Tarık Abi’nin ardından...

Geçen hafta Tarık Ünlüoğlu’nun ölüm haberini aldığımda TV8’de canlı yayındaydım.

Haberin Devamı

Rejiden kulağıma “son dakika” olarak bu haberi söylediklerinde konuştuğumuz konuyu unuttum, stüdyodan koptum, tüm meselelerden uzaklaştım.

Daha önce hiç sevdiğim bir abimin, çok saygı duyduğum bir arkadaşımın ölümünü canlı yayında duyurmamıştım.

Gözyaşlarımı zor tutarak verdim haberi...

Çünkü Tarık Ünlüoğlu ve Gülenay Kalkan aile dostumuzdu bizim.

Çocuklarımız ellerinde büyüdü, birlikte çok güzel zamanlar geçirdik.

Hele o Bodrum geceleri...

Sahile attığımız masamızda kimi zaman tartışır, kimi zaman dedikodunun dibine vurur, kimi zaman anılarını dinler, kimi zaman Gülenay’la Tarık’ın unutulmaz maceralarına kahkahalar atardık...

Onun o “Gülenay” deyişini, Tarık Ünlüoğlu’nu biraz tanıyan bile unutamayacak, her aklına geldiğinde tebessümle hatırlayacaktır...

Haberin Devamı

O masamızın en güzel abisiydi...

Onun olduğu yerde kahkaha ve enerji eksik olmaz, muhabbetin dibine vurulurdu.

Tarık-Selçuk-Oktay’ın olmayacak mevzudan çıkardıkları tatlı çekişmeleri kahkahalarla izlerdik.

Gülenay Kalkan verdiği ölüm ilanında;

Bir masal yaşadım seninle... Tadı kaldı dilimde” dedi ya... Dostluğunla, muhabbetinle hepimizin dilinde tat bırakarak gittin Tarık Abi...

Masamız bir kişi eksik kaldı. Seni çok özleyeceğiz...

Martı’nın bakımı

İstanbul’daki kiralık scooter Martı’nın ne kadar güzel bir uygulama olduğunu daha önce yazmıştım.

Scooter’ların bağlı olduğu yerleri gösteren uygulamayı indiriyorsunuz, kredi kartı bilgilerinizi veriyorsunuz.

Scooter’ın üzerindeki QR kodun fotoğrafını çektiğiniz anda kilidi açan şifre geliyor telefonunuza.

İstediğiniz yerde de bağlayıp bırakıyorsunuz scooter’ı... Bağladığınız yerin fotoğrafını çekip göndermeniz yeterli...

Geçen hafta Levent civarında iki kez kullandım Martı’yı.

Birinde 2 kilometre gidip 10.50 lira, diğerinde 2.5 km gidip 13.50 lira ödedim.

Özellikle taksi bulunmayan saatlerde benim için kurtarıcı bir uygulama...

Ama bir kusurcuğu var; scooter’lar çok çabuk eskidi.

İlk bindiğim scooter’ın arka ayak fren yeri kopmuştu. Diğerinin de fren pedalı takılı kalıyordu.

Frene basınca otomatik kalkmıyordu mandal.

Haberin Devamı

İkisi de kullanıcılar için büyük tehlike.

İyi bir scooter sürücüsü olmayan, bu eksikler yüzünden kaza yapabilir.

Martı güzel ama bakımının da iyi yapılması gerekiyor.

Uygulama içinde bu eksikleri bildireceğimiz bir “kullanıcı deneyimi” köşesi de olması lazım.

Rapaic’in selamı var

Milan Rapaic, Fenerbahçe’de oynayalı kaç yıl oldu?

10-12 dedim ben...

Meğer 17 yıl olmuş!

2000-2002 yılları arasında Fenerbahçe forması giydi Rapaic.

Hafta sonu Sadettin Saran’ın Hırvatistan’ın Split kentinde 3 yıl önce satın aldığı otele gittik.

Le Meridien’in işlettiği Split şehir merkezinin 15 dakika dışında, denize sıfır, çok güzel bir otel. Saran’ın ilk turizm yatırımı bu; “Otelciliği sevdik, satın almak için başka oteller de bakıyoruz” dedi.

Haberin Devamı

“Rap rap Rapaic”i de orada gördüm işte.

Hajduk Split’in oyuncusuydu Rapaic, Split’te yaşamaya devam ediyor.

Futbolu bırakan çoğu futbolcu gibi kilo almış, “O eski halinden eser yok şimdi” dedirten bir görüntü çiziyordu.

Yine de hemen tanıdım ve bu fotoğrafı çektirdim.

Sadettin Saran’ın otelinin içinde yer alan restoranın işletmeciliğini yapıyormuş. İşin ilginci ne biliyor musunuz;

2002’de Sadettin Saran, Rapaic’i Fenerbahçe’den gönderen yöneticiydi.

Rapaic, Fenerbahçe’den Hajduk Split’e döndü o sene.

17 yıl sonra yeniden yolları kesişmiş ve şimdi Saran’ın otelinde restoran işletiyor Rapaic.

Türkiye’ye çok selam söyledi.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları