramda evde miyiz?

THY bayramda acaba uçar mı diye beklerken, uçuşların 28 Mayıs’a kadar durdurulduğunu açıkladı...
Bayramda tatil planı yok demektir bu...
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bayrama kadar hafta sonu sokağa çıkma yasaklarının devam edeceğini söyledi...
Bayramın birinci ve ikinci gününün denk düştüğü 23-24 Mayıs hafta sonu sokağa çıkma yasağı olur mu göreceğiz...
O zamana kadar kurallara uyup uymadığımız belirleyecek bunu.
Ama hafta başından beri uymadığımız çok açık. Yine herkes sokaklarda ve trafikteydi...
Hatta tüm uyarılara rağmen parti yapanlar bu kez Bağcılar’da ortaya çıktı.
Ne parti merakıymış bu be, 1,5 ay partisiz duramadılar.

Yalnız bırakmadılar

Haberin Devamı

İnsanların cenaze törenlerine gidemediği, sevdiklerine mezarlıkta son bir veda edemedikleri dönemde Nur Yerlitaş’ın cenazesinden gelen görüntülere baktım...
Sevenleri orada, Sibel Can, Hülya Avşar, Gülben Ergen orada...
Karantina günlerinde gördüğüm en kalabalık cenaze töreniydi.
Ne kadar sevildiği buradan belli...
Demek karantina günleri olmasaydı Nur’un son yolculuğu tıklım tıklım olacaktı...

Al birini vur ötekine...

Sosyel medyada ortaya çıkan ve cinsel yönelimlerinin üzerine basarak popüler olmaya çalışan tipler var...
Hep aynı şeyi söylüyorum bunlarla ilgili: Hiçbir altyapısı olmadıkları, ürettikleri hiçbir şey olmadıkları için eninde sonunda duvara tosluyorlar...
Ya uçağın tuvaletinde edepsizleşir ya ona buna bağırarak hadsizleşirler.
Bu yolla takipçi edinirler, para kazanırlar, ucuz bir şöhretle bir şey oldum sanırlar...
Birinin diğerinden hiçbir farkı yoktur...
Dün Kerim’dir, bugün Abdülkerim, Mehmet, Murat...
İsimleri değişebilir ama al birini vur ötekine...
Bunlara
verilecek en iyi
ceza görmezden gelmek, adlarını anmamak, takip etmemektir...
Siz prim verdikçe bu tipler var olmaya devam edecek...

Yazarın Tüm Yazıları