Sanayi Bakanı gazeteciliği sizden daha iyi biliyor

Haberin Devamı

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin üreteceği ilk yerli otomobilin görüntülerini paylaşıyor...
Özelliklerini kamuoyuna anlatıyor...
Ama o da ne?
Otomobil, Cadillac BLS modelinin birebir kopyası...
Şimdi bu durumda gazeteciye düşen nedir?
Bu benzerliği okurdan saklayıp, “Yaşasın yüzde 100 yerli otomobil üretiyoruz” diye bakanın gösterdiği otomobili körü körüne alkışlamak mı?
Yoksa benzerliğe dikkat çekip bunu haberleştirmek mi?
Dünyanın her yerinde gazetecilik, ikincisini gerektirir...
Gözün gördüğü bir benzerliği okurdan saklamaya kalkarsan sadece gazetecilik yapmamış olmazsın, aynı zamanda komik duruma da düşersin...
Hükümet gazeteleri, her zamanki gibi komik duruma düşmeyi tercih etti, milli otomobili sadece alkışladılar...
Başta Hürriyet olmak üzere bazı gazeteler de milli otomobilin Cadillac’a benzerliğini haberleştirdi...
Dün baktım hükümet gazeteleri yine borazancılık yapıyor, “Milli otomobile kara kampanya” başlıklarını atmışlar...
Cadillac’a benzerliği haberini yapanlar, milli otomobili itibarsızlaştırmaya çalışıyormuş...
İşte buyrun Bakan Işık kendi açıkladı:
“Yerli otomobilin prototipi için Cadillac BLS’nin platformunu satın aldık” dedi...
Yani iki otomobilin kasası da aynı üretim platformundan çıkacak...
Keşke bunu, basın benzerliği ortaya çıkarmadan ilk basın toplantısında söylemiş olsaydı...
Ama bunu söyleyerek, benzerlik haberini yapan Hürriyet ve diğer gazetelerin haberciliğini doğruladı.
Hatta, “Bunun tartışılması önemli. Bütün bu tartışmaları kötü niyete dönmediği sürece önemsiyoruz. Asıl hiç tartışma olmasa korkmamız gereken bir durum vardı” dedi...
İşin başındaki bakan bunu diyor...
İşin sonundaki yandaş medya, benzerlik haberlerine “karalama kampanyası” yaftasını yapıştırıyor...
Sayın bakan bile gazeteciliği bunlardan iyi biliyor...

Haberin Devamı

Drogba’nın yaptığını yapabilir misin Arda?

Türk Milli Takımı, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılma primi olarak 500 bin euro alacak...
Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören, İzlanda maçı sonrasında soyunma odasında açıkladı bu rakamı...
“Bugüne kadar 150 bin euro dağıtmıştık size, buna 350 bin euro daha ekleyeceğiz” dedi...
Futbolcuların adam başı aldıkları ücret böylece 500 bin euro’ya çıkmış olacak...
1 milyon 650 bin lira para demek bu...
Gözümüz yok, analarının ak sütü gibi helal olsun hepsine...
Güle güle harcasınlar...
İnşallah daha büyük mutluluklar yaşatırlar bizlere, inşallah daha çok prim kazanırlar...
Ama diyorum ki...
Hani Konya’daki saygı duruşunda kalbimiz kırıldı ya...
99 vatandaşın yasını bile hep birlikte tutamadık ya...
Artık kederde ve zaferde bile ayrı düştük ya...
Kardeşlik için, barış için, bu ülkenin yeniden ortak havayı soluması için kazandığınız primin bir kısmını kaybettiğimiz 99 kardeşimizin ailesine aktarsanız...
Miktar değil önemli olan, yapacağınız jest çok daha önemli...
Futbol çok şeyi yapabilir...
Hatırlayın, Drogba ülkesi Fildişi Sahilleri’ndeki iç savaşı böyle bitirmişti...
2006 Dünya Kupası’na katılmayı hak ettikleri son maçta soyunma odasından tüm ülkeye yaptığı konuşmayla iç savaşı bitirmişti...
Futbolun birleştirici gücünün bize de iyi geleceğine eminim...
Yeter ki buna cesaret edecek bir futbolcu çıksın... Drogba’nın yaptığını yapabilir misin Arda?

Haberin Devamı


Yayın yasağı kime?

Önceki gün Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, Ankara katliamıyla ilgili çok geniş kapsamlı bir yayın yasağı kararı aldı...
Sadece gazeteler ve televizyonlar değil, sosyal medyada bile soruşturma tamamlanıncaya kadar her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların yapılması yasak.
Dün baktım, yasağa uyan neredeyse tek bir gazete var: Hürriyet...
Hükümet medyası başta olmak üzere pek çok gazeteye ne yasak uğramış ne Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin aldığı karar...
Vurmuşlar gözüne gözüne Ankara haberlerinin.
Çakmışlar manşetlerden iddia ettikleri terör bağlantısı haberlerini...
Yapmışlar çatır çatır yorumlarını kimseleri takmadan.
Merak ediyorum, bu yasağı delen Hürriyet olsaydı ne olurdu?
Dün yasağa uymayıp Ankara saldırısı haberleri yorumları çıksa Hürriyet’te bütün parmaklar bize sallanır, saydırırlar da saydırırlardı...
Hürriyet yasağa uydu, pek çoğu uymadı.
İnterneti, sosyal medyayı saymıyorum bile...
Aslında bu durum bile günümüz dünyasında haber yasağı koymanın ne kadar anlamsız, gerçek hayatta ne kadar karşılığı olmayan bir durum olduğunu gösteriyor...

Yazarın Tüm Yazıları